Ankara Mısır Elçiliği Önünde Darbe Protestosu (FOTO)
Ankara Özgür-Der Şubesi, Mısır’da darbenin 1. yılında Sisi cuntasını lanetledi ve R4BIA direnişini selamladı. Mısır Elçiliği önünde yapılan iftar ve basın açıklamasında Filistin, Suriye ve Irak’taki direnişler için dua edildi.
İbrahim Kurtuluş / Haksöz-Haber
Mısır’da Sisi’nin başını çektiği cuntanın 3 Temmuz 2013’te gerçekleştirdiği darbenin birinci yıldönümünde Mısır Elçiliği önünde bir iftar ve basın açıklaması düzenlendi.
Özgür-Der’in çağrısıyla gerçekleştirilen eyleme Özgür-Der mensuplarının yanı sıra Köklü Değişim Dergisi, Şehir ve Medeniyet Hareketi de destek verdi.
Simit, ayran ve hurma’nın ikram edildiği iftar’ın ardından yapılan eylemde; “Bir Musa Gelecek Firavunu Yıkacak”, “Suriye, Kudüs, Mısır Direniyor Şehidler Yolumuzu Aydınlatıyor”, “Yaşasın Küresel İntifada” pankartları açıldı.
İftarın ardından Özgür-Der Ankara Şube Başkanı Abdurrahman Çeliker kısa bir konuşma yaptı. Çeliker; Arınma ve sabır ayı olan Ramazan’da Müslümanların ilk görevinin şahitlik olduğunu bu şahitliğinde direniş öbeklerinin direnişlerine destek vermekten geçtiğini söyleyerek başladığı konuşmasında, Mısır’ın ve Suriye’nin diktatörlerine karşı sabırla direnen ve direnişlerini kanlarıyla besleyen Müslüman kardeşlerinin her zaman yanlarında olmaları gerektiğini ifade etti. Çeliker konuşmasını; “Tüm emperyalistlere ve onların yerli işbirlikçilerine karşı “Onlar zulme uğradıklarında birlik olup karşı dururlar” ayeti çerçevesinde oluşturulan bir direniş azmi ve bilinciyle zalimlerin coğrafyamıza karşı uyguladıkları projeler boşa çıkartılabilir. sözleriyle tamamladı. Ardından Özgür-Der Ankara Şubesinden Doğan Avşar’ın okuduğu basın açıklamasına geçildi. Avşar konuşmasına; “Mısır’da Sisi’nin başını çektiği cuntanın 3 Temmuz 2013’te gerçekleştirdiği askerî darbenin üzerinden tam bir yıl geçti. Mısır halkının ilk defa özgür bir şekilde seçtiği Muhammed Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler iktidarının darbeyle devrilmesiyle birlikte başta Rabiat’ül Adeviye Meydanı olmak üzere tüm şehirlerde kitlesel darbe karşıtı gösteriler yapıldı. Yine kutlu, mübarek ve arınma ayı olan Ramazan’ın ilk günlerinde başlayan darbe ve katliam karşıtı gösterilere karşı Mısır’ın tüm darbecileri, insafsız, merhametsiz bir psikoloji ve ruh haliyle adeta kana susayan vampirler gibi Müslüman kardeşlerimizin üzerine saldırdı ve insanlık tarihine aşağılık bir katliamı daha mazlumların kanlarıyla yazdılar.” sözleriyle başladı.
Ancak tüm bu baskılar Müslüman Mısır halkının Özgürlük için direniş iradesini kıramamıştır. Direnişi ve şehadeti en yüce değer olarak kabul eden asırlık İhvan mektebinin talebelerini teslim alamayan zorba güçler bir türlü kıramadıkları direniş karşısında adeta çılgına dönmüş ve baskılarını artırmaya devam etmiştir. Son olarak verilen idam kararları darbecilerin içine düştüğü çaresizliğin bir sonucudur. İhvanın lideri Muhammed Bedii’nin mahkeme salonunda haykırdığı gibi İnşaallah idam kararları cuntacıların tabutunun son çivisi olacaktır ifadelerinin yer aldığı basın açıklaması; “Ama zalimlerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Ve O hesap görücülerin en iyisidir.
“Elbette son sözü işbirlikçi zalimler değil izzetle direnen Müslümanlar söyleyecektir.” sözleriyle sona erdi.
Avşar’ın konuşması sırasında; “Bir Musa gelecek firavunu yıkacak.”, “Yaşasın Küresel İntifada”, Ankara’dan Mısır’a Direnişe Bin Selam” ve “Katil Sisi, Katil Esed Ortadoğu’dan Defol” sloganları atıldı. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Mısır’da Sisi’nin başını çektiği cuntanın 3 Temmuz 2013’te gerçekleştirdiği askerî darbenin üzerinden tam bir yıl geçti. Mısır halkının ilk defa özgür bir şekilde seçtiği Muhammed Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler iktidarının darbeyle devrilmesiyle birlikte başta Rabiat’ül Adeviye Meydanı olmak üzere tüm şehirlerde kitlesel darbe karşıtı gösteriler yapıldı. Yine kutlu, mübarek ve arınma ayı olan Ramazan’ın ilk günlerinde başlayan darbe ve katliam karşıtı gösterilere karşı Mısır’ın tüm darbecileri, insafsız, merhametsiz bir psikoloji ve ruh haliyle adeta kana susayan vampirler gibi Müslüman kardeşlerimizin üzerine saldırdı ve insanlık tarihine aşağılık bir katliamı daha mazlumların kanlarıyla yazdılar.
Darbe sürecine karşı insanlık tarihinin en meşru, ahlaki ve İslami direnişlerinden birini gösteren Mısır halkının binlercesini katleden Sisi cuntası, henüz masum insanların kanları kurumadan Türkiye’deki İstiklal Mahkemelerini andıran kurmaca mahkemelerde Müslüman direniş önderlerini idama mahkum edip, binlercesini uzun süreli hapisle cezalandırdı. Cunta yönetiminin kiralık hakimleri tarafından medeni dünyanın gözleri önünde ‘Şiddet olaylarına karışmak, kişilere ve kamu malına saldırı’ gibi uydurma gerekçelerle 1212 kişiye idam cezası verildi.
Darbe karşıtlarını dünyanın gözleri önünde camilerin içinde katleden Mısır cuntası, binlerce kişinin öldürüldüğü bu katliamlardan sağ kurtulanları da böyle bir idam kararı ile cezalandırmakta, adalet ve özgürlük taleplerini haykıranlara adeta gözdağı vermektedir. Bugün Mısır halkı katil darbeci rejim tarafından idamlarla korkutulmaya, ölümlerle terbiye edilmeye çalışılıyor. Ancak tüm bu baskılar Müslüman Mısır halkının Özgürlük için direniş iradesini kıramamıştır. Direnişi ve şehadeti en yüce değer olarak kabul eden asırlık İhvan mektebinin talebelerini teslim alamayan zorba güçler bir türlü kıramadıkları direniş karşısında adeta çılgına dönmüş ve baskılarını artırmaya devam etmiştir. Son olarak verilen idam kararları darbecilerin içine düştüğü çaresizliğin bir sonucudur. İhvanın lideri Muhammed Bedii’nin mahkeme salonunda haykırdığı gibi İnşaallah idam kararları cuntacıların tabutunun son çivisi olacaktır.
Başta İhvan Mürşidi Bedii ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi olmak üzere İhvan liderlerinin hemen hemen tamamı hapishanelerde olmasına ve üstelik birçoğu idam ya da müebbet olmak üzere ağır cezalar almasına, yargılanmasına rağmen direniş kesintiye uğramadı. İdam cezasından korkmadıklarını duyuran İhvan liderleri devam eden bütün baskılara rağmen direnişten vazgeçmeyeceklerinin altını çiziyorlar.
Ancak Mısır’daki bu darbe elbette Mısır’la sınırlı kalmamıştır. İslami Hareketleri bitirmeye yönelik küresel bir plan çerçevesinde başta Suriye, Mısır ve Libya olmak üzere hemen tüm İslam coğrafyasında Müslümanlara dönük küresel bir proje olarak emperyalistlerce uygulamaya koyuluyor.
Halkların kendi iradesini ellerine alma çabaları zalimlerce bir cezalandırmaya, bedel ödetme kampanyasına dönüştürülüyor. Mısır’da halka dönüp İslam mı istiyorsunuz o halde alın size darbe dediler. Suriye’de özgürlük isteyenlere varil bombaları yağdırıyorlar. Libya’da kardeşlerine sahip çıkanları, darbeci generallerle tasfiye etmeye çalışıyorlar. Ve Irak, mademki işgal projesine karşı direniyorsunuz, alın size ölüm ve yıkım diyorlar! Ama zalimlerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Ve O hesap görücülerin en iyisidir. “Elbette son sözü işbirlikçi zalimler değil izzetle direnen Müslümanlar söyleyecektir.”
HABERE YORUM KAT