Anıtperestliğe duyulan ‘Özlem’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, Samsun’daki heykel şovuna katılamadığı için çok üzülmüş!
HAKSÖZ HABER
Sol-Kemalist çevrelerin Samsun’daki “Atatürk heykeli hadisesi” sonrasında tüm Türkiye’yi dahil etmeye çalıştıkları bir tiyatroya şahit olduk. Bilindiği üzere 3 Şubat günü iki kişi gece vakti Samsun’da bir Atatürk heykeline urgan asmıştı. Daha sonrasında yakalanan bu iki kişiden biri alkollü çıkmış her ikisinin de uyuşturucu ticaretine kadar varan oldukça kabarık sicil kayıtları olduğu anlaşılmıştı!
Toplumu Samsun’daki heykelin etrafında garip ayinler yapmak için konsolide eden sol-Kemalistlerin ucube eylemine AK Parti Genel Başkan Yardımcı Özlem Zengin’den destek geldi. Tokat Belediyesinin sosyal tesislerinde basın açıklaması düzenleyen Zengin, Samsun’daki olaylar hakkında “keşke biz de orada olsaydık” dedi. "Bu eylem benim kalbimi acıtan bir konudur. Bugün keşke biz de gitseydik. Biz de 'Buradayız' deseydik. Bunu önemsiyorum. Atatürk bu ülkenin bir değeridir. Hiç kimsenin ona söz söylemesini istemeyiz. Bu manada bakıldığı zaman bunun altında bir kasıt var mıdır, savcılık bunu araştıracaktır. Bunun arkasında bir örgüt var mıdır, yoksa bireysel bir eylem midir? Bu bir bireysel eylem olsa bile insanları rahatsız etti. Rahatsız olmakta da haklılar. Bu manada bize düşen şey, hukuki manada yapılması gereken ne ise yapmaktır"
Yıllardır heykeller etrafındaki şirk ritüelleriyle zihni iğdiş edilen Türkiye toplumunun bu zorbaca dayatmadan kurtarılması gerekiyor. Geçmişte şapka dayatması, tesettür-ezan yasakları ve İstiklal Mahkemesi zulümleriyle rejim tarafından hizaya sokulmak istenen muhafazakar-dindar çevreleri temsil etmek için siyaset yapan isimlerin hali pürmelali ise oldukça içler acısı bir vasat çıkartıyor!
Kimse unutmamalıdır ki heykel ve anıtlar üzerinden yapılmak istenen İslam düşmanı bir sistemin inşasıdır! Eğer ki kendisini kandırmak istemiyorsa bu durumun Özlem Zengin de farkındadır. O halde Samsun’da basit bir adli olay üzerinden köpürtülen şirk ritüelleri için “keşke biz de orada olup ‘buradayız’ deseydik” ifadesini kullanmak oldukça ağır bir vebaldir!
Az evvel zikredilen yasak ve zorbalıkların mimarı olan kişi bugün hala Türkiye toplumuna bir ilah gibi dayatılmaktadır. Müslümanlar ise yalnızca alemlerin rabbi olan Allah’ı ilah olarak kabul ederler! Durum buyken herkes ahiret için ne hazırladığına baksın. İslam düşmanlarına şirin gözükmek için sığıntılık yapmak ise dünya ve ahirette kimse için hayra vesile olmayacaktır!
Ey iman edenler! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin. Allah’a aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? (Nisa / 144)
HABERE YORUM KAT