1. HABERLER

  2. BASIN AÇIKLAMASI

  3. "Andımız" İncelemesine Kınama
Andımız İncelemesine Kınama

"Andımız" İncelemesine Kınama

Özgür Eğitim-Sen Diyarbakır Temsilciliği, İHD Bingöl şube başkanı Nihat Aksoy hakkında başlatılan incelemeyi kınadı.

09 Ocak 2011 Pazar 15:52A+A-

Özgür Eğitim-Sen Diyarbakır Temsilcisi M. Masum Yokuş tarafından yapılan açıklamada, insana yapılacak en büyük zulümlerden birinin de iradesinin baskı altına alınarak, yok sayılması olduğu vurgulanarak, sistemin, insan iradesini sıfırlayan, şahsiyeti ifsat eden, akılları dumura uğratan, adaleti ve erdemi yok sayan büyük bir iğfal düzenine dönüştüğü ifade edildi.

Çocuklarımızın, Türk ulusalcılığı ve Kemalist ütopyaların kurbanı haline getirildiğinin altını çizen Yokuş, "bu bağlamda, her sabah çocuklarımıza içirilen "andımız"; ikiyüzlülüğü, yalancılığı karakter haline getirmekte;   şahsiyeti parçalanan, uygulamanın ifsadından dolayı büyüklerine kin besleyen, zorbalıkla yaptırıldığı için de nefret duygularının gelişmesine sebep olmaktadır. Bu durum, İnsan hakkı ihlalinin de ötesinde, insan duygu ve düşünce dünyasının "katli" anlamına gelmektedir."dedi.

Öğretmen Nihat Aksoy hakkında soruşturma açılmasının, yıllardır devam eden zulüm ve baskının devamı olduğunun belirtiliği açıklamada, Türklüğü dayatan statükocu zihniyetin ürünü olan bu ırkçı metnin kaldırılmalı çağrısında bulunuldu.

Açıklamanın tam metni:

ÖĞRETMEN NİHAT AKSOY' A YÖNELİK BASKIYI ŞİDDETLE KINIYORUZ!

İnsan Hakları Derneği Bingöl Şube (İHD) başkanı Nihat Aksoy Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak görev yaptığı Bingöl 100.Yıl ilköğretim Okulu'nda, "andımız" ı okutmadığı ve "bu andın sizlere okutulması da bir insan hakkı ihlalidir. Bu sebeple evrensel değere sahip bu günün saygınlığı için, sizlere bu andın okutulması taraftarı değilim." dediği gerekçesiyle hakkında inceleme başlatılmıştır.

Aynı zamanda okulun Çocuk Hakları Kulübü rehber öğretmeni de olan Aksoy, İnsan Hakları günü nedeniyle öğrencilere hitap ederek "Çocuklar, anlatıldığı gibi bugün bütün dünyada kabul gören evrensel bir gün; Dünya İnsan Hakları Günü. Bu gün ve hafta bütün dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanılıyor. Maalesef ülkemizde ve dünyanın farklı yerlerinde insan hakları ihlalleri devam ediyor. Her sabah sizlere okutulan öğrenci andı da Evrensel insan hakları değerlerine uymamaktadır. Dolayısıyla, bu andın sizlere okutulması da bir insan hakkı ihlalidir. Bu sebeple evrensel değere sahip bu günün saygınlığı için, sizlere bu andın okutulması taraftarı değilim." şeklinde bir beyanatta bulunmuştur.

Okul öğretmen ve idarecilerinden de herhangi bir talep gelmeyince öğrenci andı okutulmadan öğrenciler okula alınmıştır. Okul idaresi aynı gün Aksoy hakkında tutanak tutarak Milli Eğitim Müdürlüğüne göndermiştir. Bunun üzerine ön inceleme yapmak üzere müfettiş gönderilmiştir.

28 Aralık 2010 tarihinde ön incelemeye gelen Milli Eğitim Müdürlüğü müfettişi ise öğrencilerin, öğretmenlerin ve Aksoy'un ifadesine başvurmuştur. İHD Bingöl şube başkanı Aksoy, ifadesine başvuran müfettişe tören alanında söylediği sözleri tekrarladığını kaydederek, "tören alanında söylediğim yukarıdaki sözlerimi müfettişe de tekrarladım. Sorumluluğu üstlendim. Müfettişe aynı zamanda bir insan hakları savunucusu olduğumu da söyledim. Son zamanlarda, kaldırılması gerektiği çeşitli STK, akademisyen, yazar ve hatta Milli Eğitim Şurası'nda da gündeme gelen öğrenci andının hala okutuluyor olmasının, insan haklarına ve pedagojiye aykırı olduğunu ifade ettim." demiştir.

Ayrıca; Aksoy,  "öğrenci andı anayasanın değil, kanunun değil, tüzüğün değil, yönetmeliğin bir maddesidir. Yönetmelik değiştirmek, çıkarmak ve kaldırmak bakanlığın inisiyatifinde olan bir şeydir. "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" ile devam edip "Ne mutlu Türküm diyene" ile biten bu andın kaldırılmaması bir utançtır. Ben de iki öğrenci babasıyım. Anne ve babası Kürt olan kızlarımın varlığının Türk varlığına armağan ettirilmesini utanç olarak görüyorum."şeklinde düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmıştır.

Bu çerçevede, basına ve kamuoyuna yansıyan yukarıdaki gelişmeyi değerlendiren Temsilciliğimiz, konuyla ilgili görüşlerini basın ve kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı hissetmiştir.

İnsan yeryüzünün en değerli varlığıdır. İnsanı değerli kılan şey ise "akıl" ve  "irade" sahibi olmasıdır. Bu sayede muhakeme ve muhasebe yapar ve tercihlerde bulunur. İnsana yapılacak en büyük zulüm; iradesinin baskı altına alınarak, yok sayılmasıdır. Militer güçlerin yıllardır ceberut bir anlayışla oluşturduğu zihniyet, bürokratik oligarşinin zulüm çarklarıyla birleşerek; İnsan iradesini sıfırlayan, şahsiyeti ifsat eden, akılları dumura uğratan, adaleti ve erdemi yok sayan büyük bir iğfal düzenine dönüşmüştür.

İnsanın varoluş gayesine hizmet etme esası üzerine kurulması gereken Talim ve Terbiye meselesi, kişi ve ulus kültü cenderesine sıkıştırılmıştır. Allah tarafından bize bahşedilen en büyük nimetlerden olan; aynı zamanda bizim emanetimizde ve korumamız altında bulunan çocuklarımız, Türk ulusalcılığı ve Kemalist ütopyaların kurbanı haline getirilmiştir. Bu bağlamda, her sabah çocuklarımıza içirilen "andımız"; ikiyüzlülüğü, yalancılığı karakter haline getirmekte; şahsiyeti parçalanan, uygulamanın ifsadından dolayı büyüklerine kin besleyen, zorbalıkla yaptırıldığı için de nefret duygularının gelişmesine sebep olmaktadır. Bu durum, İnsan hakkı ihlalinin de ötesinde, insan duygu ve düşünce dünyasının "katli" anlamına gelmektedir.

Bütün bu sakıncalardan hareketle, İnsan Hakları Haftası münasebetiyle bu endişelerini ifade eden İHD Bingöl Şube Başkanı ve aynı zamanda Tarih Öğretmeni Nihat Aksoy hakkında soruşturma açılmasını, yıllardır devam eden zulüm ve baskının devamı olarak görüyoruz. "Ergenekon' un içeride olması, zihniyetinin ise yürürlükte olması" olarak değerlendiriyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti çok kimlikli ve çok kültürlü bir ülkedir. Türklüğü dayatan statükocu zihniyetin ürünü olan bu ırkçı metin kaldırılmalı bu zulme son verilmelidir.

Türkiye'deki tüm etnik, dini ve diğer kimliklerin özgürce var olma, farklı ırkların ve ideolojilerin kendilerine dayatılmadığı özgür bir ortamda yaşama hakkı olması gerektiğini düşünüyoruz.

Özgür Eğitim-Sen, Mazlum-Der, Özgür-Der ve daha birçok STK; "Tek tipleştirici ve farklılıkları yok sayarak ideolojik nitelik taşıyan "Öğrenci Andı"nın kaldırılmasını ve büyük bir zulüm olan bu dayatmanın daha fazla sürdürülmemesi için adım atılmasını talep etmişti.

Bizler de Özgür Eğitim- Sen Diyarbakır temsilciliği olarak; Öğretmen Nihat Aksoy' a yapılan baskıyı kınıyor, mücadelesinde yanında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Ve bu münasebetle bu "müfsit"  uygulamaya bir an önce son verilmesini talep ediyoruz.

M. Masum YOKUŞ

ÖZGÜR EĞİTİM- SEN DİYARBAKIR TEMSİLCİLİĞİ

HABERE YORUM KAT

7 Yorum