1. YAZARLAR

  2. Mümtazer Türköne

  3. Anayasa Mahkemesi PKK'yı kapatabilir mi?
Mümtazer Türköne

Mümtazer Türköne

Yazarın Tüm Yazıları >

Anayasa Mahkemesi PKK'yı kapatabilir mi?

11 Aralık 2009 Cuma 00:37A+A-

PKK da bir siyasî parti. İllegal ve silahlı bir parti. İlave olarak bu isim altında sarı yuvarlak içinde kızıl yıldız amblemini kullanan bir terör örgütü. Peki, Anayasa Mahkemesi PKK'yı kapatabilir mi? Evet kapatabilir. Nasıl? DTP'yi kapatmayarak.

Demokrasinin oluşturduğu iklim DTP ile PKK'yı birbirinin anti-tezi haline getiriyor. İkisi fiilen aynı dar zeminde aynı pastayı paylaşıyor: Birinin payı artınca diğerininki azalıyor. Pasta çarelerden oluşuyor. PKK'nın elinde silah, DTP'nin elinde Meclis Kürsüsü var. PKK gücünü silahla "çare" aramaktan, DTP ise Kürtler üzerindeki ağırlığını -zaman zaman çok zorlasa bile- hukukun içinde mücadele etmekten ve demokrasinin sunduğu imkânlardan alıyor. Temel sorun, "hangi çare"ye müracaat edilecek? Kürt siyasal hareketi içinde, derinlerde bu kapışma devam ediyor. Bu kutuplaşma devam ederken Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatması "silahla çare arayanlar"ın zaferi olacak. Gözünüzde canlandırın: Silahı alıyorsunuz, mekanizmasını kuruyorsunuz, emniyetini açıyorsunuz ve teröristin eline veriyorsunuz. DTP'nin kapatılmasının tek anlamı bu.

DTP, PKK'nın nesi?

Ateşli sloganların, kin ve öfkenin yol açtığı kısırlık ayrıntıları örtüyor. DTP, PKK'nın bire bir siyasal temsilcisi veya sözcüsü değil. PKK ile DTP arasındaki ilişki bir silahlı vesayet ilişkisi. Bu ilişki 28 Şubat sürecinde askerî cunta ile üç partiden oluşan Anasol-D hükümeti arasındaki askerî vesayet ilişkisine benziyor. Ahmet Türk'ü, gözünüzün önünde Mesut Yılmaz gibi canlandırın. Şu dört parmağı ile omuzuna vurup sonra da tek parmağı ile "bir" işareti yapmasını. Ahmet Türk'ün yumuşak ve barışçı mesajlarının birden nasıl değiştiğini, meselâ İmralı'dan gelen cezaevi şartlarını konu alan şikâyetten sonra nasıl sertleştiğini işte o zaman anlayabilirsiniz.

DTP temelde ikili bir koalisyon. Ahmet Türk'ün başı çektiği güvercinler Kürt aristokrasisi veya burjuvalarından oluşuyor. Şahinler ise alt sınıflardan. Bölgenin bugüne kadar devam eden feodal yapısı, yerel bir aristokrasinin sürmesine fırsat vermiş. Türklerde hiçbir zaman mevcut olmayan aristokrasi, Kürtler arasında hâlâ yaşıyor. Ahmet Türk'ün kendisi bir Kürt aristokratı. Güvercinler ile şahinler arasındaki kavga aslında sınıfsal bir nitelik taşıyor. Kürt etnik kimliğini bile aşan bir sınıfsal çelişki bu. "Kürt Kemalizm'i"nin, Kürt seçkinleri arasında bu kadar revaç bulmasının asıl sebebi de bu çelişkiyi ortadan kaldırma gücü. Malûm Kemalizm, seçkinlere, topluma önderlik etme ayrıcalığı veriyor.

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Profesör Ümit Özdağ, "DTP neden kapatılmamalıdır?" başlığı altında kısa bir rapor kaleme almış. Türk milliyetçiliğinin önde gelen isimlerinden Profesör Özdağ, başlıktan anlaşılacağı üzere DTP'nin kapatılmasına şiddetle karşı çıkıyor. Özdağ analizini, "demokratik açılım"ın DTP/PKK çizgisi içinde yol açtığı krize dayandırıyor. Kabaca PKK, "açılımı" Öcalan'ın ve kendisinin muhatap alınması için bir fırsat olarak gördü. Şimdi açılımı sona erdirmeyi ve şiddeti yeniden tırmandırmayı planlıyor. DTP'nin kapatılması ise demokratik siyasetin engellendiğini gösterecek ve silahtan başka çare olmadığı tezine haklılık kazandırmış olacak.

PKK'nın açılımı sona erdirmek istediği tezi doğru. Açılımın sona ermesinin sorumluluğunu üzerinden atabilmek için DTP'nin kapatılması, PKK için bulunmaz bir fırsat. DTP'nin kapatılmasını DTP'nin istediği tezi tam olarak doğru değil. Ama DTP'nin kapatılmasını PKK'nın şiddetle arzu ettiği doğru. DTP içinde partiyi kapattırmak için gösterilen çaba, doğrudan PKK tasarrufları. Molotofkokteylli eylemler PKK'nın marifeti. Halkın canına ve malına kasteden bu eylemleri "demokratik kitle gösterisi" olarak savunmak, kapatılmayı fazlasıyla hak etmek demek. Molotofkokteyllerini DTP "demokratik eylem" olarak savunmaya devam ederken, yakılarak öldürülen Serap için "özür" dilemesi nasıl bir aymazlık?

PKK'nın tasfiyesİ

Demokratik açılım kendi mecrasında ilerliyor. Ama açılımın Kürt ayağı aksamaya başladı. Bunun sebebi ise PKK. PKK, illegal bir siyasal örgüt olmaktan önce, varlığını ve gücünü silaha dayandıran, silahla var olan bir örgüt. DTP ile PKK'yı aynı dar zeminde karşı karşıya getiren de bu durum.

Sorunu somutlaştıralım. Demokratik açılım amacına ulaşırsa, orada PKK'ya, yani silahla yaşayanlara varlığını sürdürebileceği bir alan kalır mı? Türkiye'nin Kürt sorunu, Kürt siyaseti üzerinde silahlı vesayet devam ederken çözülebilir mi? Silahla var olan ve silahla güç kazananlar kendilerini yok edecek bir çözüme rıza gösterebilirler mi? Demokratik açılım konusunda atılacak adımlara Ahmet Türk değil, emrinde silahlı adamlar bulunanlar karar verirse bir yere varılabilir mi?

Mesele silahın, silahlı tehdidin müzakere sürecinde bir yerde durması değil. Mesele silahlı gücün akıbeti. Demokratik açılım, PKK'yı var eden bütün şartları ortadan kaldırmayı, yani Kürt sorununu çözmeyi, PKK varlığını sürdürürken nasıl başarabilir? Demokratik açılıma PKK'nın kadroları "bu bir tasfiye projesi" diye itiraz ediyorlar. Bu açılım PKK için elbette bir tasfiye projesi. Hem Kürt sorununu çözeceksiniz, hem de elinde silah olan bir örgüt Kürtlerin üzerinde hükümranlığını sürdürecek. Demokratik Kürt siyaseti üzerine silahlı vesayet devam edecek. Böyle çözüm olur mu? PKK'nın başkaları tarafından tasfiye edilmesi değil, kendi kendini tasfiye etmesi gerekiyor. Yani? PKK'nın tasfiyesi "silahlı çözüm"ün reddedilmesi demek. PKK'nın kendisinin bu çözümden vazgeçtiğini ilan etmesi, Kürt siyaseti için bir ön şart.

DTP kapatılmamalı. Hatta DTP'ye rağmen kapatılmamalı. Anayasa Mahkemesi kararıyla PKK'nın tasfiyesine katkıda bulunmalı. DTP'yi de, yani demokratik siyaseti, PKK'yı da yani siyasal şiddeti var eden aynı toplum kesimi. Kürtlerin önünde legal-demokratik siyaset seçeneği durmalı. Ve bizler ayaklarımızı aynı ortak zemine basarak birlikte çözüm aramaya devam edebilmeliyiz.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT