Anayasa Mahkemesi kararları (hâşâ) değişmez midir?
Deniliyor ki, “TBMM’nin başörtü yasağını kaldırmaya matuf değişikliği kabul etmesi, boş bir çabadır. Anayasa Mahkemesi, bunu mutlaka bir şekilde etkisiz bırakacaktır.
Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararları bu yöndedir.”
Önce şu soruya cevap bulmalıyız: “Anayasa Mahkemesi’nin kararları değişmez midir?”
Tabii ki değildir.
Anayasa Mahkemesi; kanunların anayasaya uygunluğunu denetler. Anayasa değişirse, daha önce anayasaya aykırı gördüğü maddelerin, artık anayasaya aykırı olmadığına hükmetmesi de, tabii ki mümkün olacaktır.
Hatta öyle ki, bazen anayasa değişmeden bile; yeni bir uluslararası sözleşmenin imzalanması ile veya toplumsal gelişmelerle, refah düzeyinin artması ile, toplumun yapısının değişmesi ile, tehlikelere karşı alınacak tedbirlerin güvenirliği ile, daha önce verilen kararların değişmesi de mümkündür.
Biraz felsefi, hukuk tekniğine ilişkin izah yaptığımın ve sizi sıktığımın farkındayım.
Hemen işin somutuna, örnekli izahata geçelim.
Bir zamanlar, Türk Ceza Kanunu’nda 141 ve 142. maddeler diye bilinen, komünizm propagandası yapılmasını yasaklayan ceza maddeleri vardı. Türkiye’de sınıf esasına dayalı sistem önerisi, 141 ve 142. maddelerdeki müeyyide ile cezalandırılıyordu.
Bu maddeler toplumda çok tartışıldı. 141 ve 142. maddelerin iptali amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne gidildi. Anayasa Mahkemesi, 141 ve 142. maddeleri inceledi, anayasanın başlangıçtaki değiştirilemez maddeleri denilen “Cumhuriyet, laiklik, demokrasi, hukuk devleti” ilkelerine aykırı olup olmadığını da araştırdı.
Sonuçta verilen karar şudur: “Devlet sisteminin komünizm esasına göre düzenlenmesine yönelik propaganda yapanları cezalandırmak, onları hapse atmak, anayasadaki temel hak ve özgürlüklere aykırı değildir. Düşünce hürriyetini kısıtlayan bir durum yoktur.”
141 ve 142. maddeler, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından sonra yıllarca uygulandı, birçok kişi, bu maddelere aykırılıktan cezaevine girdi.
Tâ ki 1991 yılına kadar.
1991 yılında, 141 ve 142. maddeler, TBMMtarafından kaldırıldı.
O zaman da bazı yasakçılar, “141 ve 142. maddelerin anayasaya aykırı olmadığı, Anayasa Mahkemesi kararı ile tescillenmiştir. Bu konuda Anayasa Mahkemesi kararı vardır. Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, TBMM 141-142’yi kaldıramaz” dediler.
Fakat Türk Ceza Kanunu’ndaki o maddeler kanundan çıkarıldı.
Sonrasında hiç kimse, Anayasa Mahkemesi’ne gidip, “Daha önce siz bu maddeleri incelemiş ve anayasaya uygun olduğuna karar vermiştiniz. Anayasa’daki eşitlik maddesine uygun olarak gördüğünüz, demokrasi ilkesine uygun gördüğünüz, hukuk devleti ilkesine uygun gördüğünüz bir maddeyi, şimdi kanundan çıkarıyorlar. Dolayısı ile yargı kararını etkisiz bırakıyorlar” demedi, diyemedi.
Anayasa Mahkemesi de, herhangi bir davayı incelerken, bu konuya bir işarette bulunarak, “Bizim daha önce 141 ve 142. maddelerin anayasaya aykırı olmadığına dair kararımız vardı. TBMM bu maddeleri yürürlükten kaldırarak, bizim kararımızı etkisiz bıraktı” şeklinde bir değerlendirmede bulunmadı.
Demek ki, Anayasa Mahkemesi bir konuda karar verirken, o verilen kararı artık değiştirilmez, değiştirilemez, o konuda kesinlikle hiç tartışılamaz bir karar olarak görmemek gerekir.
O günkü anayasa kurallarına, toplum hayatının gereklerine göre, Anayasa Mahkemesi 141 ve 142. maddeyi anayasaya uygun bulmuştur. Ama yasama organı, “Artık bu maddelere ihtiyaç yok” deyince de, Anayasa Mahkemesi buna itiraz etmemiştir, edememiştir.
Aynı şekilde, düne kadar “başörtü yasağı”nın olması gerektiğini söyleyen Anayasa Mahkemesi, yeni anayasa kuralları çerçevesinde, artık yasak lehine görüş serdetmekten de vazgeçmesi muhtemeldir.
Aksi düşünce, Anayasa Mahkemesi’ne giden ve anayasaya uygun görülen bütün kanunların, artık ilelebet hiç değiştirilememesi sonucunu doğurur! Oysa ki özelleştirmelerden tutun, düşünce açıklamalarına kadar, birçok konudaki daha önce Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına rağmen yapılmış onlarca kanun değişikliği mevcuttur. Ve o değişiklikler, ya ikinci defa Anayasa Mahkemesi’ne götürülmemiştir, ya da, Anayasa Mahkemesi yeni üst düzenlemeler gereği, kanunların iptali yönünde karar vermemiştir.
Anayasa Mahkemesi’ne açılacak muhtemel davada, artık yeni kurallara göre karar verilecektir. Çünkü anayasanın 10. ve 42. maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Dün olmayan ifadeler, bugün anayasaya konulmuştur. Dolayısı ile, açılacak davada da, anayasanın 10 ve 42. maddeleri zorunlu olarak dikkate alınacaktır.
Aksi uygulama, ancak keyfilik olur!
Vakit gazetesi
YAZIYA YORUM KAT