Anayasa değişikliği, Balyoz’dan daha önemli!
Şu an gündemde olan konu, biliyorum Balyoz davası..
Ama ben Balyoz davasından bahsetmeyeceğim. O davadaki kirli planların yorumlanmasına soyunmayacağım..
Niye?
Çünkü şu an, Balyoz davasından daha önemlisi, Anayasa Mahkemesi’nin önündeki, Anayasa değişikliği ile ilgili dosya..
Size biraz uçuk mu geldi bu düşüncem?..
İzah edeyim o zaman..
Balyoz davasının amacı ne?
AK Parti hükümetini devirmek.
Özelde “AK Parti hükümeti” ama; aslında olaya kuşbakışı bakarsanız, bugün AK Parti olan hedefin, yarın bir başka parti olacağını görürsünüz.
Zaten dün de bir başka parti değil miydi? Dün hedefteki parti, Refah Partisi değil miydi?
Partilerin isimleri değişebilir..
Onlar için önemli olan, halkın seçtiklerinin ülkeyi yönetmesine engel olmak.
Aklınıza şöyle bir soru gelebilir: “Halkın seçtiklerinin işbaşından götürülmesi, Balyoz planının direkt hedefleri arasında ise.. Hükümetin devrilmesi mi önemli, Anayasa değişikliği mi? Niye Anayasa değişikliğini daha önemli gibi gösteriyorsunuz?”
İlk planda doğru gibi geliyor bu itiraz..
Ama Anayasa değişikliği ile yapılmak istenenin neler olduğunu incelediğinizde, Anayasa Mahkemesi önündeki dosyanın, Balyoz davasından çok daha önemli ve o tür kirli planları da önler mahiyette olduğunu hemen görüyorsunuz..
Bakın Balyoz Planı’na.. Ne yapacaklarmış?
İki tane cami avlusunda bomba patlatacaklarmış!
(Allah korusun dileğimi öncelikle ifade ediyorum) Patlatsınlar..
İki tane bombanın patlaması, seçilmiş bir hükümetin görevden gitmesini gerektirmez ki!
Eğer gerçekten hukuk devleti çatısı yerli yerine oturmuş ise, bombaların patlaması ile hükümet gitmez, tam aksine, bombayı patlatanlar derdest edilir..
Polis çalışır.. Savcılık işler. Mahkemeler titizlikle karar verir. Ve hedeflenen kaos ortamı, planlayıcılarının yüzünde patlar!..
Ama hukuk devletinin çatısı tam oluşmamış ise, işte o zaman değil iki tane bomba, bir çatapat bile hükümeti devirebilir.
Düşünün, Refah Partisi koalisyonu döneminde, “şeriatçı kalkışma için, pompalı tüfek ediniyorlar” hayali suçlamaları ile ne kıyametler kopartıldı..
Sincan’da Işın Gürel isimli bir bayan muhabire atılan tek tokat, döndürüle döndürüle günlerce nasıl gösterilip, kıyametler kopartıldı..
Hukuk devleti olursa, o muhabire atılan tokatı döndüre döndüre gösterenlerin yüzünde öyle bir tokat patlar ki, tüm planlar altüst olur..
Ama hukuk devleti olmazsa, tek tokat bile, darbe için zemin oluşturur..
O halde?..
O halde, Anayasa değişikliği, mutlaka halkın önüne götürülmeli ve Anayasa Mahkemesi ile, HSYK’sı ile, anayasal organlar, halkın seçtiklerinin işbaşından götürülmesi planlarına yüz vermeyecek bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Eğer bu kurumlar, bugünkü gibi; “halkın seçtikleri”nin ülkeyi yönetmesine karşı iseler. O kurumların yapıları, halkın seçtiklerinin ülkeyi yönetmesi amacına uygun şekilde değil, bir avuç elitin ülkeyi yönetmesinden yana ise.. Tabii ki Balyoz Planları da yapılır, başka planlar da uygulanır bu ülkede..
Biraz daha açık söylemek gerekirse; bir ülkede anayasal kurumlar, zaten halkın seçtiklerinin legal-illegal yöntemlerle işbaşından uzaklaştırılmasına dünden hazır ise..
İki tane anarşik patlama ile hükümet devirmek pekala mümkündür.
Bunun en önemli örneği, Danıştay’daki cinayettir.. Hatırlayın o cinayet sonrası, Danıştay Başkanı ne açıklamalar yapmıştı. Başsavcısı ne hayali isnatlarda bulunmuştu..
Ve arkasından öldürülen hakimin cenazesinde; üç tane baldırı çıplak, bakanları nasıl kovalamıştı?!
Demek ki önemli olan, Balyoz Planı değil.. Balyoz Planı’na ses çıkarmayacak yargı. Ona destek verecek yüksek yargı ve bürokratlar zinciri..
Bunlar ülkeye egemen ise, Balyoz Planı hayata geçirilir. Bunlar ülkeye egemen değilse, Balyoz Planı akıldan bile geçirilemez..
İşte Anayasa değişikliği, Balyoz Planı’nın akıldan bile geçirilemez olmasını sağlamaya matuf bir girişimdir. Anayasa değişikliği; devletin çatısının Balyoz Planı’nı düşünenlere göre oluşturulması değil, o düşünceyi akıllarından geçirenlerin derdest edileceği bir yapıya göre belirlenmesinin müjdesidir.. Bu değişiklik, dün akşam saatlerinde birkaç maddesi itibariyle iptal edildi ise de, yine de “hukuk devleti”ne doğru dev bir adım atılmıştır.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT