1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. ‘Analarını satanlar’, savcıya da ‘limon sattıracak’lar!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

‘Analarını satanlar’, savcıya da ‘limon sattıracak’lar!

29 Ağustos 2011 Pazartesi 00:57A+A-

Işık Koşaner’in, “Analarını satarlar, haber diye basarlar” dediği sınıftan gazetecilerin gerçek yüzlerini ortaya seren, iki soruşturma konusu var. Birisi Ergenekon bağlantılı davalar.

Diğeri de Almanya’daki Deniz Feneri davası ile ilgili soruşturmalar.

“Analarını bile satan” gazeteciler takımı, bu iki farklı soruşturma kapsamında, birbirine taban tabana zıt görüşler serdediyorlar..

Ne gibi mesela?

Şunun gibi..

Ergenekon davasında, Ahmet Şık’ın, Nedim Şener’in iddianamelerinin hazırlanmamış olması, büyük bir hukuk ihlali olarak görülüyor..

İddianamenin hazırlanmaması için şikayete konu olan süre ne?

Topu topu üç aylık bir süre..

Örneğimizin daha net anlaşılması için, “analarını satanlar”ın itiraz ettikleri, Ergenekon kapsamındaki diğer dosyalardaki süreleri de verelim..

Ergenekon ana davasının iddianamesi ne kadar sürede hazırlandı?

En uzunu 1 sene.. Veli Küçük’lerin, Şener Eruygur’ların, Hurşit Tolon’ların, Doğu Perinçek’lerin olduğu ana dava iddianamesi, bir senede hazırlandı..

Ama o tarihlerde kızılca kıyametler kopartılıyordu..

“İddianame nerde?..

İddianame nerde?” diyerek..

Peki, karşılaştırma yapacağımız Deniz Feneri davasındaki iddianame ne kadar sürede hazırlandı?

Tam süre veremeyeceğiz.

Çünkü daha iddianame ortada yok.

Olsa olsa, soruşturmaya başlanılma tarihinden bugüne kadar geçen süreyi verebiliriz..

O ne kadar?

Tam üç yıl..

Üç yıldır, Almanya’daki Deniz Feneri davasının Türkiye ayağı adı altında, bazı insanlar suçlanıyor, ifadeleri alınıyor..

Ama ortada, hâlâ bir iddianame yok..

“Analarını satanlar”, Ergenekon’da bir senede iddianame hazırlanamamasını ciddi hukuk ihlali olarak görüyorlardı ama.. Deniz Feneri soruşturmasında, 3 senede iddianame hazırlanamamasını, hiç sorun olarak görmüyorlar.

“Analarını bile satan zihniyet”i suçüstü kıstasımız tek mi?

Değil.

Ergenekon davası kapsamında, sanıkların birçoğu için, meslekleri ayrıcalık vesilesi yapılmaya çalışılıyor..

Perinçek mi söz konusu?

Habere hemen, “Parti genel başkanına gözdağı” ifadesi iliştiriliyor.

Nedim Şener mi gözaltına alındı?.. Hemen, “Gazeteci Nedim Şener” diye habere başlanıyor.

Peki, Deniz Feneri soruşturmasında tutuklananlar kimler?

İşi gücü olmayan insanlar mı?

Hayır..

Kanal 7 yöneticileri. Gazeteciler..

Ama bir tanesi bile, “gazeteci” sıfatını, haberin çinide kullanmıyor..

“Anasını satıp, haber diye basanlar”ın haber anlayışı, işte böyle..

Bir üçüncü kıstas: Savcı değişikliği..

Ergenekon savcılarının, HSYK tarafından değiştirilmesi gündemde olduğunda, “analarını satan gazeteciler takımı”ndan tek itiraz duymadık..

Hatta içten içe, “Oh oh!. Az kaldı. Şu savcıyı bir devirseler.. Diğerleri de korkularından tek adım atamazlar” hevesi ile az mı sevindiler?..

Bu tesbitimizi, somut verilerden hareket etsek de, birazcık “niyet okumaya” mı dayandırdınız?..

Siz üzülmeyin.. Somut örneğimiz de var..

Erzurum özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi savcıları, HSYK tarafından görevden el çektirildiler..

Sebep, Erzincan Başsavcısı’nın Ergenekon davası kapsamında gözaltına alınması idi..

Ne yazdı, “analarını satan, haber diye basan” takımının kalemşörleri..

“Ama bu savcılar da hadlerini aştılar. Ama bu kadar da görevi suistimal olmaz yani.. Ama savcıların da bir denetimden geçmesi lazım değil mi?”

Falan filan..

Bir de bu gazetecilerin, Deniz Feneri dosyasının savcılarının değiştirilmesindeki tavırlarına bakalım..

Deniz Feneri soruşturmasını 3 yıldır bitiremeyen savcılar değişti ya.. “Analarını satıp haber diye basan”’ takımı, hemen anında, bir yerden düdük çalınmış gibi ayağa kalkıp, isyanı başlattılar..

Neymiş efendim?

Şuymuş efendim: Deniz Feneri soruşturması elinden alınan savcı beyefendi demiş ki; “Limon satarım, birilerine şirinlik yapmam!”

Vay vay vay..

Ne güzel bir çıkış ya..

Savcı beyimiz, yanındaki iki arkadaşı ile birlikte, 3 senede soruşturmayı bitirememiş.. Şimdi de “Limon satarım” diyor..

Satın savcım satın.. Limon satın..

Limon satmak ayıp değil..

Sizin bu lafınızı başlıklara taşıyan gazeteciler, “analarını satıyorlar”..

Limon satmak, niye ayıp olsun?

Ama önce, Erzurum savcıları görevden alınırken, “Limon satarız, ama meslektaşlarımıza yapılan haksızlığa sessiz kalamayız” niye diyemediniz, onu söyleyin.. ..

Ve en önemlisi, kıstası çifte standart olanlarla, yola çıkmayın..

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum