Anadolu Ajansı ve A Haber'in suçu
Türkiye'de demokrasinin sağlamlaştırılması yolunda kat edilmesi gereken mesafe büyük. Bu mesafenin önemli bir kısmını ise işini iyi ve adil biçimde yapacak ehil kadroların yokluğu oluşturuyor.
Eğri oturup, doğru konuşalım.
Şimdiye kadar kadro yetiştirmek ufkunu -dinî kaideleri bile 'cemaatin maslahatı' adı altında by pass ederek- her alanda büyük ölçüde hayata geçiren sadece Gülencilerdi. Kemalist kadrolaşmaya karşı, onlara bu kadar büyük mevzi açılmasının sebebi de buydu.
Yurt dışı lobi faaliyetlerinden eğitim faaliyetlerine, emniyet ve yargı kadrolarının yanısıra özel kâlem müdürlerinden okul müdürlerine, akademik kadrolardan sivil toplum mecrasına ve hatta sermaye örgütlerine kadar...
Bunda geri kalan grupların Ak Parti iktidarıyla beraber içine girdikleri büyük rehavet de etkili oldu. Emanetlerin ehline verildiği düşünülmüştü, yanılgının büyüklüğü geç de olsa farkedildi.
Ve az zamanda, rekabetsizliğe alışan paralel bünyeyi rahatsız eden çok işler yapıldı. Anadolu Ajansı'nın (AA), Kemâl Öztürk döneminde aldığı yol sayesinde, son seçimlerde Cihan Haber Ajansı'nın (CHA) bilgi akışı üzerindeki tekelini bertaraf edişi bunun son örneklerinden birisi.
AA, sahada 1200 ve merkezde 300 haberciyle çalışarak, sandık başından anlık sonuç aktaran ve kazanan adayları flaş haberle ilk duyuran ajans oldu.
Türkçe'nin yanısıra Arapça, İngilizce, Fransızca, Rusça, Boşnakça ile Kürtçe'nin Kurmançca ve Soranice lehçelerinde yayın yaparak, sonuçları dünya kamuoyuna da hem ilk hem de en geniş şekilde duyuran tek ajanstı.
Toplam iki milyon atak ve 135 milyar parazit komutla sitesi 'hacklenmeye' çalışılsa da AA sitesi günlük ziyaretçi sayısını seçim süreci boyunca tam 23 kat artırdı. Anlayacağınız habercilikte seçimlerin açık ara kazananı da AA'ydı.
Ne var ki, geçtiğimiz seçimlerin galibi CHA, bundan memnun olmadı. Çünkü AA'nın yanında, CHA'nın İstanbul ve Ankara seçimlerine ilişkin verdikleri sandık sonuçlarının inandırıcılığı (Sarıgül, anketlerde bile o kadar yüksek oranlara çıkamamıştı) tuz buz oldu. İşin ironik yanı, CHA bile kısa sürede AA'nın rakamlarının doğruluğunu kabul etmek zorunda kalmasına rağmen, AA'yı manipülasyon yapmakla suçladı. Aynı CHP gibi CHA da yenilgiyi hazmedemedi, tatava yapmayı seçti.
CHP'nin Ankara sonuçlarını, yetki alanında olmamasına rağmen AYM'ye taşıyacağını açıklaması ve 8 günde 4 tartışmalı karara imza atan 'paralellerin yeni gözdesi' AYM'nin Başkanı Haşim Kılıç'ın da yetki alanlarında olmamasına rağmen seçim sonuçları hakkında karar verebileceklerini beyan ederek CHP'ye 'gel gel' yapması aslında AA sahada olmasaydı manipülasyonun âlâsını yaşayacağımızın kanıtı olsa gerek.
Gelelim A Haber'in 'suçu'na...
Seçim gecesi A Haber-ATV ortak yayını, hem Doğan medyanın hem de Gülencilerin kanallarından çok izlendi. TRT'den sonra en çok izlenen ikinci haber kanalı oldu. Bunda diğer kanallardaki sunucu ve konukların sonuçlar karşısında ekranı 'yas evi' haline getirmesinin de etkisi olmuştur sanırım.
Ancak ilginç biçimde, yine yetki alanında olmamasına rağmen YSK'nın müdahalesiyle, seçimlerden bir hafta sonra ama seçim öncesindeki yayınları bahane edilerek A Haber'e ceza üstüne ceza yağdırıldı. Toplamda 45 kez yayın durdurma cezası verilen A Haber, 59 saat boyunca susturulmuş oldu. Ve böylelikle en yüksek seçim cezasına çarptırılan kanal olmayı da 'başardı'. Cezanın sebebiyse evlere şenlik: Tarafsızlığın ihlali!
Yani ağırladıkları Gülencilere, Gülen'in hiçbir ses kaydını soramayan, bir 'cemaat'in neden MİT'te veya Yargıtay'da imamı olduğunu sorgulayamayan ama nerdeyse her saat başı Başbakan'ın yasa dışı dinlenen telefon kayıtlarını haber konusu yapan Doğan'ın kanalları tarafsız ama A Haber taraflı!
Ya da Erdoğan'ın sözlerini çarpıtma pahasına yalan haber yapan, Başbakan'ı herhangi bir süper kahraman filmindeki kötü karakter gibi yansıtmak için her yola başvuran, CHP parti bülteninden farksız hale gelmiş olan Gülenci kanallar tarafsız ama A Haber taraflı!
Ya da şantaja boyun eğmeyeceğini ilan ettiği günün akşamı mahrem ses kayıtları piyasa sürülen medya patronunun âdeta 'hizmet müessesi' haline gelen kanalı tarafsız ama A Haber taraflı!
A Haber'in suçunu itiraf etmek gerekir: Darbecileri deşifre etti, sandıktan yana durdu, ülkenin karanlık bir yapının güdümüne girmesine karşı çıktı. A Haber, aynı diğer kanallar gibi, tarafını seçti ve seçtiği taraf paralel oyunları boşa çıkardığı için cezalandırıldı.
Bir Gülenci kanal ceza aldığında 'sansür var' diye feryat edenlere, İngilizce yazdığı köşelerde McCarthy döneminden dem vuranlara, basın özgürlüğünü ancak işlerine gelince hatırlayanlara duyurulur.
Yeni Şafak
YAZIYA YORUM KAT