Amerika’yla Savaşalım, Rusya’yla Sevişelim Komitesi
Amerikan emperyalizminin işgal ve katliam politikalarına karşı mücadele etme sorumluluğuyla Rusya’nın işgal ve katliam politikalarına karşı mücadele etme sorumluluğu birbirinden ayrıştırılamaz.
Kenan Alpay’ın yazısı:
Türkiye’nin Libya bağlamında yürüttüğü seri askeri ve diplomatik ilişkiler Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika üzerine yapılan kimi yatırım ve hesapları geçersiz kılacak gelişmeleri işaretliyor. General Halife Hafter üzerinden girişilen darbe teşebbüsü, Libya’yı modifiye edilmiş Kaddafi veya klonlanmış Sisi modeliyle ipotek altına alma teşebbüsü Türkiye tarafından akamete uğratılmak üzere de diyebiliriz. Fransa ve Suudi Arabistan’ın, Rusya ve Mısır’ın ortak paydası Hafter’e son beş yılda sarf ettikleri onca askeri, istihbari, diplomatik yatırım çöpe gitmek üzere. Yunanistan’ın gittikçe agresifleşen ve savaş tehditleri içeren beyanları Türkiye tarafından boşuna “dil sürçmesi, kötü bir şaka veya kuru sıkı” şeklinde ironik ifadelerle geçiştirilmiyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ve Savunma Bakanı Şoygu’nun 14 Haziran’daki Türkiye ziyaretlerinin son anda ertelenmesi doğrudan doğruya Libya’daki ihtilafların giderilememesiyle alakalıydı. Türkiye her ne kadar Yunanistan ve Mısır’la, BAE ve Fransa’yla yüksek gerilimler yaşıyorsa da Libya’daki asıl tehdit ve tehlike Rusya’nın askeri varlığıdır. Çünkü Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Libya’da Türkiye ile askeri açıdan karşı karşıya gelebilecek kapasiteden yoksun oldukları aşikar. Fransa’nın bizzat öne çıkmak yerine bir taraftan Avrupa Birliği ve NATO’yu diğer taraftan da Rusya’yı Türkiye’ye karşı kışkırtmak üzere pozisyonlar aldığı ortada. Peki, Libya’da gelişmeler nasıl seyredecek?