1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Amasya’da binler Gazze için yürüdü 
Amasya’da binler Gazze için yürüdü 

Amasya’da binler Gazze için yürüdü 

Gönüllü Kuruluşlar Birliği (GÖK-BİR) Platformu tarafından Hamas’ın çağrısı üzerine Siyonist soykırıma karşı Amasya’da öfke yürüyüşü düzenlendi. 

19 Nisan 2025 Cumartesi 12:30A+A-

Yürüyüş akşam namazına müteakip Hz. Ömer Camii önünden başlayarak, binlerce insanın katılımıyla Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi önünde son buldu.  

Yürüyüşte, tekbirlerle birlikte “Gazze’nin İzzeti Diriltiyor Ümmeti”, “Nehirden Denize Özgür Filistin”, “Katil İsrail, Katil Amerika”, “Ümmet Hamas’la Gurur Duyuyor”, “Zalimler İçin Yaşasın Cehennem”, “İnsanlık Vicdanı Siyonizmi Yenecek”, “Abluka Kırılsın Refah Açılsın”, “Tevhit, Adalet, Özgürlük”, “İslam Ümmeti Kabul Etmez Zilleti”, “İman, Cihat, Şehadet” sloganları atıldı. 

GÖK-BİR Platformuna bağlı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve siyasilerin de yer aldığı yürüyüşün sonunda Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi önünde toplanılarak basın açıklaması ve dua gerçekleştirildi. 

Siyonist soykırıma karşı meydanları terk etmemeliyiz 

Programın sunumunu yapan Amasya Ahimder Başkanı İbrahim Aslan, Filistinli kardeşlerimizle dayanışma ve zalimlere karşı öfkemizi haykırmak için toplandıklarını belirterek gönlü Mescid-i Aksa için atan bu topluluğun zalimlere korku saldığını ifade etti. 

Sık sık tekbirlerin ve sloganların atıldığı programda Amasya Memur-Sen Başkanı Kerem Camcı tarafından okunan basın açıklamasında Siyonist işgale karşı meydanların terk edilmemesi ve öfkemizi diri tutmamız gerektiği belirtilerek “Hayatın amacının imtihan olduğunu biliyoruz. Bir imtihandan geçiyoruz. Sabredeceğiz, tevekkül edeceğiz. Rabbu’l-Alemin’in her şeyi gördüğünü, bildiğini ve O’nun takdir etmediği hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini, izni olmadan tek bir yaprağın dahi kımıldamayacağını biliyoruz. 

Gazzeli Müslümanların inanılmaz zulümlere maruz kalmalarına rağmen zalimlere boyun eğmemeleri, Rablerine teslimiyette gevşeklik göstermemeleri, en ağır darbelerle karşılaştıklarında dahi hamd etmeyi sürdürmeleri ne güzel bir örneklik, ne büyük bir samimiyet ve ihlas nişanesidir!” denildi. 

Program Amasya Emekli İl Müftü Yardımcısı Adem Ayrancı tarafından zalim Siyonist İsrail saldırılarında şehit olan kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki Müslümanların kurtuluşu için yapılan dua ile son buldu. 

img-5199.jpg


Basın açıklaması tam metni: 

SİYONİST SOYKIRIMA KARŞI ÖFKEMİZİ DİRİ TUTMALIYIZ 

Gazze’de birbirinden vahşi manzaralar adeta sel gibi akmaya devam ediyor. Her biri günlerce, aylarca gündem olmayı hak eden canavarlıklar dizisi ile yüz yüzeyiz adeta. Tüm bu yaşananlara, görüntülere şahit olup da yüreğimizin burkulmaması, vicdanımızın titrememesi mümkün değil. 

2 yılı doldurmaya doğru giden bir katliamdan söz ediyoruz. Dile kolay 600 gündür insanlar bombalanıyor, tehcir ediliyor, aç ve susuz bırakılıyor. 50 bin insanın katledildiği ama hayatta kalanların, kalabilenlerin ise çok büyük sıkıntılarla, acılarla, zorluklarla yüz yüze olduğu çok acı, dehşet bir tablo var karşımızda.  

Rabbimiz bu vahşeti işleyen işgalci Siyonistleri ve onlara destek olan canavarları Kahhar ismiyle kahretsin. Muntakim olan Allah Teala tez zamanda mazlumların intikamının alındığı günleri görmeyi bizlere nasip eylesin. Kalbimizde, yüreğimizde, çevremizde, ortamımızda, çoluk çocuğumuzda bu zalimlere, bu barbar yaratıklara karşı kinimizi, öfkemizi, buğzumuzu hiç azaltmasın.  

Ebu Zerr “Resulullah yanımıza geldi ve ‘Allah katında hangi amel daha sevimlidir, bilir misiniz?’ buyurdu. ‘Namazdır, zekattır, cihaddır’ diyenler oldu. Resulullah ise ‘Allah katında en sevimli amel, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, kin tutmaktır.’ buyurdu.” (Müsned V 146) 

Bu öfkeyi, bu buğzu diri tutmaya çok ihtiyacımız var. Zulmün bunca dizginsizleştiği bir ortamda, bir dünyada Mümin olarak ayakta durabilmek, küfrün sunduğu dünya hayatı algısının tuzağına düşmemek, kardeşlik hukukunu yaşatmak küfürden, şirkten, zulümden teberri etmeyi gerektirir. Bu da öncelikle küfrü, şirki, zulmü net biçimde tanımayı, tanımlamayı ve elbette tavır almayı gerektirir. Bu tavır bizi ayırır, farklı kılar, sıradanlaşmaktan, malayanileşmekten muhafaza eder. 

Bu hassasiyetimiz, kavrayışımız yüzünden acı duymanın; bir şeyler yapamamış olmanın hüznünü, çaresizliğini hissetmenin yıpranmamızı, psikolojik açıdan gerilim yaşamamızı getirdiği açıktır. Bu durum zihnimizde sorgulamaya, tartışmaya yol açabilir. Zaman zaman bu sıkıntıları taşımakta zorlandığımızı hissedebiliriz. Ama asla paniğe kapılmamalı, her durumda yaşananları imtihan gerçeği ve şükür bilinciyle değerlendirmeliyiz.    

Ali İmran, 3/176: “Küfürde yarışanlar seni üzmesin; onlar Allah’a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah onları ahrette nasipsiz bırakmayı diliyor; onlar için büyük bir azap vardır.” 

Rabbimize hamd olsun ki karşılaştığımız bu zulüm manzaraları bizi düşündürüyor, etkiliyor, sarsıyor. Eğer tersi olsaydı, yani şu toplumda, dünyada zulmün çarkına kendini kaptırıp giden yığınlara benzeseydik bu asıl felaketimiz olurdu. 

Hayatın amacının imtihan olduğunu biliyoruz. Bir imtihandan geçiyoruz. Sabredeceğiz, tevekkül edeceğiz. Rabbu’l-Alemin’in her şeyi gördüğünü, bildiğini ve O’nun takdir etmediği hiçbir şeyin gerçekleşmeyeceğini, izni olmadan tek bir yaprağın dahi kımıldamayacağını biliyoruz.  

Evet, kardeşlerimiz çok zorlu, ağır mı ağır bir imtihandan geçiyorlar ama inanıyoruz ki mükafatları da o oranda büyük olacaktır. Allah Teala onlara sonsuz cennet yurdunda en güzel şekilde ağırlayacak ve yaşadıkları bu büyük sıkıntılar onlar için mükafata dönüşecektir. İnanılmaz zulümlere maruz kalmalarına rağmen zalimlere boyun eğmemeleri, Rablerine teslimiyette gevşeklik göstermemeleri, en ağır darbelerle karşılaştıklarında dahi hamd etmeyi sürdürmeleri ne güzel bir örneklik, ne büyük bir samimiyet ve ihlas nişanesidir!  

Bizler de kardeşlerimizle dayanışmamızı ve zalimlere olan öfkemizi haykırmayı sürdürmeye devam edeceğiz. Rabbimize hamd olsun, zulmü, şirki, tuğyanı lanetleme hususunda yorulmuş, usanmış, zihnen ya da bedenen bitap düşmüş değiliz.  

Meydanları terk etmemeliyiz. Siyonist soykırıma karşı öfkemizi diri tutmalıyız. Daha fazla şey yapabiliriz elbette, daha fazla gayret sarfedebiliriz ama her halükarda istikrarlı biçimde duyarlılığımızı sürdürmemiz hayırlı bir tutumdur. Direne Direne zafere giden bir yoldayız. Bu yolda umutsuzluk yok. Ayasofya, Emevi Camii gibi Mescid-i Aksa’nın da özgürleştiği günler için mücadeleye devam edeceğiz. Bu meydanları terk etmeyen siz Amasya halkına teşekkür ediyoruz. Allah Teala yapıp ettiklerimizi kabul buyursun, sesimizi, çabamızı, desteğimizi kardeşlerimize ulaştırsın! 

img-5201.jpg

img-5202.jpg

img-5203.jpg

img-5205.jpg

img-5208.jpg

img-5209.jpg

img-5210.jpg

img-5211.jpg

img-5212.jpg

img-5213.jpg

img-5219.jpg

img-5220.jpg

img-5217.jpg

HABERE YORUM KAT