Amasya ve Tokat’tan Yola Çıkan Tırlar Suriye’de
İHH Amasya İl Temsilciliği ile Hızır-Der’in, Amasya ve Tokat’ta halkın bağışlarıyla oluşturulan ve 9 Şubat Pazar günü yola çıkarılan 3 tır insani yardım malzemesi yerine ulaştı.
İHH – İnsani Yardım Vakfı Amasya İl Temsilciliği ile Hızır-Der’in, Amasya ve Tokat Merkez ile Merzifon, Havza, Erbaa, Taşova, Suluova, Gümüşhacıköy İlçelerinin duyarlı halkının ve işadamlarının gönüllü bağışlarıyla oluşturulan ve 9 Şubat Pazar günü yola çıkarılan 3 tır insani yardım malzemesi yerine ulaştı.
Yardım tırlarında 75 ton un, 1,5 ton makarna, 970 adet battaniye, 300 adet tekli ortopedik yatak, 100 kg zeytin, 5 koli mama, 100 çift ayakkabı, muhtelif çocuk giysisi ve bayan kardeşlerimizin çocuklar için ördükleri atkı, bere ve kazaktan oluşan el örgüsü bulunmakta idi.
Bu yardım malzemeleri, teslim edildiği İ.H.H.’nın (İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı) Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Suriye Yardımları Koordinasyon Merkezi aracılığıyla, Suriye içinde bulunan savaş mağduru ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak.
Yardım tırlarının oluşturulmasını İHH Amasya İl Temsilciliği ile Hızır-Der Organize ederken, İHH’nın Tokat, Havza, Suluova, Merzifon, Taşova, Erbaa, Gümüşhacıköy, temsilcilikleri de katkıda bulunmuştu.
Yardım Tırlarının oluşturulmasına Amasya Sivil Toplum Kuruluşlarından Özgür-Der Amasya Temsilciliği, İlim Yayma Cemiyeti, ADER, Nehir-Der, Buhara Derneği, Memur Sen, Eğitim Bir Sen ve Sağlık-Sen’de destek vermişti.
Bu gönderilen tırlar ile savaşın başından şimdiye kadar mazlum Suriye halkına insani yardım amacıyla gönderilen Amasya’dan gönderilen yardım tırı sayısı 14’e ulaşmış, Tokat’ta ilk yardım tırını göndermiş oldu.
Yardım malzemelerinin intikal ve teslimatında hazır bulunan İHH Amasya İl Temsilcisi Serdal BENLİ ile Özgür-Der Amasya Temsilciliğinden Mustafa SİEL, Reyhanlı ve Suriye izlenimleri sizlerle paylaşıyoruz:
İHH’NIN HATAY - REYHANLI’DAKİ SURİYE YARDIMLARI KOORDİNASYON MERKEZİ
İHH Vakıf olarak yapılan bağışların önemli bir kısmını Suriye içindeki savaş mağdurlarına ulaştırdığı gibi, Türkiye içinden ve dışından Suriye içerisindeki savaş mağdurlarını yardım ulaştırmak isteyen Kızılay dahil tüm yardım kuruluşlarına ve girişimlere aracılık yapmak suretiyle çok hayati bir boşluğu dolduruyor.
Bu aracılık faaliyeti, hem yardımların bürokratik formalitelerin yerine getirilerek sınır kapısından sorunsuz geçirilmesine aracılık etmek, hem de Suriye içinde ortaklaşa faaliyet gösterdikleri – partner yardım kuruluşları ile ilişkiye geçmelerini ve tampon bölge de bu yardımları güvenilir ellere teslimine aracılık etmeleri şeklinde gerçekleşiyor.
İHH Cilvegözü Sınır Kapısı vasıtasıyla Suriye içinde, özellikle çadır kamplarda yaşayan savaş mağdurlarına daha fazla yardım edebilmek amacıyla görevli kadrosunu oldukça genişletmiş ve Reyhanlı’da Suriye Yardımları Koordinasyon Merkezi oluşturmuş durumda. Bu merkez şu anda, Türkiye’den Suriye içine gerek İHH ve gerekse başka yardım kuruluşları aracılığıyla ulaştırılan yardımların organizasyonunda ana üs konumuna gelmiş durumda.
Bu Merkez halen gelen insani yardım malzemelerinin geçici olarak depolanması ve Suriye’ye aktarılmasında aktif rol oynuyor. Ayrıca Merkezde kurulmuş olan modern bir fırında günde 3 vardiya çalışmayla üretilen yaklaşık 170 bin ekmek gerek Reyhanlı’daki ihtiyaç sahibi Suriyeli muhacirlere, gerekse Suriye içindeki çadır kamplarda ve kendi evlerinde yaşayan savaş mağduru halka düzenli olarak ulaştırılıyor.
Koordinasyon Merkezi personeli ile gönüllülerin mesai mefhumundan uzak, sık sık ölüm tehlikesi ile burun buruna gelmelerini gerektiren özverili çalışmaları, bizim açımızdan her türlü takdirin ötesinde.
BABÜL HAVA HASTANESİ İZLENİMLERİ
Reyhanlı İlçesi sınırındaki Cilvegözü Sınır Kapısının, Suriye Sınırındaki Suriye’ye ait olup halen muhaliflerin kontrolünde bulunan Babül Hava Sınır Kapısı binalarından birinde faaliyete geçirilmiş olan Babül Hava Hastanesini ziyaret ettik.
Civarda ikamet eden halkın ve savaş esnasında yaralanan sivil ve mücahidlerin tedavisinin yapılmaya çalışıldığı bu hastane, tüm imkânsızlıklara rağmen, çalışanların azim ve fedakarlıkları vesilesiyle çok önemli bir boşluğu dolduruyor.
Fiziki şartların ve tıbbı malzemenin yetersizliğine rağmen, laboratuvardan yoğun bakıma ve hatta diyaliz ünitesine kadar oluşturulmuş bulunan hastanede, tüm olumsuzluk ve eksikliklere rağmen, ileri tıp merkezleri seviyesinde tıbbi hizmet verilmeye gayret edildiğini gözlemliyoruz.
Gerek hastanenin durumu ve gerekse tedavi görmekte olan sivil yada direnişçi savaş yaralılarının durumu, bizim savaş gerçeğiyle en yakından temas etmemize vesile oluyor.
ÜMMET ÇADIR KAMPI İZLENİMLERİ
İHH tarafından savaşta şehit düşenlerin ailelerinin barınması için oluşturulmuş olan Ümmet çadır kampının şartları, daha önce yapmış olduğumuz ziyarete göre bayağı iyileştirilmiş durumda. Tabi bu iyileşmeden kastımız, Suriye şartlarına göre bir iyileşme.
Fotoğraflardan anlaşılacağı üzere, son derece yetersiz şartlarda yaşamaya çalışan kadın ve çocukların hali, elbette içler acısı. Hem başta kocaları ve babaları olmak üzere yakınları yitirmiş olmanın acısı ve onların korumasından mahrum kalmanın çaresizliği, hem de çok sınırlı imkanlarda hayatlarını sürdürmeye çalışmanın zorluklarını beraber yaşıyorlar en az 2 yıldır.
Buna rağmen, özellikle İHH’nın Türkiyeli ve Suriyeli personel ve gönüllülerinin özverili çalışmaları ve gayretleri ile pes etmiyor, tüm bu sıkıntılara rağmen direnişe olan desteklerini tavırları ve duruşları ile ortaya koyuyor şehit hanımları.
Kampta yaşayan kadınların, tam bir tevekkül ve teslimiyet içinde, bizim evlerimizin küçük birer odası kadar olan çadırlarda hayatlarını ve tüm ev işlerini yürütmeye çalışmaları ile;çoğunun çorap ve ayakkabısı bulunmayan çocukların kendilerine hediye edilen ikişer şeker karşısında yaşadıkları bayram sevinci; bizlerin ailelerimiz ile, tam bir güvenlik ve nimetler içinde yüzerken yaşadığımız tatminsizlik ve şükürsüzlükle,aşırı bir tezat teşkil ediyor.
SERMEDE İLÇESİNDE KAMP HALİNE GETİRİLMİŞ BİR OKUL
Halep’e bağlı bir ilçe olan Sermede’yi ziyaret ediyoruz. İlçe’de savaştan dolayı ciddi bir hasar görünmüyor. Buna rağmen, orta boy bir ilçe olduğunu tahmin ettiğimiz Sermede’ye adeta savaşın ağırlığı çökmüş durumda.
Bu nedenle olsa gerek, bir ilçeden ziyade, büyük bir köy havası hakim. Kalabalıklardan mahrum olan cadde ve sokaklarda tam bir bakımsızlık ve düzensizlik söz konusu. Mazot ve benzin bidonlarla yol kenarlarında satılıyor. İlçede asker, polis yada direnişçiye rastlamadan geziyoruz.
Sermede İlçesinin kenarında, savaş öncesinde okul olan, şimdi ise koca ve babalarından mahrum kalan dul ve yetimlerin barınması amacıyla kullanılan eski bir okulu ziyaret ediyoruz.
Okulun sınıfları ortadan kilim ve benzeri bir perde ile bölünerek, ikişer odalı birer ev haline getirilmiş. Dul kadınlar çocuklarıyla beraber bu sınıflarda, tamamen gelen yardımlarla yaşamaya gayret ediyorlar.
Ümmet çadır kampı ile ilgili izlenim ve kanaatlerimiz, okuldan bozma bu kamp mensupları içinde aynen geçerli.
MAZLUM SURİYE HALKINA BU GÜNLERDE YARDIM ETMEZSEK, NE ZAMAN YARDIM EDECEĞİZ?
Savaşçılarıyla, halkıyla, yardım kuruluşlarıyla ve tüm bunlara uzaktan da olsa destek vermeye çalışanlarıyla Suriye cihadı tüm ciddiyet ve kararlılığıyla devam ediyor ve zafere kadar devam edecek inşaallah.
Biz Türkiyeli Müslümanlara düşen en öncelikli görev, bu cihadda hakkın ve haklının yanında olmaya devam edip, maddi ve manevi açılardan elimizden gelen gayreti gösterek, mücahidlerin ve mazlum halkın yanında durmak.
Bu desteğin bizim açımızdan en önemli unsurlarından birisinin de insani yardım faaliyetleri olduğu açık. Şu anda Suriye cihadına ve halkına yardım etmezsek, ne zaman yardım edeceğiz?
Şu hususu da tekrar hatırlamalıyız ki, biz Suriye direnişine ve mazlum halkına yardım etmekle, aslında kendimize yardım ediyor, ahiretimiz için azık hazırlıyoruz.
Bu nedenle imkanı olanlarımız malıyla, olmayanlarımızsa bu faaliyetleri organize ederek ve faaliyetlere iştirak ederek bu hayıra mutlaka ortak olmalı ve şahitliğimizi ortaya koymalıyız.
Suriye halkının ve cihadın bu destek ve yardımlara çok ihtiyacı olduğu gibi, bizlerinde bu mücadele de kendimizi ortaya koymaya, Allah indinde şahitliğimizi gerçekleştirmeye ihtiyacımız var.
Ayinesi iştir kişinin, söze bakılmaz demişler. Elimizi imkanlarımız nisbetinde taşın altına koyarak sözlerimizi amelimizle şahitlendirmedikçe, yani sadece ders ve sohbetlerle ahiret kurtuluşuna erişemiyeceğimiz gerçeği; hem ilgili Kur’an ayetlerinde, hem de peygamberimiz ve gerçek sahabesinin örnekliğiyle çok açık olarak önümüzde duruyor.
HABERE YORUM KAT