Altılı Masa’nın “ortak mutabakat metni” mülteci meselesine dair ne söylüyor?
CHP, İYİ Parti, DP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nden müteşekkil olan Altılı Masa, şimdiye kadar çok sayıda toplantı tertipleyerek siyasi, sosyal, güncel, kültürel, ekonomik ve teknolojik konulara dair görüş ve öneriler sundu. Son olarak altı parti genel başkanlarının imzaladığı “ortak politikalar mutabakat metni” yayınlandı.
İç siyasetten dış politikaya kadar birçok alanda çözüm önerileri ve değişim vaatlerinin yer aldığı metinde, mülteci meselesine dair maddeler de geniş şekilde yer aldı.
Göç İdaresi Başkanlığı başta olmak üzere mültecilerle ilgili faaliyet icra eden kurum ve kuruluşların altyapısının güçlendirileceği belirtilen metinde, düzensiz göçün kaynağı olan ülkelerle “geri kabul anlaşmaları” yapılacağı ifade edildi. Böylece Suriye’deki göçün kaynağını teşkil eden Esed rejiminin muhatap alınacağı Altılı Masa’nın da vaatlerinden biri oldu. Zira, mevcut hükümet de gelinen nokta itibariyle bu söyleme sarılmış durumda.
Türkiye’nin “tampon ülke” yapılmasına izin verilmeyeceği açıklanan metinde, “Sınırlarımızı elektro optik kuleler, aydınlatma sistemleri, gece görüşlü kameralar, insansız hava araçları, entegre güvenlik sistemleri ve gerekli hallerde duvarlarla tahkim edecek, kaçak geçişlere kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.“ denildi.
Sınır kapılarındaki kabul, geri dönüş ve sınır dışı etme işlemlerinin standart kurallara bağlı kalınmasının sağlanacağı söylenen metinde, “Geri Gönderme Merkezlerinin sayılarını ve kapasitelerini artıracağız.” ifadesi yer aldı.
Suriyeli sığınmacılarla ilgili maddelerin de olduğu mutabakat metninde, “Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin güvenli ve iç hukukumuz ile uluslararası hukuka uygun biçimde mümkün olan en kısa sürede ülkelerine geri dönmelerini sağlayacağız.” açıklamasına yer verildi.
Daha birçok görüş ve önerinin olduğu metnin ana maddelerine bakıldığı zaman Türkiye’deki “mültecileri geri göndereceğiz” kampanyasının baş aktörleri CHP ve İYİ Parti’nin mutabakata rengini verdiği anlaşılıyor.
AK Parti iktidarının gelinen nokta itibariyle Suriyeli mültecilere yönelik “onurlu” ve “gönüllü” geri dönüş politikasına döndüğü hepimizin malumu. Altılı Masa’nın baş aktörleri daha önce de hükümetin bu söylemini defalarca dillendirmişti. Göç ve mülteci meselesine ilişkin birçok maddenin bulunduğu ortak mutabakat metni de “İlgili ülkeler ile görüşerek mültecileri geri göndereceğiz” retoriğinde temerküz ediyor.
CHP, İYİ Parti ve DP’nin “öteki” olarak gördüğü mültecilere bakışı malum. Saadet Partisi’nin İran faktöründen dolayı baştan beri Esed rejimine toz kondurmaması, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin de konjonktürel ve popülist söylemlere teslim olması tabloyu daha da iç karartıcı bir hale getiriyor.
Yaklaşan seçimler öncesinde iktidar ve muhalefet partilerinin farklı gerekçelerle de olsa mültecileri geri gönderme ve katil Esed rejimi ile görüşme beyanları kaygı verici. Türkiye’de tüm hızıyla esen/estirilen milliyetçi rüzgâra kapılan siyasetçilerin kahir ekseriyetinin mültecileri gönderme üzerine politika icra etmesi savaş, çatışma ve zulümden kaçan muhacirleri tedirgin ettiği aşikâr.
Türkiye’nin göç ve mülteciler meselesini daha iyi yönetmesi ve bu konuda etkin ve kapsamlı politikaları hayata geçirmesi zaruri görünüyor. Suriye gerçekliği göz önünde bulundurulduğunda Suriyeli sığınmacılara yönelik insani ve adil bir yaklaşımın geliştirilmesi hayati önemi haizdir. Seçimlerin mazlumların mağdur olmayacağı bir sonuç doğurması en büyük temennimizdir.
YAZIYA YORUM KAT