1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Alma Mazlumun Ahını!
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Alma Mazlumun Ahını!

03 Aralık 2009 Perşembe 12:18A+A-

Ergenekon soruşturmasında darbe girişimi iddialarıyla ilgili 2004 yılında görev yapan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına darbe girişimi iddialarıyla ilgili ifade verecek..

Aslında başka isimler de sözkonusu olmalı.. Mesela Koman’a JİTEM’i, Çevik Bir’e 28 Şubat’ı sormak gerek.. Aslında Demirel, Ahmet Necdet Sezer.. Mesela Kenan Evren’i daha ne zamana kadar besleyeceğiz bilmiyorum.. Bir zamanlar bazı isimler, Meclis Araştırma Komisyonuna bile çağrıldıkları halde gitmiyorlardı.. Bu son soruşturma kapsamında komutanlara Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu belirtilen "Ayışığı", "Sarıkız" ve "Eldiven" isimli darbe günlüklerindeki darbe girişimi iddiaları sorulacak. Nokta dergisinde yayımlanan, 2003-2005 yılları arasındaki dönemi kapsayan “Sarıkız” kod adlı darbe girişiminin Kara, Hava, Deniz ve Jandarma Kuvvet Komutanlarının birlikte, “Ayışığı” planının ise, Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur tarafından planlandığı belirtiliyordu. AKP’yi iktidardan düşürmeyi amaçladığı iddia edilen bu planda, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün de gerekirse istifaya zorlanabileceği ifade ediliyordu. Bu dönemdeki en son darbe girişimi ise “Eldiven” ismindeydi.

Orduda o kadar çok darbe planı yapılmış ki, bildiğiniz gibi son ele geçen darbe planı ise Kafes operasyonu adını taşıyordu.. Alper Görmüş’e göre, Aytaç Yalman ve Özden Örnek darbe konusuna soğuk bakıyordu, ama yine de açıkça bu girişimlere karşı çıkmıyorlardı. Çünki darbeciler, Genelkurmay Başkanı’nı bile baskı altına almayı başarmışlardı.. Genelkurmay Başkanı’nın zehirlenme ihtimaline karşı yemeklerini evden sefertası ile taşıttığı da ileri sürülmüştü bir ara..

Darbeciler sadece siyasi otoriteye karşı plan yapmakla kalmamış, ordu içindeki hiyerarşiyi de altüst etmişlerdi..

Hiyerarşinin bozulmasının yanında birileri darbe planlarına kaynak oluşturmak için mali yolsuzluklara sebeb oldukları, askeri istihbarat faaliyetlerinin istismar edilerek, siyasi rakipleri ve tehdit olarak gördükleri kişi ve kuruluşlara karşı psikolojik harp taktikleri uyguladıkları ve hukuk dışı dinlemeler yaptıkları da iddia ediliyor..

Darbeciler aslında her yere sızmışlar.. Ne Media, ne Üniversiteler ve ne de Yargının içindeki bazı kişiler bu konuda çok da masum değiller.. Aslında bunların çoğu bir şekilde deşifre oldu.. Zaten birileri 28 Şubat döneminde şecaat arz edeyim derken, brifinglerle kendilerini deşifre etmişlerdi..

Bu ülkede sorun olan, tartışılan ne varsa, kazıyın altından ne çıkacak bakın bakalım.. Alevi, Kürt, Laiklik, Terör, YÖK, Yargı, Anayasa, İnsan Hakları, Mafia, Uyuşturucu... Sonunda aynı adrese ulaşırsınız..

Bu tartışmalar uzadıkça, bu tartışmaların gölgesinde toplumun bilinci şekilleniyor.. Çok can sıkıcı bir süreç gibi gözükse de bana göre son derece verimli bir dönemden geçiyoruz.. Hiçbir dönemde, Adalet, Barış, Özgürlük, İnsan Hakları, Hukuk Devleti talepleri bu kadar güçlü olmamıştı..

Öymen’in açıklamalarının ardından başlayan tartışmalar, resmi ideoloji ve resmi tarih söyleminin ne kadar kırılgan bir hale geldiğini, toplumun bu konudaki hassasiyetinin ne kadar yüksek olduğunu bir kere daha gösterdi.. Yemen de bile Öymen’i sordular.. Futbolcuları değil, “One Minut”ı soruyorlar, Kurtlar Vadisi’ni soruyorlar..

TSK’nın en güvenilir kurum, Parlamento ve hükümetin en az güvenilen kurum olduğuna ilişkin kamuoyu araştırmaları ve bu sonuçlar üzerine tanınmış bilim adamlarının “engin tecrübeleri”ne dayalı yorumlar meğer hep psikolojik harp taktikleri imiş..

Bu arada Milli Tank Projesi filan, İsrail’le yapılan Tank Modernizasyonu projesine kurban edilmiş.. Pilotsuz hava aracı da öyle.. Tank Modernizasyonu ihalesiyle Türkiye'ye teknoloji transfer edileceği iddia edilmiş, ancak bu transfer yapılamamış. Kaynaklar boşa gitmiş.

Bakalım bütçe görüşmeleri sırasında bu konular tartışılacak mı? Yoksa yine savunma bütçesi alkışlarla mı kabul edilecek.. Bana kalırsa askerlik süresi ve vicdani red, terörle mücadele, Askeri İstihbarat, Askeri Yargı gibi konular, darbe teşebbüsleri, EMASYA Genelgesi, İç Hizmet Yönetmeliği, JİTEM, Özel Harp, TSK’nın idare içindeki yeri de bütçe müzakereleri sırasında ayrıntılı bir şekilde ele alınmalı.. Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından incelenen M60 tanklarının modernizasyonu ihalesinde ortaya çıkan skandal ilişkiler, "Kafes" soruşturmasında ele geçirilen notlarla birleştirilince devletin kritik kurumlarına, belli çevrelerin nasıl sızdığı gözler önüne seriliyor. Örgüt, Savunma Sanayi ve TÜBİTAK gibi kurumların cuntanın hedefinde olduğunu gösteriyor. Görünen o ki, sözkonusu İsrail olunca darbeciler için diğer bütün konular birer teferruat olmaktan öte bir anlam taşımıyor..

Darbeci kadrolar her işle ilgili.. Daha önce darbecilerle aynı paralelde hareket eden YÖK Başkanı sözkonusu olunca, bu konu “YÖK’ün takdirinde” diyen Danışıtay’ın, bugün aynı konuda YÖK’ün takdirini geçersiz sayması, herhalde salt hukuki reflekslerle açıklanamayacak kadar tezat içermektedir..

Gelinen noktada mahkeme birilerini davet ederek ifadesini alacak.. Konuşurlarsa da, susarlarsa da, gelirlerse de, gelmezlerse de, bu onları her halukârda daha zor durumlara sokacak.. Bugüne kadar çıkıp kendileri özür dileyip topluma gerçeği söylemeleri gerekiyordu. Ama geç kaldılar. Yine de yanlışın neresinden dönerlerse kârdır.. Toplum vicdanında affedilmeyi ümid ediyorlarsa, bu şanslarını daha fazla zorlamadan millete gerçeği söylemek zorundalar..

Ne demişler: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste! Suçluluk psikolojisi içinde, gelecek günlerin geçen günleri aratacağı korkusu altındaki tedirgin bir bekleyiş de, aslında kendi kendilerine verdikleri bir ceza olacak! Direnerek aslında kendilerine ve topluma kötülük ediyorlar. Keşke bunu anlayabilseler.

Selâm ve dua ile..

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT