"Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz."
Yusuf, anne ve babasını bağrına bastı ve dedi ki: "Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz."
Böylece onlar (gelip) Yusuf'un yanına girdikleri zaman, anne ve babasını bağrına bastı ve dedi ki: "Allah'ın dilemesiyle Mısır'a güvenlik içinde giriniz." (Yusuf-99)
Taberi’nin tercih ettiği görüşe göre Yusuf aleyhisselam, babasını ve ailesini şehrin dışında karşılamış ve anne ve babasını kucakladıktan sonra. "Allahın izniyle Mısıra, kapılarından güven içinde girin." demiştir.
İbn-i Kesir ise, Yusuf aleyhisselamın, baba ve annesini, Mısıra girmelerinden sonra kucakladığını ve onlara: "Allanın izniyle Mısırda güven içinde yaşayın." demek istediğini söylemiştir.
Hasılı, ne zaman ki, Yusuf'a vardılar, yani Yusuf'un daha önce kardeşlerine tenbih edip istediği gibi, başta babaları olmak üzere bütün aile bireyleri topluca Mısır'a gelip Yusuf'un yanına vardılar. Rivayet olunur ki, Yusuf ve Melik, yanlarında dört bin asker, birtakım devlet adamları ve Mısır halkından çok sayıda insan, gelen kafileyi karşılamaya çıkmışlardı. Yakub Aleyhisselam, oğlu Yahuda'ya dayanarak yürüyordu, karşıdan gelen kafileye ve atlılara bakıp, "Ey Yahuda, şu karşıdaki adam Mısır'ın Firavun'u mu?" diye sordu. O da "Hayır, Firavun değil, oğlun" dedi. Yaklaştıkları zaman Yusuf'dan önce Yakup selam verdi ve "Selam sana ey hüzünleri gideren" dedi..
Yusuf anasının ve babasının boyunlarına sarılıp bağrına bastı ve onlar için hazırladığı özel dinlenme yerlerinde istirahat ettirdi. Anlaşılıyor ki, bu henüz şehre girmeden karşılama yerinde oluyordu. Nitekim Allah'ın izniyle hepiniz güven ve huzur içinde Mısır'a giriniz, dedi. Ve böylece Mısır'a girdiler.
ELMALILI TEFSİRİ
Aman Allah’ım! Ne kadar güzel bir sahnedir bu! Onca yılların ve nice günlerin ardından, karamsarlıkların ve düş kırıklıklarının ardından, acıların ve sıkıntıların ardından, sınavlara ve belalara maruz bırakılmanın ardından, dayanılmaz özlemlerin, bitmeyen üzüntülerin ve sızım sızım sızlatan dertlerin ardından geliveren ne görkemli bir sahnedir bu!
Hıncahınç heyecan, duygu, sevinç ve gözyaşı dolu bir sahnedir bu!
Bu son sahneyle, ilk sahne arasında da öylesine güzel bir uyum var ki! Başlangıçta bütünüyle bir gayb, geleceğe ilişkin bir bilinmezlik durumundaydı tüm bunlar. Son sahnedeyse bir bakıyoruz, tüm bunlar bizzat yaşanıyor! Ve tüm bunlar yaşanırken bakıyoruz ki, Hz. Yakub yine hiçbir zaman unutmadığı Allah’ını anıyor:
FİZİLALİL KUR’AN
HABERE YORUM KAT