Allah’a Ismarladık
Allah izin verir de bir mani çıkmazsa bu yazı yayınlandığında biz Antalya’dan gemilerle Gazze yolculuğuna çıkmış olacağız.
İlk günün telaşı ve heyecanı sebebiyle yazıyı yoldan göndermenin zor olacağını hesaba katarak bu yazıyı yola çıkmadan önce yazıp gazeteye gönderdim. Ve bu yazıyla bizi takip eden tüm okuyucularımıza, bütün değerli kardeşlerimize Allah’a ısmarladık diyorum. Akrabalarımızın ve şahsen tanıştığımız dostlarımızın hepsiyle tek tek görüşme imkânımız olmadığı için onlara da buradan Allah’a ısmarladık diyor ve üzerimizdeki haklarını helal etmelerini, bu kutlu yolculukta bulunan tüm arkadaşlarımız için dua etmelerini rica ediyorum.
Bundan sonraki yazıları inşallah yoldan göndereceğiz. Allah nasip ederse, dönünceye kadar da yazılarımız bu seyahatimizle, şahit olduğumuz hususlarla ve karşılaştığımız muamelelerle ilgili olacak. Eğer herhangi bir engelden dolayı göndermekte zorluk çekersek ve bir aksama olursa onu da mazur karşılarsınız. Temennimiz Yüce Allah’ın, beraber yola çıktığımız bütün kardeşlerimizle, dostlarımızla ve arkadaşlarımızla birlikte emanetleri sahiplerine teslim edip sağ salim bir şekilde geri dönmeyi nasip etmesidir.
Başta şunu ifade edelim ki bu yolculuğun öncelikli amacı her taraftan kuşatmaya alınan bir buçuk milyon insana bir miktar yardım ulaştırmak değil kuşatmayı yarıp o insanların nefes almasını sağlayacak bir kanal açmaktır. O insanların dört yıla yakın bir süredir nefes almalarının engellenmesi insanlığın ortak ayıbıdır ve bu ayıptan artık kurtulması, insanlık dışı kuşatmanın sona ermesi için bütün zorluklara göğüs germesi gerekiyor. Dolayısıyla bu yolculuk insanlık adına düzenlenen bir yolculuktur. Bu kafile amacına ulaşır da katı muhasara altında tutulan insanlara nefes kanalı açılırsa insanlık kazanmış olacak. İnsanlık kaybeder de zulüm kazanırsa bu zulmün şiddetinden zarar görenler sadece Gazze’de muhasara altında tutulanlar olmayacak. Çünkü bu zulüm sadece orada kuşatmaya aldığı insanlara karşı değil, insanlığa, ortak insanî değerlere, insanlığın hak, hukuk alanındaki kazanımlarına ve özgürlüklere karşı savaş veriyor. Dolayısıyla Gazze’de devam eden ambargo bölgesel bir olay değil bütün insanlığı ilgilendiren sorundur. Bu sorunun mutlaka aşılması ve kuşatma duvarlarının yarılması gerekiyor.
Yolculuk süresince muhtelif gelişmeler yaşanacak ve bu gelişmeler farklı kaynaklardan kamuoyuna aktarılacaktır. Sizlere güvenli kaynakları dikkate almanızı ve yetkili ağızlardan çıkan açıklamalara itibar etmenizi öneriyorum. Özellikle zihin bulandıran haberlere ve açıklamalara yetkili ağızlardan bir açıklama ya da onlarla doğrudan bağlantı kurabileceklerini ve doğru haber vereceklerini düşündüğünüz güvenli kaynaklardan bir bilgi sâdır olmadığı sürece itibar etmemenizi tavsiye ediyorum.
Ancak bilgi konusundaki bu ihtiyat ilgi konusundaki duyarlılığı ve intibahı kesinlikle ortadan kaldırmamalı. Önemli ve kutlu bir yolculuğa çıkılmıştır. Bu yolculuğa gönderilenler, bundan önceki yazımızda da ifade ettiğimiz üzere iyilik elçileridir. O elçileri gönderenlerin, onların vasıtasıyla iyiliklerini, hayırlarını, emanetlerini ulaştırmaya çalışanların hepsi bu yolculuğun içindedir. Dolayısıyla yolculuğu ilgiyle takip etmeleri, gelişmelere duyarlı olmaları, önden gönderdikleri elçilerine cesaretle sahip çıkmaları gerekir. Bu ortak bir sorumluluktur. Hiç kimse “ben elçimi gönderdim, artık sorumluluk benden çıktı” diye düşünmemeli, tam aksine herkes işin zor tarafını üstlenenlerin arkalarında durup onlara destek olmanın daha önemli bir sorumluluk yüklediğini dikkate almalıdır.
Bu yolculuk Allah’ın izniyle bir iyilik ittifakıdır ve kafilenin sadece fiili olarak yolculuğa katılanlardan oluşmadığının bilinmesi gerekir. Gemi filosu daha harekete geçmeden Türkiye başta olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde destek toplantıları düzenlendi. Herhangi bir engelleme ile karşılaşması durumunda bu destek ve dayanışmanın çok daha bariz bir şekilde kendini göstereceği ve kuşatmayı yarma amaçlı vicdan dayanışmasının daha da güçleneceği tahmin edilmelidir.
Bundan önce Filistin’le ilgili yazılarımızda ve konuşmalarımızda sahiplenme sorumluluğundan sıkça söz ediyorduk. Bugün Allah’ın izniyle Türkiye’de bu merhalenin büyük ölçüde aşıldığını, Filistin davasının geniş kitleler tarafından bir ortak bilinç ve duyarlılıkla sahiplenildiğini düşünüyoruz. Bugün sahip çıkma sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Bu dava için yapılan faaliyetlere, atılan adımlara ortak dayanışma ve güç birliği ile sahip çıkılmalıdır. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi durumunda Allah’ın izniyle iyilik filosunun, önündeki engelleri aşması zor olmayacaktır.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT