"Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti"
Haksöz Haber tefsir incelemeleri Rad Suresi'nin ayetleriyle devam ediyor...
ALLAH O'DUR Kİ, GÖKLERİ DAYANAK OLMAKSIZIN YÜKSELTTİ; ONLARI GÖRMEKTESİNİZ. SONRA ARŞA İSTİVA ETTİ VE GÜNEŞ İLE AYA BOYUN EĞDİRDİ..
RAD SURESİ
اَللّٰهُ الَّذ۪ي رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ يُدَبِّرُ الْاَمْرَ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَٓاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ ﴿٢﴾
2- Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti; onları görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti ve güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler. Her işi evirip düzenler, ayetleri birer birer açıklar. Umulur ki, Rabbinize kavuşacağınıza kesin bilgiyle inanırsınız.
"Allah uzaydaki sayısız gök cismini görülür ve algılanır herhangi bir destek olmaksızın tutmaktadır." Her ne kadar zahiren bu cisimleri destekleyen hiçbir şey yokmuş gibi görünüyorsa da Allah'ın algılanamayan mutlak kudreti vardır. Bu kudret üzerinde bulunduğumuz yeryüzü de dahil olmak üzere, tüm gök cisimlerini ve felekleri kendileri için tayin edilmiş mekanda tutmakta kalmaz aynı zamanda aralarında herhangi bir çarpışmanın vukuuna da meydan vermez.
Şunu belirtmek gerekir ki, bu ayette ileri sürülen tüm tezlerin gerçek olduğunu bizzat ayetin muhatapları da kabul etmekteydi. Bu yüzden Allah'ın göğü direksiz yükseltmesi ve güneşle ay'ı değişmez bir nizamın kanunlarına tabi kılması gereğini ispatlamak için ayrıca delile ihtiyaç yoktu. Bu konular sadece, Allah'ın tek hakim ve kainatın tek yöneticisi olduğunu ispat etmek için zikredilmektedir.
TEFHİMUL KURAN
Gökler -hangi anlamda olursa olsun ve değişik çağlardaki insanlar bu sözden neyi anlıyorlarsa anlasınlar- gözler önüne serilmiştir. İnsanlar biraz olsun gökleri düşünmeye başlayınca, kuşkusuz ne denli dehşet verici olduklarını görürler. Aynı zamanda gökler herhangi bir şeye dayanmıyor da. “Direksiz” yükseltilmişlerdir. Apaçık ortadadırlar, gözlerinizle “görüyorsunuz.”
Bu, dehşet verici evren boyutunda gerçekleştirilen manzaranın önünde durup düşünen ve göklerin değil direksiz, direkli olarak dahi Allah’dan başka hiçbir kimse tarafından yükseltilemeyeceğini kavrayan insanın içinde bir ürpermenin meydana gelmesini sağlayan bir iç uyanıştır. İnsanların topraktan daracık bir temel üzerine direkli ya da direksiz yükselttikleri şu küçük, değersiz ve cılız yapılar bu yüce yapının karşısında çok basit kalıyor. Sonra, kendilerini çepeçevre kuşatan kendilerinden yüce ve direksiz yükseltilmiş göklere dikkat etmeyen insanlara bu yapılardaki görkem, dayanıklılık ve sağlamlıktan söz ediliyor.
İnsanların gördüğü bu dehşet verici manzaradan akılların ve bakışların algılayamadığı, yetersiz kaldığı olağanüstü gayb manzarasına geçiliyor:
“Sonra arşa kuruldu.”
Rabbimizin arşı istivâ etmesi konusu Kur’an’ın başka yerlerinde de geçer. Rabbimizin bu âyetleri müteşabih ayetlerdendir. Öyleyse Rabbimizin arşı istivâ etmesi konusunda fazla bir bilgimiz yoktur. Arş; sakf mânâsına bir yerin en yükseği, en üstü, en zirvesidir. Veya arş; kralların oturduğu tahtın lazımı olan mülk ve saltanattan kinayedir.
Rabbimiz zaman ve mekândan münezzeh iken acaba bu âyetiyle neyi kast ediyor. Burada imanımız gereği diyebileceğimiz en doğru ve en güzel söz şudur: Rabbimiz bu âyetiyle neyi kast ettiyse odur. Bu konuda tevile gerek de yoktur, imkânımız da yoktur. Çünkü bu tür âyetler müteşabih âyetlerdir ve bizim bu konularda bilgimiz olmadığı için aynen inanıyoruz. İnanıyoruz ki Rabbimiz arşı istivâ etmiştir. Ama bu istivânın ne demek olduğunu, keyfiyetinin ne olduğunu bilmiyoruz.
Sınırsız yücelikten boyun eğdirilmeye geçiliyor. Güneş ve ayın boyun eğdirilmesi… Bunca çekiciliği ve yüceliği ile birlikte gözle görülen yüceliğin insanların emrine verilişinden söz ediliyor. Daha ilk dokunuşta bu manzara akıllarını başlarından almıştı. Ve birden bu yüceliklerin yüce Allah’ın emrine boyun eğdikleri gerçeği gözler önüne seriliyor.
FİZİLALİL KUR’AN
HABERE YORUM KAT