1. YAZARLAR

  2. Yusuf Ziya Cömert

  3. Allah o namussuzların belasını versin
Yusuf Ziya Cömert

Yusuf Ziya Cömert

Yazarın Tüm Yazıları >

Allah o namussuzların belasını versin

04 Ocak 2012 Çarşamba 16:37A+A-

F 16'lar köylüleri vurdu. 35 tane adam, başlarına ansızın kopan kıyametle kavruldu.

35 tane yiğit öldü. 35 tane ocak söndü.

Deprem değil bu, sel değil, yangın değil. Uçaklar, ateşi boca ettiler adamların üstüne. Cehennem oldu orası.

Bu çok acı bir şey.

Çünkü sadece o adamların üstüne düşmedi F 16'nın bombası.

O adamların evlerine de düştü. O evin kadınının üstüne de düştü.

Veya bir babanın. Veya bir oğulun, bir kızın.

Öksüz oldu kaç otuz beş kişi.

Askercikler, o gencecik adamlar öldüğü zaman ne oluyorsa, burada da ona benzer bir şey oldu.

Buna üzülmeyecek bir kalp, beş para etmez.

'Ciğeri beş para etmez' denilir ya, aynı öyle: Kalbi beş para etmez, buna üzülmeyenin.

Eminim, BDP'liler de üzülmüştür. Bakmayın, basın toplantısında gülüşmelerine.

O gülüşmeler, 35 adamın ölmesine sevindiklerinden değil, o ölümlerin getirdiği siyasi 'avantaj'dan olabilir.

Ya da daha başka bir şey. Öylesine gülmüşlerdir, konuyla alakasız bir şekilde, bir komiklik olmuştur, ona gülmüşlerdir.

Ben görüyorum, ellerini oğuşturanlar, kafalarını oğuşturanlar, göbeğini oğuşturanlar.

Dili çözülenler, nutku açılanlar.

Birdenbire, mal bulmuş mağribi gibi, bu ölümlere sarılanlar.

Kaymakamı dövdürenler.

'BDP, AK Parti'yle ilişkilerini dondurmuş' diye bir şey söyledi bir arkadaşım sabah toplantısında.

'Reşit değil ki' dedim, 'Buna yorum yapamam. Kendisi mi dondurmuş, başkası mı talimat vermiş? Bilemeyiz ki...'

Çünkü buradan hükümete bir fatura çıkarılması lazım.

Ancak o zaman taçlandırılabilir, bu büyük facia.

Yanlış istihbarat ihtimali var mı?

Var.

PKK'nın, bu insanları tuzağa itme ihtimali var mı?

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a ve daha birçoklarına göre böyle bir ihtimal de var.

Bu insanların, silahlı bir grup sanılarak öldürülmüş olması mümkün mü?

Bu da mümkün.

Askerin dikkatsizliği sonucu öldürülmüş olması ihtimali var mı?

Bu da var.

Ya ihanet?

Bu dahi ihtimal dahilinde.

Bunların herbirinin gerçek olmasından veya olmamasından bahsetmek, hem uzmanlık gerektiriyor, hem bilgi gerektiriyor.

Ama burada hükümete bir fatura çıkarılması lazım. Büyük bir fatura.

Telsiz konuşmalarında, 'Karakol vursaydık bu kadar ses getirmezdi' diyormuş PKK'lılar.

Doğru mudur bu bilgi? Allah bilir.

Büyük bir facia.

Güvende olmaları gereken insanlar, terör kurşunuyla değil, F 16'nın üzerlerine döktüğü bombalarla ölüyorlar.

Devlet, bunun hesabını vermek zorunda. Bunu izah etmek, izah edilemiyorsa, sorumluların cezasını vermek zorunda.

Her kafadan bir ses çıkıyor. Utanmasalar, hükümet yaptı diyecekler. Belki de vardır utanmayıp diyenler, ben duymamışımdır.

Şöyle bir gerçek de var, bütün bu olanlarla ilgili, gözardı etseniz bile, zamanı gelince kendiliğinden gözünüze giren bir gerçek.

Erdoğan'ın. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın içtenliği.

'Takınılmış' bir hal değildir o.

Elbise gibi, giyilebilen, çıkarılabilen bir hal değildir.

Bazıları, giyse bile sırıtır üstünde o içtenlik. Ama Erdoğan'ınki bir giysi değildir, bir takı da değildir.

Üzülünce yıkılır yüzü Erdoğan'ın.

Kızınca gerilir.

İyi bir şey yaptığı zaman, gözlerinin içi güler.

Ben bunu başka hiçbir siyasi şahsiyette onda gördüğüm kadar görmedim.

Oyunu bozan, oyunları bozan, ne hükümet avukatlarıdır, ne herhangi bir cinfikir, ne de siyasi numaralar.

Erdoğan'ın içtenliğidir.

Bütün siyasi ve ticari yatırımını bu 'numara'lara yatıranlar da dahil herkes bilir ki, Erdoğan'ın seciyesi, Erdoğan'ın kalbi, böyle adiliklere, böyle alçaklıklara asla meyletmez, asla tevessül etmez.

Erdoğan'ın kredisi, Erdoğan'ın güvenilirliği, Türkler'in gözünde de Kürtler'in gözünde de, herhangi bir siyasi figürün güvenilirliğinden çok daha fazladır.

Oralarda gürültü patırtı eden çeşit çeşit siyasi varlıklar, 'entite'ler, elbet olacak. (Eminim, onların içinde samimi olarak üzülen pekçok kimse var.)

Ama insanlar, yani yüreği yananlar, o topraklarda gövdesi kavrulanlar, yüzü kavrulanlar, elleri çatlayanlar, samimiyet denilen ve seri imalatı yapılamayan şeyi tanırlar.

Ben, o Allah vergisi samimiyetin bozduğu çok oyun gördüm.

Başka oyunlar da dolaşıyor sağda solda.

Allah'ın merhameti ve bağışıyla, o oyunlar da bozulacak.

Allah, o masum ve mazlum insanlara rahmet etsin.

Varsa bir ihanet, varsa bir namussuzluk, Allah, o ihaneti yapanların, o namussuzların belasını versin.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT