1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Aliya’nın Sağ Kolu Patkoviç Konyalılara Konuk Oldu
Aliya’nın Sağ Kolu Patkoviç Konyalılara Konuk Oldu

Aliya’nın Sağ Kolu Patkoviç Konyalılara Konuk Oldu

Konya Genç İHH’nın tertip ettiği ‘’Konya’dan Dünyaya Yükselen Tekbir’’ konulu programı Konya Necmeddin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Erol Güngör Salonu’nda Albay Şerif Patkoviç’ in katılımıyla gerçekleştirildi.

10 Aralık 2017 Pazar 12:13A+A-

HALİL İNCEKARA / HAKSÖZ-HABER

Şerif Patkoviç özetle şunları söyledi:

Savaş başladığında Bosna’yı savunmak dünya gözüyle bakıldığında mümkün görünmüyordu. İki seçenek görünüyordu; ya düşmana teslim olmak yâda düşmanın isteğini yerine getirip anlaşmak.

Fakat Bosna Hersek bağımsızlığını kazandı ve uluslararası arenada tanındı. Savaş başlarken Bosna’nın organize bir ordusu yoktu. Aliya savaş olmasın diye çok uğraştı, sonuna kadar mücadele etti. Hatta Bosna Hersek devleti diğer cumhuriyetlerle birlikte konfederasyonda kalsın fikrini bile kabul etmişti. Biz bu dünyada şeytanı diri diri karşımızda gördük. Aliya’nın dediği gibi tamamen Allah’ın lütfuyla kimsenin beklemediği zaferi kazandık. Biz yardımı Allahtan istedik herhangi bir şahıstan değil.

 Bu zafer ile 1) halkımız koruduk, 2) devletimiz var.

Siz biz hepimiz Bosna’yız. Biz Bosna’yı kalbimizle taşıyoruz. Bizim Aliya sevgimiz de Bosna’dır.

                                       Aliya’nın Emaneti

Aliyaya sevgi ve saygımızın en büyük nedeni onun basit olması ve sevgi yaymasıdır. Bir fetihten sonra askerlerle birlikte yemek tertip edildi. Cumhurbaşkanı da oradaydı. Koyunlar kesildi, etler pişirildi. Hepimiz büyüğümüz olarak Aliya’nın yemeğe başlamasını bekliyoruz fakat bir türlü başlamadı. Ta ki diğer bütün askerlerin de et yediğini, herkesin aynı yemeği yediğini öğreninceye kadar.  Aliya’yı farklı olduğu için seviyorduk. Aliya kendisinin fazla övdüklerini fakat bu övgülerden bazısını gerçekten hak etmediğini ifade ettiğini söylerdi.

İdeolojik olarak Aliya’nın bize bıraktığı emaneti nedir?

Dünyada en yaygın yönetim sistemi demokrasidir. Bunlar dünyayı kapitalizmle yönetiyorlar. İkinci büyük sistem sosyalizm ve kominizimdir. Bunlar beşeri sistemler. Demokrasi sisteminde insan Allahın varlığını kabul ediyor ama allahın asla ve asla eve girmesine izin vermez, parlamentoya girmesine izin vermez. Sosyalizm ve kominizim sistemi ise Allah yoktur diyor, insan maymundan gelmiştir der, Siyonistler de bu fikri geliştirdiler, sadece onlar insandır diğer herkes maymundur.

Aliya ise demokrasiden özgürlüğü, insan haklarını anlar ama benim içimdeki dünyada insan için en güçlü yönetim şekli, allahın kuranıdır. İdeolojik olarak Aliya’nın bize bıraktığı emaneti budur.

İHH, Necmeddin Erbakan gibi Bosna dışındaki dostlarımız olmasaydı bizim savunmamız başarılı olur muydu olmaz mıydı bilmiyorum.

Şuanki TC Cumhurbaşkanına Aliya Bosna’yı emanet olarak bıraktı mı?

Bu konuda şöyle düşünüyoruz; şuan ki TC Cumhurbaşkanı emanet olarak bize ne verdi? Biz Allahtan aldığımız emaneti taşıyoruz. Bu emaneti taşırken asla ve asla devletçilik ve milliyetçilik yapmamamız gerekir. Allah bizleri birbirimizle tanışalım diye kavimler olarak yarattı.

Tekbir nasıl doğdu?

Askeri kural gereği selamlama vermek durumundaydım. Cumhurbaşkanımıza rapor verdikten sonra beraber yürüyorduk, binlerce asker var. Cumhurbaşkanı, devletimiz için hazır olun diye mi selam vereyim yoksa esselamu aleyküm mü diyeyim diye sordu sonra esselamu aleyküm dedi askerlere.

Dini şeyleri askeriyeye sokmak burada olduğu gibi bizde de yasaktı. Ama insan bazen kalbini kontrol edemiyor. Ve ben de Aliya’nın selamından sonra tekbir getirdim.

Suriye ve Kudüs’e dair

Her şeye gerçekçi gözle bakmamız lazım. Zamanında bizimle beraber savaşan mücahit arkadaşlarımızdan Suriye savaşına katılanlar oldu. Arkadaşlara söyledim, Suriye bağımsızlık ordusunun başındaki komutanlar İstanbul’da gezerken ben gidip onun savunmasını yapamam. En büyük sıkıntı onların Aliyası yoktu. Biz oraya gidip kiminle beraber savaşacağız, hangi birliğe dâhil olacağız.

Aynı soruyu Kudüs’teki bizim arkadaşlara da sorabiliriz. Onların sorunu sadece Siyonistler değildir. Onların sorunu ta kendilerinden başlıyor. Oturup bir araya gelerek, kim nerede ne zaman nasıl neyi yapacak hep beraber karar vermeleri lazım. Biz de bunu yapmalıyız. Geçmiş geçmişte kaldı. Biz bugünden ve yarından sorumluyuz. Her söylediğimiz söz için mutlaka yargılanacağız.

Kudüs cumasında katılımcıların sayısını azlığı çokluğu önemli değildir, asıl önemli olan katılmak, harekete geçmiş olmaktır.

Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Öylesine olmayın. Hocalarınızdan not değil daha iyi bilgi, daha iyi bir eğitim isteyin. Doğuştan Müslüman olmayın.

Allahın yardımı gelmezse kimse zafere ulaşamaz. Ama o yardımın gelmesi için de mücadele etmemiz lazım. Hak etmezsek o yardım gelmez.

Mesajımız gençlere çok basit; şeytanı kendinizden kovun, melekleri yanınıza alın.

whatsapp-image-2017-12-10-at-01.21.27.jpg

whatsapp-image-2017-12-10-at-01.21.28.jpg

 

 

HABERE YORUM KAT