Aliya İzzetbegoviç (Bilge Bir Lider)
Taha Akyol yazısında, Aliya İzzetbegoviç’in düşünsel yapısı hakkında bilgi verirken yine İzzetbegoviç’e ait alıntılarla bilgelik vasfını nasıl taşıdığı hakkında fikir veriyor.
KARAR/ Taha Akyol
Aliya İzzetbegoviç, Bilge Bir Lider
Bu kaçıncı Saraybosna’ya gelişim, bilmiyorum ama bu defa Aliya İzzetbegoviç’in mezarını ve müzesini ziyaret ettim.
Boşnakların büyük siyasi lideri ve çağımızda Müslümanların sayısı pek az olan büyük düşünürlerinden biri…
Çok mütevazi bir anıt mezar, Boşnaklar da “Türbe” diyor. “Şehitlik” kabristanında çoğu yirmili yaşlardaki Boşnak şehitlerle birlikte yatıyor… Sırp faşizmine karşı Boşnaklarla beraber savaşta hayatını kaybeden bazı Hırvatların da mezarları var burada. “Vatan şehidi” olarak.
LİDER, KUMANDAN VE BİLGE
Aliya İzzebtbegoviç (1925-2003) dindarlığını annesinden aldı. Yugoslav eğitiminin ve okumalarının etkisiyle 15-20 yaşlarında şüpheler yaşadı. Şüphe onu okumaya, araştırmaya yöneltti. O zamanlarını anlatırken “Tanrısız bir evren hiç aklıma yatmadı” demişti.
Müslüman kimliğini ve Boşnak milletine sadakatini her zaman gururla savundu. Totaliter rejime karşı faaliyetlerinden iki defa hapse girdi.
Kasım 1983’te 14 yıl hapse mahkum edildi; 5 yıl 8 ay hapis yattı, hapiste sürekli okudu, okudu.
Baş eseri olan “Doğu ile Batı Arasında İslam” kitabını okuduğunuzda, hayret edersiniz; Aliya ne kadar çok düşünür, filozof, bilim insanını okumuş diye…
Nietzsche, Jaspers, Camus, Popper, Louis de Broglie, Einstein, Hume, Kant, Lenin, Marks, Bergson… Hugo, Tolstoy…
Merhum Aliya’nın hukuk doktoru olduğunu da belirtmeliyim.
Kurduğu Demokratik Hareket Partisi ile Boşnakları ve birlikte yaşamayı kabul edenleri toparladı, örgütledi… Sırp faşizmine kaşı Bosna Hersek Ordusu’nun kumandanı ve ilk devlet başkanı oldu. Süresi dolunca tekrar aday olmadı, kütüphanesine çekildi.
ADALET, HÜRRİYET, HUKUK
Aliya’nın şu satırları onun felsefi şüpheleri nasıl aştığını gösteriyor:
“Bugünkü fizik ve kimya bilgilerimizle hayatı tamamen izah etmek her halde mümkün değildir… Hayat fenomen değil, mucizedir…”
Kuran-ı Kerimi doğru anlamak için ‘metin okuması’ şeklinden ziyade, ayetlerin hayatla ilişkisini (esbab-ı nüzul) ve bütünsel mesajını kavramak gerektiğini söyler.
Aliya İzzetbegoviç’ten alıntılar:
“Dinde zorlama yoktur. Aynı kanun ahlakta da geçerlidir. Zorla alıştırma, doğru davranmayı empoze ettiğinde bile aslında gayri ahlaki ve gayri insanidir…
Hürriyet mefhumu ahlak fikrinden ayrılmaz… Hürriyetin reddiyle ahlak da reddedilmektedir.
Ahlakilik özgürlükten ayrılamaz, ancak hür fiil ahlaki fiildir…
Diktatörlük günahı yasaklasa bile ahlaksızdır, demokrasi ona izin verse bile ahlaklıdır…”
Ve hukuk:
“Adalet ve hakkaniyete olan ihtiyacı ispatlamak kalbi olanlar için abes, kalbi olmayanlar için faydasızdır…
Düşünce ve inanç hürriyeti her şeyden evvel başka türlü düşünmek ve inanmak hakkıdır… Her sosyal düzenin hukukiliğinin mihenk taşı muarızlarına ve azınlıklara karşı takındığı tutumdur. Güçlünün iktidarı bir gerçektir, hak değildir. İktidarın herhangi bir sınırlamasının başladığı zamanda ve yerde hukuk başlar...”
Ve eleştirel analitik zihniyet:
“Ben olsam, Müslüman Doğu’daki tüm mekteplere ‘eleştirel düşünme’ dersleri koyardım. Batı’nın aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafının kaynağı budur.”
Tavsiyem, gitmediyseniz mutlaka Saraybosna’ya, Aliya İzzetbegoviç’i ziyarete gidin.
HABERE YORUM KAT