Al’i İbrahim!
Biz her namazda Hz. Muhammed (sas)’ın ailesine, ehli beyte ve Hz. İbrahim’in ailesine salat ve selam göndeririz.
Ve biz biliriz ki, İsmail aleyhisselam da İshak aleyhisselam da Hz. İbrahim’in oğullarıdır.. Bir diğer adı İsrail olan Hz. Yakub aleyhisselam da Hz. İbrahim’in torunudur.. Hz. Yusuf ve Bünyamin aleyhisselam ise Hz. Yakub’un oğullarıdır. Hz. Lut da Hz. İbrahim’in akrabasıdır mesela.. Hz. Eyyüb’ün eşi Rahime annemiz de Hz. Yusuf’un kızıdır. Yani Hz. Eyyüb, Yusuf aleyhisselamın damadıdır..
Hepsine selam olsun..
Her namazda Beni İsrail için selat ve selam gönderen bir ümmet nasıl olur da “Antisemitik” ilan edilebilir!?. İsrail’e asıl ihanet eden kendileri.. Geçen gün Amerikalı, ailesini Nazi kamplarında kaybeden bir Yahudi Profesörün Gazze konusundaki konuşmasını izledim de televizyonda, Erdoğan ya da Ahmedi Nejat’ın ya da Chavez’in söyledikleri çok hafif kalır yanında.. İsrail’in meyhane kabadayısı Dışişleri Bakanının Erdoğan’ı eleştirirken önce kendini boy aynasında bir gözden geçirmesi gerekir.. Bunların kendilerini Beni İsrail’e nisbet etmeleri Yakub aleyhisselama, Musa aleyhisselama, Davud ve Süleyman aleyhisselama hakarettir.. Bugün İsrail zulmü altındaki Gazze ve Filistin halkı, Tevrat’ın tebliğcisi Hz. Musa’ya, Zebur’u tebliğ eden Davud’a ve Süleyman aleyhisselama, Siyonistlerden çok daha yakındır.. Onlar, daha çok Musa kavmini yurtlarından çıkaran Firavunun askerlerine benziyorlar.. Ey İsrail, “söz dinlemeyen kavim”. Rabbinin ikazını duy! “Meyhane kabadayıları”, azgınlık içinde, kan döken zalimlerin, Rabbinin yolundan sapanların peşinden gitme..
Kimse bizden Hz. Yakub’un oğlu diye, kardeşini kuyuya atan Yahuda ve kardeşleri için salat ve selam beklemesin.. Hz. İbrahim babası için ya da Hz. Musa ocağında büyüdüğü Firavun için dua ediyor mu ki, benden dua beklesinler.. Hz. Lut eşi için ya da Hz. Nuh oğlu için dua edebiliyor mu? Ama Hz. Zekeriya’nın eşi Hz. Helen ya da Hz. Meryem benim de annemdir.
Esasen “Al” kelimesi soy ve nesep değil, aksine “kültürel mirası, sahih geleneği sahiplenen topluluğun arasındaki ilişki”yi ifade eder. “Müslümanlar kardeştir” derken de bu ifade edilir. Ama mesela Hz. İbrahim’in babası ile, Hz. Nuh’un oğlu ile olan arasındaki kan bağı bu kapsamda değerlendirilmez.. Bu önemli bir ayrıntı.. Dolayısı ile Yakub aleyhisselamın Hz. İbrahim’le bağı, Hz. Yusuf ve Hz. Bünyamin’in dışında kesiktir.. Tevrat’ın Tesniye bölümü (23) nesebi kesen şeyleri sayarken sahih geleneğin dışına çıkılmasına vurgu yapar.
Yahudilerin işi zor.. Nesebi anneden sürdürerek bir bakıma hem Hz. İbrahim’in Hacer’den olan neslini dışlamış oluyorlar, hem de Firavun zamanında erkeklerin öldürülüp kadınların sağ bırakılması sonucunda ırkın devamlılığı için kendilerine göre bir çözüm yolu bulmuş oluyorlar.. Bunu daha ileri götürüp, o ırka dayalı bir din ve gelenek icad ediyorlar. . Allah (cc)’ın bir zamanlar kendilerine ikramını, bütün zamanlara ve tek bir ırka has bir olaymış gibi göstermeye çalışıyorlar. Din ve ırk iç içe geçiyor. Gerçekte ise kim ki, dinine bir şey ekler ya da çıkarırsa din aradan çekilir, kişi eklediği ve çıkardığı ile baş başa kalır. Oysa ne lanet ve ne de, ikram herkes için ve bütün zamanlara has değildir.. Şeytanın insana olan düşmanlığının temelinde de, ilk İlahi lanete konu olan bu ırkçılık yatmaktadır.. Irkçılık tarih boyunca müfsit bir gelenek olarak hep başımızın belası olagelmiştir. Mehmet Akif’in deyişi ile “Fikri kavmiyeti tel’in ediyor peygamber” ama, ırkçılık sürekli kendini yenileyerek varlığını sürdürmektedir. Bana göre kan ve toprak bağına dayalı kavmiyetçilik yanında zengin-fakir, ya da sınıf taraftarlığı da ırkçılıktır.. Kapitalizm, Komünizm, Faşizm, Siyonizm yanında bu anlamda körü körüne spor takımı tutmak da aslında aynı şirk geleneğinin farklı bir yansıması olarak önümüze çıkar. Irk giderek bir puta, bu taraftarlık da giderek müşrik bir geleneğe ve putperestliğe dönüşür.
Geçen gün Fransa’daydım, dönüşte uçakta Musa Carullah’ın “İslâm’ın Elifbası” isimli kitabını okuyordum.. Bekir Sıddık Soysal’la birlikte gitmiştik Fransa’ya, COJEP France’ın bir iç eğitim semineri için. Ali Gedikoğlu ve arkadaşları ile bir kampta 3 gün kaldık. Dönüşte bunları konuştuk.. Medeniyet, etik ve estetik ilişkisi, ahlak; Topçu’nun “Yarınki Türkiye”si.. Müslümanlar olarak yanlış anlaşıldığımız kadar, İslâm adına yapılan yanlışların da, hakkımızda yanlış kanaatler oluşmasında etkili değil mi?
Yeniden şu Yahudi konusuna dönecek olursak, diyorlar ki, Müslümanlar Yahudileri lanetliyor! Kur’an-ı Kerim’deki “Lanet”in çok fazlası Tevrat’ta var. “Dinle ey İsrail” diye başlayan bölümler neyi anlatır!? Lanetlenen bir halk ya da dinin mensupları değil, Rablerine verdikleri sözde durmayan, kan döken, küfre saplanan, paraya-puta tapan azgın kişilerdir.. Yoksa Allah (cc) niye yarattıklarını lanetlesin, hem doğduğumuz ana babayı, doğduğumuz zamanı ve babayı, derimizin rengini, cinsiyetimizi biz mi seçtik ki! Yahudilerin Kur’an-ı Kerim’de örnek olarak verilen zulüm ve sapkınlıklarını kim yaparsa, Yahudi olsun ya da olmasın Allah’ın laneti onların üzerine olacaktır, tevbe edenler, iyi iş işleyenler, sabredenler ise kurtuluşa erenlerden olacaktır..
Ah! Ne söz dinlemez bir topluluksunuz siz ve başınıza gelecek bir felaketi hak etmek istercesine, yokuş aşağı koşar gibi, kendi sırtınızda kendi cehenneminize odun taşımaya devam ediyorsunuz.. Aranızda sizi uyaracak akıl, hikmet, vicdan sahibi kimse yok mu? Öfke ve korku aklınızı zail mi etti ki, böyle şeyler yapıyorsunuz.. “Rüzgar eken fırtına biçer” denmedi mi size!
Siyonistler, Filistinlilerden önce İsrail halkını ve Musa şeriatını esir almış gözüküyorlar.. Bir halk ve bir cemaat, siyasi bir ideolojinin zebunu olmuş durumda.. Belki Filistinlilerle birlikte bu halkı ve bu cemaati de bu zalimlerin elinden kurtarmak gerek..
Bana kalırsa bugün Hz. İbrahim’le başlayan Hanif geleneğin temsilcileri bizleriz, yani Müslümanlardır... Bu gelenekte ırkçılığın her türlüsü şirk olarak kabul edilmiştir..
İsrail, tarihte Müslümanların ve Türklerin kendilerine karşı koruyucu rolünü hiç unutmamalı.. Kendine yardım eden eli ısırmamalı..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Paris’te, kendi sözlerine İsrail’in tepkisi ile ilgili bir soruya, “Hayatlarında hiçbir zaman onların haksız oldukları gün yok. Her zaman onlar haklıdır. Bu havanın içindeler. Her şeye tepki veriyorlar. Kendilerini hiçbir zaman sorgulamadılar. Sorgulamıyorlar. Sadece diğer siyasi liderlerin söylediklerini sorguladılar. Hayatlarında hiçbir zaman onların haksız oldukları gün yok. Her zaman onlar haklıdır. Bu havanın içindeler. Ama dünya öyle düşünmüyor” demiş. Aslında az bile söylemiş.. İsrail daha fazlasını hak ediyor..
“Fazla naz aşık usandırır” diye bir söz vardır. Birileri İsrailli yöneticilere, bu gidişin “İsrail aşıkları” için bile artık “bıkkınlık verici” bir hal almaya başladığını söylemesi gerek..
Bir dahaki sefere, Başbakan “One minute” değil, “Dinle ey İsrail” diye söze başlarsa kimse şaşmasın.
Selâm ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT