Ali Bardakoğlu: Fethullah Gülen, İbn-i Arabi ve Said Nursi’nin Ortak Özelliği…
CNN Türk televizyonunda Taha Akyol’un sunduğu Eğrisi Doğrusu programına katılan eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, din algısındaki yanlışlara dair önemli tespit ve değerlendirmelerde bulundu.
HAKSÖZ-HABER
15 Temmuz darbe girişimi bağlamında Fethullah Gülen ve din anlayışının masaya yatırıldığı programda Ali Bardakoğlu; Gülen’i sadece siyasal-politik bağlamda değil, din anlayışının dayandığı usuli kökler zemininde değerlendirdi. Ali Bardakoğlu bu bağlamda oldukça çarpıcı ve cesur tahlillerde bulundu.
Mehdi inancının kökleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Bardakoğlu, “kurtarıcı” beklentisinin birçok din ve toplumda zaten var olduğunu belirterek bu inancın İslam tarihinin erken dönemlerinde belli saiklerle Müslümanlarda da yer ettiğini ve bu “doğaüstü güçleri olan kurtarıcılar” telakkisinin özünde İslam’la alakasının olmadığını söyledi.
Bardakoğlu bugün İslam coğrafyasının hemen her bölgesinde revaçta olan kutsiyet, velayet, mehdilik, Mesihlik, keramet, ilham, zühd vb. kavramların bazı tarikatların elinde bir istismar aracına döndüğünü belirterek bu tarikatların aslında sekülerleştiğini, kitleleri kandırdığını ve halkın bu kavramları Allah ve Peygamber’den bilerek iyi niyetle sahiplendiğini kaydetti.
Bardakoğlu, İslam’ın özlü mesajının ne olduğu sorusunu ise şu sözlerle cevapladı:
“İslam gayet sade ve rasyonel olarak şunu söyledi: Başınıza her ne geliyorsa kendi ellerinizle biriktirdikleriniz yüzündendir. Allah’a dua edin ama her ne yapacaksanız siz yapın, elinizi taşın altına koyun, bu dünyanın sorumluluğunu üstlenin; tek Allah’ı ma’bud bilin, tek Peygamber’i rehber edinin. Onun dışında Hıristiyanların yaptığı gibi din adamlarını, manevi rehberleri, onu bunu yanılmaz kutsal lider sayıp da yolunuzu şaşırmayın.”
Bardakoğlu, Hıristiyan ve Yahudilere ilişkin Kur’ani uyarılardan ders alınması gerekirken ne hikmetse bunun göz ardı edildiğini ve ulemanın da kavram ve telakkilerin bozulmasına seyirci kaldığını söyledi.
Gülen hareketinde de kurtarıcılık formu ve mehdilik telakkisinin çok belirgin olduğunu belirten Bardakoğlu, bunun İslam’ın tevhid ilkesine aykırı olduğunu ve muteber muhaddislerin de bu telakkiye dair rivayetlere şüpheyle baktığını kaydetti. Mehdilik inancının itikadi bir konu olduğunu belirten Bardakoğlu, akaid noktasında neye inanıp inanmayacağımızın ölçüsünün Kur’an ve Hz. Peygamber tarafından gayet açık şekilde bildirildiğini ve bu konuda herhangi bir muğlaklığın söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.
Diyanet Bünyesinde toplanan Din Şûrası’nın Gülen hareketine dair aldığı kararları da değerlendiren Bardakoğlu, sadece “Olmaz böyle şey” türünden yüzeysel açıklamaların kabul edilemeyeceğini, bu içeriğin yetersiz olduğunu belirterek tarihten tevarüs etmiş ve bugün kitlelerde karşılığı olmaya devam eden bir dizi konu ve kavram karşısında Diyanet’in soğukkanlı ve cesur şekilde tartışmalar yapması gerektiğini söyledi. Bardakoğlu bu bağlamda Diyanet ve İlahiyatları daha fazla üzerini örtmeden mehdilik/mehdiyet, Mesihlik, Nuzul-ü İsa, masumiyet, keramet, velayet, Ruyetu’r-Rasul, Ruyetullah, keşf, ilham, Allah’tan veya Peygamber’den mesaj almak vb. kavram ve konulara dair bu anlayışların hangi kültürlerin ürünü olduğu, İslam düşüncesine nasıl girdiğini gayet açık ve ilmî şekilde araştırıp izah etmesi çağrısında bulundu.
Ali Bardakoğlu’nun programda sarf ettiği kayda değer tespitlerden biri de Fethullah Gülen’in din anlayışının kaynaklarına dair sarf ettiği sözlerdi. Bardakoğlu'nun sözlerinden sadece F. Gülen değil, İbn-i Arabi, Said Nursi ve Gazzali de nasibini aldı!
Ali Bardakoğlu’nun sadece Gülen’le sınırlı kalmayıp belirli bir usuli derinliğe oturan cesur tespiti şöyle:
“İbn-i Arabi, Said Nursi ve F. Gülen… Üçünün de ortak noktası; kendi yazdıklarının Allah tarafından yazdırıldığını iddia etmeleri… Böyle din anlayışı olur mu?”
Sonuç olarak ıslah ekollerinin asırlardır dillendire geldiği bu tip vurgu ve tespitlerin bugün Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış bir şahsiyet tarafından dile getirilmiş olması takdire şayan bir gelişmedir. Ali Bardakoğlu’nun cesareti takdire değer. Özellikle de sadece F. Gülen’le sınırlı kalmayıp onun da dillendirdiği yaklaşımları usuli temelde ele alması ve bu bağlamda İbn-i Arabi gibi kaynakları tartışmaya açması önemli bir adımdır. Bu adımın geliştirilmesi, Bardakoğlu’nun çağrısının ilgili zeminlerde karşılık bulması ve usulu’d-din alanındaki ıslah çabalarının “Milli Dindarlık” zırhını da aşması dileğiyle…
***
Ali Bardakoğlu’nun söz konusu programdaki 47 dakikalık konuşmasının tamamını dileyen okurlarımız aşağıdaki videodan izleyebilir:
HABERE YORUM KAT