Alemdaroğlu’nun adayı Akyüz, rektör olamaz!
Vakit gazetemiz, Celal Şengör’ün, kanunda öğretim üyeliği ile bağdaşmayan işler arasında sayılan anonim şirket yönetim kurulu üyeliğini ortaya çıkarınca, kendisinin Üniversitelerarası Kurul tarafından YÖK üyeliğine seçilme işlemi de askıya alınmıştı.
Bir yıldır Şengör’ün YÖK üyeliğine seçilmesi, onaylanmadı..
Üstelik, öğretim üyeliğinden ihracı talebi ile disiplin soruşturması da sürüyor.
Şimdi de Vakit; İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday olan, Kemal Alemdaroğlu’nun desteklediği Ali Akyüz’ün hukuki statüsünü deşifre ediyor.
Haberini iç sayfalarımızda okuyacaksınız.
Ben de size, işin teknik ayrıntısını vermek istiyorum.
2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’na göre, öğretim üyeleri, “devamlı statüde çalışanlar” ve “kısmî statüde çalışanlar” olmak üzere ikiye ayrılıyor.
Devamlı statüde çalışanlar, üniversite dışında bir iş yapamıyorlar.
Kısmî statüde çalışanlar ise; özel iş yapabiliyorlar ama, onların da belli kuralları var.
Rektör adaylarından, Ergenekon sanığı Kemal Alemdaroğlu’nun desteklediği Prof. Dr. Ali Akyüz de, üniversitede kısmî statüde çalışan bir öğretim üyesi.. Kendisi 2000 yılından bu yana “Ana Bilim Dalı Başkanlığı” yapıyor ama, ne hikmetse kısmî statüde çalışıyor.
Aslında sadece bu durum bile, başlıbaşına bir skandal.
Türkiye’nin gözbebeği olan bir üniversitenin hastanesinde, çok önemli bir ana bilim dalının başkanlığını yapan kişi, daimi statüde değil, kısmî statüde çalışıyor! Aklın alacağı bir şey mi bu?
Hani geçici bir süreliğine (bir ay-iki aylığına) olur, eyvallah deriz.
Ama 6 senedir, başka bir tanecik adam mı yok ki, kısmî statüde çalışan birisi, ana bilim dalı başkanlığını yürütüyor?
Bu; işin bir yanı..
Bir de, rektör adaylığının hukuken mümkün olup olmaması sorunu var.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 36. maddesinden, ilgili ifadeyi aynen aktarıyorum: “(Kısmî statüde çalışanlar) Rektör, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürü ve bölüm başkanı olamazlar, bunların yardımcılıklarına seçilemezler. Ancak Devlet memurlarının tabi olduğu mesai saatlerine ve süresine tabi olmak şartıyla enstitü müdürlüğüne, bölüm, ana bilim dalı ve anasanat dalı başkanlıklarına seçilebilirler.”
Gördüğünüz gibi, kanun, “kısmî statüde çalışanların, rektör, dekan olamayacakları”nı çok açık bir şekilde belirtiyor.
Ana bilim dalı başkanlığı için, bir istisna veriliyor; “mesai saatlerine uyarak seçilebilirsiniz” deniliyor ama, rektörlük için böyle bir istisna kesinlikle yok.
O halde?
O halde; kanunun açık lafzına göre, rektör olamayacak statüde çalışan bir öğretim üyesinin adaylığı da geçersizdir.. Rektör olamayacak bir kişi, aday olabilir mi?
Tabii ki mümkün değil..
Dolayısıyla, Ali Akyüz’ün aldığı oyların tamamı geçersizdir.
Nasıl ki, önceki günkü seçimlerde, en fazla oyu, örneğin “İbrahim Tatlıses” alsaydı, o oylar geçersiz olacaktı.. Ve o isim de, YÖK’e gidecek 6 kişilik listeye dahil edilmeyecekti, şimdi de Ali Akyüz’ün ismi, YÖK’e gönderilecek 6 kişilik listede yer alamaz.
O listede yer almış olsa bile, Cumhurbaşkanı’na gönderilecek üç kişilik listede yer alamaz.O listede yer alsa bile, Cumhurbaşkanı tarafından ataması yapılamaz.
Bazıları diyecekler ki, “Akyüz, kısmî statüde ama, atama yapılıncaya kadar daimi statüye geçme imkânı var!”
O da öyle kolay değil.
Önce talep edilecek, sonra o üniversitede boş kadro olacak. Yönetim Kurulu uygun mütalaa verecek. YÖK de, bunu onaylayacak. Ki; daimi statüye geçilmiş olsun.
Tüm bunların yapılması da, benim tahminime göre, rektör ataması tarihine kadar yetişmesi mümkün değil.
O halde, İstanbul Üniversitesi’nde, “Ergenekon davası sanığı Kemal Alemdaroğlu’nun adayının rektör olma ihtimali kalmamıştır” diyebiliriz.
Yerine kim mi olsun?
Kim hakkediyorsa, o olsun..
Gerisi, YÖK’ün ve Cumhurbaşkanı’nın takdiridir.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT