Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Alçakça

02 Eylül 2010 Perşembe 03:44A+A-

Son günlerde internette, Irak’ta, Amerikan askerlerinin bir Iraklı kadına tecavüz sahneleri dolaşıyor..

Alçakça bir şey bu. Kim yaparsa yapsın, kime yaparsa yapsın, alçakça, aşağılık bir şey bu yapılan.. İnsanlık dışı.. “Belhum adal” denen kişilik bu olsa gerek.. Onlar hayvan gibidirler, hatta hayvandan da aşağı.. Bunlar sado-mazoşist porno sitelerinde onlar açısından olağan şeyler.. Kimi görüntüler de bu haltı yiyemeyenlerin kendini tatmin etmek için kurguladığı sahneler.. Yani fantazi yapıyorlar akıllarınca..
Bunların psikolojik sorunları var. Bazı şeyleri unutmak ya da da “uçmak” için aşırı dozda alkol, ilaç ya da uyuşturucu kullanıyorlar.. Alkol uyuşturucunun, her ikisi birden fuhşun yol arkadaşıdır.. Kumar da öyle.. “Altın vuruş”a kadar böyle gider bu işler.. Nefretleri sevgilerinden, öfkeleri merhametlerinden daha büyüktür.. Megalomandırlar. Başkalarını önemsiz, küçük ve tehlikeli görürler..
Biz bu kişiliği tanıyoruz. Amerika’da ya da Irak’ta fark etmez.. Diyarbakır Cezaevinde de vardı bunlar, Mamak’ta da.. Mavi Marmara’yı kana bulayanlar da bunlardı.. Adı Müslüman adı, bizim ülkemizin kimliğini taşıyan insanlar da olabilirler..
Mesela “Hayata dönüş operasyonu”nda, zulümlerini, suyu keserek ya da içeriye bayıltıcı-göz yaşartıcı gaz püskürterek de zulümlerini yapabilirlerdi. Kanlı olsun istediler.. “Alemi ibret” olsun diye, tenkil, tedip için böyle yaptılar.. Bugün çıkmış, tosuncuklar ahlak kesiyorlar. Görevlerini yapmışlar da, her olayı o günün şartları içinde değerlendirmişler de. “Devlet iradesi” o yönde tecelli etmiş de..
Acemi erin eline pimi çekilmiş el bombasını tutturan ya da muhtara pisliğini yediren kimdi?
Bütün işkenceciler mel’undur.. Asker, polis, sivil fark etmez. Türk, Kürt, Arap, Acem, Müslüman, Hıristiyan.. Zulüm tek bir millettir..
Zulm ile abad olunmaz.. Zulmeden önce kendini, sonra o zulmü görüp de ona engel olmayanı yakar. Sonra kurbanına zarar verir..
Zalimler, kurbanlarından daha acınacak durumdaki mahluklardır..
İlk lanet, üstünlük taslayan, ırkçılık yapan, ilk faşist şeytana idi. İkinci günah, haddi aşmak ve 3.’sü: adam öldürmek..
İşkence ile öldürmek, tecavüz ederek öldürmek, bu, Allah’a ortak koşmaktan sonra gelen en büyük günah olan cinayeti katmerlendirmektir..
Taraf’taki Trabzonlu erin anlattıkları insanın kanını donduruyor.
“Bu terör neyin nesi, neden bu kan, bu gözyaşı” diyenlere işte bunun cevabı.. Gencecik çocuklar, “kelle derisi koleksiyonu” yapar gibi, “kulak kesip anahtarlık yapıyorlar”sa, bir insandan bir canavar üreten bu mekanizmayı sorgulamalıyız önce!
Ve sonra “Yüksek yargıda referanduma hayır” demek için DTP’den, Apo’dan , PKK’dan medet uman yüksek yargı mensupları geliyor aklıma..
Sonra hakimleri yola getirmek için lojmanlarının bahçesine bomba attıran paşa..
Ve sonra 5N1K’daki bu tuğgeneral..
Irak’taki, Afganistan’daki bu Amerikalı askerler ne olacak böyle!.. Göreceksiniz, bunlar Amerika’yı yakacaklar.. Irak onlara cehennem okulu oldu.. Her biri, yeryüzüne inmiş bir zebani gibi, Irak’ı yakan ateşi, beyinlerinde ve yüreklerinde Amerika’ya taşıyacaklar.. Yakında göreceksiniz onları.. Meydanlarda, kendilerini, kentin kalbine bir fünye gibi yerleştirip patlatacaklar.. New York ya da Londra’da onları göreceksiniz..
ABD Başkanı Barack Obama, ‘Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu’nun sona erdiğini bildirmiş. ABD’nin Irak’a söz verdiği sorumlulukları yerine getirdiğini’ belirtmiş açıklamasında. “Artık ülke içindeki sorunlara ağırlık vermenin zamanıdır” demiş. Bırakın dağınık kalsın! Bağdatlı Ömer ikramınızdan sakat kaldı. Gölge etmeyin, kimsenin başka bir ihsan istediği yok.. Gerçeği itiraf edin yeter. “Irak’ı yağmalamak için geldik. İran’a saldıracaktık. Saddam’ı Kuveyt’e biz saldırttık. İddialarımız gerçek dışı idi, ‘Cehennem topu’nu biz uydurduk. Olanlardan dolayı özür diliyoruz” deyin..
Babil’in cinleri, onları rahat bırakmayacak..
“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste” denilmiştir..
“Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır” denilmiştir..
“Zalimlere yardım etmeyin, ateş size de dokunur” denilmiştir..
Biz bunların çirkin yüzlerini sadece Bağdat’ta, Kabil’de değil, daha önce Srebrenica’da da gördük..
Zencilere, Kızılderililere, sarı ırka geçmişte neler yaptıklarını da biliyoruz..
Kabil soyu bunlar. Bunlar Ebu Cehil’in torunları..
Adaletmiş, barışmış, özgürlükmüş... İşte getirdikleri demokrasi.. Melek yüzlü şeytan bunlar..
Hadi Amerika, katiller sürüsünü, tecavüzcüleri yakala ve adalete teslim et..
Hadi İngiltere..
İnsanlık bu yaptıklarınızı unutmayacak.. Bu cinayetin hesabı bir gün sorulacak elbette..
Türkiye’deki faili meçhullerin arkasında kim var? Soğuk Savaş’ın sponsoru kimdi?
Türkiye’yi kana ve teröre boğanların arkasında kim vardı..
Bunların gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar..
Amerika ve İngiltere, Türkiye’de yakın geçmişte neler olup-bittiğini bilmiyor mu?
Neden susuyorlar?.. Sustukça sıranın kendilerine geleceğini görecekler.. Bu topraklarda yaşayanları yakan ateş, o ateşi tutuşturanları da yakar gün gelir..
“Hani derler ya ‘Her katil mutlaka cinayet yerine gelir’, insanın kendiyle hesaplaşmasıdır o. Ben Güneydoğu’ya gitmeyi de çok düşünüyorum.” Trabzonlu er.. Bu katiller Irak’a, Afganistan’a gitmek isterler mi bilmiyorum.
Bu askerleri tek tek izleyip, bu insanlık dışı işlere karışanları yakalamak gerek. Onların yaşadıkları yerin insan hakları derneklerine, kiliselerine bu kişileri ihbar etmek lazım..
Hepsinden önemlisi bu cinayetlere sessiz kalan subayların yakalanıp yargı önüne çıkartılması gerek.
Amerikan Kongresi, Temsilciler Meclisi, Beyaz Saray bakalım, ülke dışında Amerikan personelinin sebep olduğu insanlık dışı muameleler konusunda bir araştırma başlatacak mı?
Eğer bunu yapmazlarsa, insanların büyüyen nefreti, bu cinayetlerin sahiplerini vicdanlarda mahkum etmekle kalmayacak, bütün bir ülke ve halkı bu günahın ortağı olarak anılacaklardır..
Hatırlasanıza cami bombalamak için plan yapanları.. Gazetecileri vurdurmak için özel timler kuranları, öğrencileri müzede öldürmek için denizaltına bomba yerleştirenleri..
Kim bunlar! Nereden geldiler? Neye hizmet ediyorlar? Kim adına? Kurdukları ya da korumaya çalıştıkları düzenin arkasında kimler var?
Hele şu her “milli bayramda” vatandaşın uğradığı aşağılama, dışlanma, hakaret.. Artık bu rezalete bir son verilmeli.. Devletin valisine karşı meydan okuyan, iktidar partisi milletvekiline hakaret eden adamlar görmek istemiyoruz. Kimi disiplinsiz paşalar çıkıp, Cumhurbaşkanı’na, Meclis Başkanı’na, Başbakan’a, hatta Genelkurmay eski Başkanı Özkök’e demediğini bırakmıyor..
Kendilerinden olmayan, kendileri gibi düşünmeyen herkesi “yok edilmesi gereken bir düşman” gibi gören adamlar..
Tören sırasında ezan okudu diye cezalandırılan, hatta minaresi yıkılan camilerin arkasında da aynı zihniyet vardı..
Aşağılık adamlar bunlar..
Bu, şu malum “Muğlalı” kafası ile, ya da Tandoğan kafası ile çözülmez... Selam ve dua ile

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT