Albay'a Yazılan Mektuplar
Albay'a “yazılan mektuplar” her geçen gün artıyor! Hrant Dink Suikastı'nda ihmalle suçlanan jandarma görevlilerinin yargılandığı davada Albay Ali Öz'e bir suçlama daha geldi.
Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tanık olarak dinlenen Yüzbaşı Hüsamettin Polat “Albayın ihbarın gereğini yapmayışının basit bir ihmal sayılamayacağını” söyledi.
* * *
Polat'ın ifadesinde sözü ettiği 2006 Temmuz'undaki günlük istihbarat toplantısında yaşananlara dönelim:
Astsubay Okan Şimşek ile Uzman Çavuş Veysel Şahin; Yasin Hayal'in eniştesi Coşkun İğci'nin sözlerini toplantının gündemine getiriyorlar. Buna göre “Yasin Hayal'in gazeteci Hrant Dink'i öldürmeyi planladığını ve bunun için silah temin etmeye çalıştığı” bilgisini aktarıyorlar.
Albay Ali Öz, bunun üzerine “O konuyu burada konuşmayalım, sonra konuşalım” diyor.
Dink'in öldürülmesinden sonraki ilk istihbarat toplantısında ise Albay Öz “Coşkun İğci'ye söyleyin, sağda solda konuşmasın!” uyarısını yapıyor…
Yüzbaşı Polat, ifadesinde konunun soruşturulmasını istediği için Albay Öz'ün kendisine tavır aldığından artı istihbarat toplantılarına katılmasını engellediğinden bahsediyor:
“Olay biliniyordu ve de gerçekleşti. Bu konuyu sorguladığım için benden rahatsız oldular. İstihbaratı veren astsubaylarla görüşmemi de engellemeye çalıştılar.”
Yani?
“Albay” ihbarın gereğini ısrarla yerine getirmemiş; dahası hadisenin üzerinin örtülmesi için ciddi bir çaba sarf etmiş!
* * *
Albay Ali Öz'ü, -aynı davada- Eski Trabzon Jandarma Asayiş Şube Müdürü Yarbay Ali Oğuz Çağlar da suçlamıştı.
Çağlar, ifadesinde “Komutanımızın emri kesindi. Bu konuda hüküm vermenin nelere mal olacağını biliyorduk” demişti. (25 Temmuz'08)
Yarbay Çağlar da, 2006 Temmuz'undaki toplantıda astsubayların getirdiği istihbaratı doğrulamıştı. Ayrıca, suikast sonrasındaki ilk toplantıda Albay'ın kendilerine “İğci ile görüşün, sağda solda bize bu istihbaratı verdiğini söylememesini sağlayın” dediğini vurgulamıştı!
Çağlar, ihmal davasında yargılanan iki askerin daha önce “İl Jandarma Komutanı'nın baskısıyla yanlış ifade verdiklerini” de söylemişti.
Astsubay Şimşek ile Uzman Çavuş Şahin müfettişlere verdikleri ilk ifadede, Coşkun İğci'nin kendilerine Dink Suikastı'na ilişkin bilgi verdiği gerçeğini inkar etmişlerdi.
Ancak, İğci'nin ifadeleriyle zor duruma düşen iki jandarma, haklarında açılan “görevi ihmal” davasının ilk duruşmasında İğci'nin verdiği bilgileri üstlerine bildirdiklerini ancak onların gereğini yapmadıklarını söylemişlerdi.
“Albay” bütün bunlara ne mi diyordu?
Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde tanık olarak verdiği ifadede “Hafıza sorunum yok ama hiçbir şey hatırlamıyorum” diyecekti, Ali Öz!
Dalga geçercesine altı soruya “Hatırlamıyorum” cevabını vermişti, Albay:
“Taammüden” hatırlamamıştı.
* * *
Her geçen gün -Albay Öz hakkında “ihbarın gereğini yerine getirmediğine dair” yeni tanıklıklar kayda geçiyor:
Bir bakıma “yeni mektuplar yollanıyor” Albay'a…
Gabriel Garcia Marquez'in “Albaya Mektup Yazan Kimse Yok” diye meşhur bir öyküsü vardır.
Bizdeki “Alacakaranlık Kuşağı” öyküsü ise galiba “Albay'a Mektup Yazan Çok” diye sonlanacak.
Yeni Şafak gazetesi
YAZIYA YORUM KAT