1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Al başına belayı
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Al başına belayı

12 Temmuz 2012 Perşembe 00:44A+A-

Şimdi herkes şu soruları soruyor:

- İran-İsrail savaşı ne zaman?

- Arap baharında sıra kimde?

- Avrupa’da iflas sırası kimde?

Cevapları sıralayalım: İran-İsrail savaşı olmayacak.. ABD vuracaksa da, Suudi Arabistan, Umman ve Kuveyt üzerinden, Irak üzerinden füzelerle nükleer santralları ve bazı füze rampalarını vurur..

ABD, Afganistan’dan çekilmeye hazırlanıyor. Çekilmeden önce Afganistan’daki bazı miadı dolmuş füzeleri İran çöllerinde imha etme planı yapabilir.. İran’ı bölmeyi deneyebilirler.. İran Kürdistanı Kürdistan’a, İran Huzistanı Irak Şii bölgesine, Belücistan Afganistan’a, Azerbaycan bölgesi Azerbaycan’a bağlanırsa, zaten İran diye de bir şey kalmaz. Tarihin en eski uygarlıklarından biri tasfiye edilmiş olur..

Yani bir İran-İsrail savaşı değil, Arap-Fars, Şii-Sünni çatışmasından söz edebiliriz...

Eğer böyle bir şey söz konusu olacaksa, Amerikano Mehdi’nin de gün saydığını söylemek mümkün..

Hele de Suudiler’in Kâbe çevresini yıkmaya devam ettiği şu günlerde bir Mehdi olayı, Suudi Arabistan’ın da sonunu getirir.. İran gibi Suudi Arabistan da tasfiye edilir..

Peki;Arap baharında ya da Arap uyanışında sıra kimde?

Suudi Arabistan’ı bir kenara not edin. Bahar rüzgârları Arap Yarımadası’nda esmeye devam edecek gibi.. Afrika’da sular durulmuş değil, ama Arabistan’da bahar rüzgârları fırtınaya dönebilir..

Bu biraz da emirliklerin ne yapacaklarına, Umman Sultanı’nın tavrına, Suudi yönetimine ve Ürdün’e bağlı. Ürdün bu süreçte önemli bir tarihî rol üstlenebilir..

Arap Yarımadası’nda en köklü devlet geleneği kuzeyde Ürdün, Suriye ve Irak’ta..

Irak kendi sorununu çözmekten aciz hale geldi. Ama Suriye sonrası Ürdün ve Suriye, Mısır’ın da desteğinde Arap Yarımadası’nda yumuşak bir geçiş için bir inisiyatif başlatabilirler.. Tabii geç kalmazlarsa.

Bölgede gidiş iyi değil de, peki Avrupa ne durumda?.

Orada da durum pek iç açıcı değil.. Daha Avrupa bitecek, Balkanlar ve Kafkasya başlayacak. O bitecek Asya, o bitecek Latin Amerika.. Arkası arkasına siyasî, askerî ve ekonomik depremler, kasırgalar, tusinamiler yaşayacağız..

Amerika’da belediyeler tek tek iflas bayrağı çekmeye başladılar bu arada..

Avrupa’nın hasta adamları birbirinin üzerine yıkılmaya devam ediyor..

İspanya’da tahvil faizleri tehlike sınırı olan yüzde 7’yi aşmış..

Bu arada Slovenya da iflas bayrağını açan 6’ncı AB ülkesi oldu.. Bu arada İngiltere’de inanılmaz bir skandal yaşandı. Barclays Bank’ın libor hesaplamalarında şike yaptığı ortaya çıktı ve yarım milyar dolara yakın ceza yedi. Ama öte yandan bu hesaplamaya dayalı olarak diğer dünya ülkelerinde trilyonlarca dolarlık haksız kazanç elde edilmiş olabileceği belirtiliyor..

Avrupa dökülüyor anlayacağınız.

Bu arada Ürdün ile Suudi yönetimi arasında üst düzey askeri görüşmeler yapılıyor.. Suudiler, Mısır’daki İhvan’ın yükselişinden memnun değil. Suriye’de de İhvan’ın tek iktidar alternatifi olması Suudiler’i ciddi anlamda rahatsız ediyor.. Suudiler, Şiilerden daha çok rahatsız oldukları için Suriye muhalefetine destek veriyorlar.

Bu arada bir Şii âliminin tutuklanması ile Suudi Arabistan’da başlayan gerginlik, önceki gün halk hareketine dönüştü ve binlerce kişinin katıldığı protesto eylemcilerine açılan ateş sonucu 2 kişi hayatını kaybetti.

Suudi Arabistan’da aslında güçlü bir Şii nüfusu bulunuyor.. Suudi Arabistan yönetimini, Saud ve şeyh aileleri paylaşmış durumda.. Vahhabilerin dünyada neden oldukları sorunlar dünyanın ilgisini çekmeye devam ederken son olarak Mali’de yaşananlar ciddi bir infiale sebep oldu.. Kâbe çevresinde tarihî ve kültürel çevrenin yok edilmesinin ardından doğal çevrenin tahribine yönelik operasyonlar Suudi Arabistan’ı ciddi anlamda yalnızlaştırıyor..

Bu süreçte Körfez ülkeleri de gelişmelerden rahatsız.. Gözlemciler, bu gelişmeler sonunda kim kazanırsa kazansın, kaybedeceklerin başında Suudiler’in olacağına dikkat çekiyorlar. Körfez ülkeleri de yeni bir yapılanmaya gitmek zorunda kalacak gibi gözüküyor. Ürdün ise; süreci doğru yönetir, monarşiyi meşruti monarşiye evriltir ve yerel yönetimleri özerkleştirmeyi başarırsa, Suudi krizi sonrası Ürdün’ün bu süreçten güçlenerek çıkabileceği konuşuluyor.. Öte yandan; Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ile birlikte Ürdün’ü yanına alarak birlikte hareket etmek istiyor. Suudiler’in bunu başarabileceklerini sanmıyorum. Kimse yenileceği daha işin başından belli bir yarış atına oynamak istemeyecektir..

Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT