1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Akşam Gazetesinden Davutoğlu İçin Tuhaf Bir Haber!
Akşam Gazetesinden Davutoğlu İçin Tuhaf Bir Haber!

Akşam Gazetesinden Davutoğlu İçin Tuhaf Bir Haber!

Akşam Gazetesi, eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun darbe araştırma komisyonuna verdiği 71 sayfalık cevabı “tuhaf açıklama” olarak haberleştirdi.

13 Ocak 2017 Cuma 11:12A+A-

HAKSÖZ HABER

Akşam Gazetesi, eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun darbe araştırma komisyonuna verdiği 71 sayfalık cevab içinde sadece bir paragrafı öne çıkararak ve “tuhaf açıklama” başlığı ile haberleştirerek, tuhaf bir haberciliğe imza attı.

AK Parti’ye yakın medya içinde hastalıklı salvolar devam ediyor. “Kemalizme öykünme”, “15 Temmuz darbesine karşı CHP’liler de meydandaydı”, “Asıl Atatürkçü biziz”, “Suriye Politikası yanlıştı!” ve “Rusya ve İran Şirin, ABD Emperyalist” vb… birçok başlığı ve köşe yazısını görebiliyoruz. Ve bu analizler yapılırken kendilerince hata olarak gördükleri her siyasetin ana müsebbibi olarak Ahmet Davutoğlu’nu görme ve gösterme hastalığı var.

Bazıları karınlarından konuşmaya devam ederken, bazıları ise direk Ahmet Davutoğlu’nu hedef göstermekteler.

Bu yöndeki tuhaf haberin sonuncusuna Akşam gazetesi imza attı. Ahmet Davutoğlu’nun 15 Temmuz Darbe araştırma komisyonuna gönderdiği 71 sayfalık cevaptan sadece Rus jetinin düşürülmesi konusunu ele alıp "Nitekim Sayın Genelkurmay Başkanımız daha sonraki görüşmemizde pilotun geçmişini ve ilişkilerini araştırdıklarını ve somut bir irtibat tespit edilemediğini bildirmiştir." cümlesini öne çıkarttı.

Ahmet Davutoğlu’nun Rus Jetinin düşürülmesi konusunda verdiği cevap şöyleydi:

Kasım 2015'te Rus uçağının düşürülmesi de yine tartışmalı bir başka konuydu. Pilot hakkında yargı sürecinin işlediğinin altını çizen Ahmet Davutoğlu, "TSK hiyerarşisi dışında bir aidiyet taşıdığı ve yetkilendirildiği angajman kurallarının dışında başka bir merciden emir alarak hareket ettiği ortaya çıkarsa mutlaka cezayı alacaktır" dedi.

Davutoğlu, 22 Haziran 2012'de Türkiye'nin F-4 savaş uçağının Suriye tarafından düşürülmesi üzerine ilân edilen angajman kurallarını hatırlattı. 

"Suriye’de yaşanan iç çatışmalar sınırlarımızda ciddi bir güvenlik riski oluşturmuştur. Nitekim 22 Haziran 2012’de F-4 savaş uçağımızın Suriye tarafından düşürülmesi üzerine Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde benim de içinde bulunduğum Türkiye Cumhuriyeti hükümeti gerekli tedbirleri alma kararlılığı göstermiş ve Sayın Başbakanımızın talimatıyla angajman kuralları ilân edilerek Suriye hava sahasından sınırımıza yaklaşan Suriye uçaklarının uyarıları dinlemeyerek yoluna devam etmesi halinde düşürülecekleri ilan edilmiş ve TSK bu yönde talimatlandırılmıştır.

Başbakanlığım döneminde de bu talimatın gereği yapılmıştır. Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi sonrasında hava sahamıza yönelik ihlâllerin artmasıyla birlikte Cumhurbaşkanımız, ilgili bakanlar ve güvenlik birimleriyle yapılan istişareler sonrasında bu talimat hava sahamıza bildirimsiz yaklaşan ve uyarılarımızı dinlemeyerek sınır ihlâli yapan bütün hava araçları için teşmil edilmiştir. Yeni angajman kuralları, bu istişareler neticesinde Başbakanlık talimatı olarak, 10 Ekim 2015’te Genelkurmay Başkanlığı'na oradan da kademeli bir şekilde Hava Kuvvetleri komutanlığına ve ilgili birim komutanlıklarına iletilmiştir."

Davutoğlu bunun, Cumhurbaşkanı başkanlığında 21 Ekim 2015'te yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında da teyit edildiğini vurguladı. Önce Suriye ardından bütün hava araçları için gereğini yaptıklarını söyleyen Davutoğlu, olayın akışını şöyle anlattı:

"Olayın gerçekleştiği 24 Kasım 2015 günü, 64. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni kurmak üzere Sayın Cumhurbaşkanımız ile saat 11.00’de randevumun olduğu gündür. Bakanlar Kurulu listesini tekmil edip görüşme için yol hazırlığı yapmakta olduğum bir sırada takriben 09.45 sularında Genelkurmay Başkanımız telefonla arayarak, Yayladağı sınırına yakın bir bölgede Bayırbucak Türkmenlerine dönük hava saldırısı yapan bir uçağın, yapılan bütün uyarılara rağmen hava sahamızı tehlikeli bir şekilde ihlâl ettiğini ve devriye görevi yürüten uçaklarımızın angajman kuralları gereği uçağı düşürmek zorunda kaldığını bildirmiştir. Kendisine uçağın kimliğinden emin olup olmadıklarını sorduğumda ise uçağın kimlik bildirmeksizin sınır ihlâli yaptığını, ancak Rus uçağı olma ihtimalinin bulunduğunu söyledi. Kendisine Dışişleri Bakanımız ve MİT Müsteşarımız ile derhâl bir araya gelerek durum hakkında kesin bir rapor hazırlamaları, başta Rusya olmak üzere yapılacak diplomatik ve askeri temasları planlamaları ve Sayın Cumhurbaşkanımıza bilgi arz etmeleri talimatlarını verdim. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız ile görüşeceğimi ve konuyu kendisiyle istişare edeceğimizi, o vakte kadar uçağın aidiyetiyle ilgili açıklama yapılmamasını, eğer Rus uçağı olduğu kesinleşirse Rusya Federasyonu yönetiminin bunu ilk olarak Hükümetimizden duyması gerektiğini söyledim. Bu talimatım sebebiyle, zarurete mebni yapılan ilk resmî açıklamada uçağın aidiyetiyle ilgili bir bilgiye yer verilmemiş, TSK’dan '24 Kasım 2015 tarihinde saat 09.20 civarında Hatay Yayladağı bölgesinde Türk Hava Sahasını ihlâl eden milliyeti bilinmeyen bir uçak defalarca (beş dakika içerisinde 10 kez) ikaz edilmesine rağmen Türk Hava Sahası'nı ihlâl etmiştir. Söz konusu uçağa angajman kuralları çerçevesinde 24 Kasım 2015 saat 09.24’te bölgede hava devriye görevinde bulunan iki adet F-16 uçağımız tarafından müdahalede bulunulmuştur.' şeklinde bir açıklama yapılmıştır."

"İhlâlin yapıldığı ilk an ile birçok uyarının yapıldığı ve müdahalenin gerçekleştiği 5 dakikalık süre içinde, bu spesifik olay için ek bir talimat almanın ya da vermenin imkânsızlığı da açıktır."

"Burada özen gösterilmesi gereken husus, bu soruşturma ve hukuki süreç işlerken şu anda dahi eli tetikte kara, deniz ve hava sahamızı korumakta olan TSK mensuplarının vatan savunmasının gereği olan angajman kurallarını uygulamakta tereddüde sevk edecek tavır, tutum ve açıklamalardan kaçınılması zaruretidir."

"Talimatını verdiğim angajman kuralları Rusya dâhil hiçbir ülkeyi hedef almamıştır; ancak aynı angajman kuralları hangi ülkeden olursa olsun savaş şartlarındaki bir ülkeden hava sahamızı ihlâl eden bütün hava araçlarını kapsamıştır."

"Nitekim Sayın Genelkurmay Başkanımız daha sonraki görüşmemizde pilotun geçmişini ve ilişkilerini araştırdıklarını ve somut bir irtibat tespit edilemediğini bildirmiştir."

HABERE YORUM KAT

3 Yorum