Aksa Tutsaklarına İstanbul’da Destek Eylemi
Özgür-Der, Filistinli esirlerin büyük açlık direnişiyle dayanışmak amacıyla bugün Fatih Saraçhane’de bir eylem düzenledi.
İsrail işgal yönetiminin hapishanelerdeki baskısını geriletmek ve temel insani haklarının gasp edilmesini engellemek amacıyla Filistinli tutsakların başlattıkları açlık grevi devam ediyor. Bugün 13. Gününe giren açlık grevine 1350 tutsak iştirak ediyor. Özgür-Der, Filistinli esirlerin büyük açlık direnişiyle dayanışmak amacıyla bugün Fatih Saraçhane’de bir eylem düzenledi.
“İsrail Zindanlarında Direnen Filistinli Esirlerin Yanındayız” pankartının açıldığı eylem de “Tecrite İşgale Siyonizme Hayır”, “Yaşasın Küresel İntifada”, “Suriye de Aksa da İntifada Her Yerde” “Suriye de Baas Filistinde Siyonist Zorbalığa Son” “Kahrolsun İsrail” “Aksa Tutsakları Onurumuzdur” vb sloganları atıldı.
Murat Ayar tarafından yönetilen eylemde Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, gazeteci Ahmet Varol, Filistin zindanlarında 19 yıl kalmış ve Gilad Şalit’in serbest bırakılmasıyla özgürlüğüne kavuşmuş olan Ebu Ber’a, FİDDER Başkanı Muhammed Emin birer konuşma yaptı.
Rıdvan Kaya: “Yaşadığımız ülke dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanında inancından, kimliğinden, mücadelesinden ötürü zindanlarda tutulan, dört duvara sıkıştırılan tüm Müslümanlara karşı borcumuz vardır. Allah’ın dinini yükseltmek ve yüceltmek için çalışan tüm Müslümanlar bizlerin kardeşleridir ve onların maruz kaldığı zulümler ve baskılara karşı çıkmak bizim vazifemizdir. Guantanamo’da, Suriye’de ve Filistin’de vb. yerlerde aynı zulüm devam etmektedir. Elimizden geldiği sürece bu mücadelenin sesini her yerde yükseltmeliyiz. Filistinli kardeşlerimizin talepleri nelerdir? ‘Ancak Onurlu Yaşarız’ sloganı ile eylemlerine devam eden Filistinli esirler ne anlatmak istiyorlar?
Tek kişilik hücre cezalarının son bulmasını, ziyaret sorunun çözülmesini, esirlerin ve ziyarete gelen yakınlarına uygulanan insanlık dışı, iğrenç bir dayatma olan çıplak arama uygulamasına son verilmesini, hasta esirlerin tedavilerine izin verilmesini, esirlerin dış dünya ile iletişiminin engellenmemesini istiyorlar. Direnişin Siyonistlere geri adım attırmak ve özgürlüğe kavuşmak için tek yol, tek çözüm olduğunu ifade eden Filistin Esirler ve Özgürlüğüne Kavuşanlar Bakanı Ataullah Ebu Sebh ’in sözleri Filistin’de yaşanan gerçeği net özetliyor: ‘Gençlerimiz ömürlerinin en güzel yıllarını dört duvar arasında geçirirken, Siyonistlerin barış ve huzur içinde yaşamaları makul değildir.’”
Ahmet Varol: “Bu konuda herkese görev düştüğü kadar basına da büyük görev düşmektedir. Basın bu insanlık dışı uygulamalar karşısında üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. 1300 esir tutsakta olsa onurlu bir yaşam için mücadelelerini sürdürmektedir. Bu eylemler karşısında Siyonist rejim, Filistinli esirlerin toplu halde bulunduğu cezaevlerinden alarak farklı hapishanelere dağıtmaya çalışmaktadır. Bu dağıtılmaya çalışılan esirlerin hangi hapishaneye gönderildiği ve akıbeti hakkında bilgi verilmemektedir. Bu insanlık dışı tutum karşısında başta medya olmak üzere, STKlar ve bireysel olarak bizler bu konuyu gündemleştirmek üzerimize düşen bir sorumluluktur.
Ebu Bera “Bugün Türkiye, Ortadoğu’daki bütün özgürlük hareketlerine destek vermektedir. Bunun en yakın örneği Suriyeli direnişçilere ev sahipliği yapmasıdır. İsrail emperyalizmin Ortadoğu’daki bir şubesi ve taşeronudur. İsrail, Filistinlileri öldürmekte, vatanlarını elinden almakta ve özgürlüğüne el koymaktadır. Filistinlileri öldürdüğü, tutsak ettiği yetmezmiş gibi esirlere insanlık dışı uygulamalarda bulunup, işkenceler yapılmaktadır. Bu İsrail zindanlarındaki esirler bedellerini zamanlarıyla değil, canlarıyla ödemektedir. İşgale karşı çıkanları tutsak ettiler. Hapishanelerde de bu direnişle karşılaşınca esirlere işkenceler uygulanmaktadır. Esirleri küçük hücrelere hapsetmektedirler. Hapsedilen kardeşlerimize onurlu yaşam hakkı tanınmamıştır. İsrail tutsaklara sadece işkence etmekle kalmıyor. En temel insan hakları olan eğitim, düşünce ve sağlık gibi haklarını da gasp etmektedir. Aynı zamanda tutsakların ailelerinin de özgürlüğü elinden alınmaktadır. 15 senedir ailelerini göremeyen tutsaklar bulunmaktadır. Bu durum karşısında Filistinli kardeşlerimiz açlık grevine başlamıştır. Bu şekilde yaşamayı ölmeye tercih etmişlerdir.”
Muhammed Emin “Bugün burada direnişlerini desteklemiş olduğumuz yiğitler Filistin’in gerçek liderleridir. Bu esirler arasında milletvekilleri ve Filistin Meclis Başkanı Aziz Duveyk bulunmaktadır. Bu esirler işgal altındaki kendi vatanlarında tutsaktırlar. Orası İsrail değil, Filistin’dir. Bu insanlar Filistin’in özgürlüğünü savunup, işgale karşı olduğunu belirttikleri için zindandadır. Bu esirlerimiz küçük hücrelerde insanlık dışı uygulamalara maruz kalmaktadırlar. Bu yüzden 17 Nisan’da başlayan bir açlık grevi başlatmışlardır. En büyük silahımız tabiî ki duadır. Fakat burada medyaya da bir sorumluluk düşmektedir. En küçük hayvan hakları ihlallerini haber konusu yapan medya bu insanlık dışı uygulamalar karşısında sessiz kalmamalıdır. İnşallah hep birlikte Özgür bir Kudüs’te buluşup, Mescid-i Aksa’da namaz kılmak dileğiyle sizleri selamlıyorum.”
Eylemde Suriye'de Esed zulmünün mağduru olan binlerce tutsak ve hassasten Adem Özköse ve Hamit Coşkun kardeşlerimiz ve ayrıca Bahreyn'de açlık grevini sürdüren Abdulhadi El-Havaca ile dayanışma mesajı verildi.
Konuşmaların ardından Grup Yürüyüş solisti M. Ali Aslan ‘Sirac el- Aksa’ adlı eseri topluluk ile birlikte söyledi. Eylem Özgür Der imzalı basın açıklamasının Münevver Sofuoğlu tarafından okunması ile sona erdi.
Haber: Kürşat Okur
Fotoğraf: Zeynep Yolşcu / Afgani Türkmen
Basın Açıklaması Metni:
ADALET ve ÖZGÜRLÜKTEN YANA OLAN HİÇ KİMSE
FİLİSİTİNLİ ESİRLERİN ZİNDANLARDAN YÜKSELTTİKLERİ ÇIĞLIĞA SESSİZ KALAMAZ!
28 Nisan 2012
İşgal altındaki Filistin topraklarında karşılaşılan türlü hak ihlalleri arasında Siyonist İsrail’in zulmünün en fazla yaşandığı yerler şüphesiz zindanlardır. İşkenceyi yasal mevzuatına derceden bu işgal rejimi işgale direnen Filistinlileri zindanlarda yoğun baskı ve sindirme operasyonlarına tabi tutmaktadır. Farklı cezaevlerinde tutulan yaklaşık 5.000 esir uluslar arası insan hakları ilke ve sözleşmelerine aykırı olarak ve savaş hukuku kuralları da hiçe sayılarak işgalci İsrail tarafından yıllardır sistematik tecrit ve baskı uygulamalarına maruz kalmaktadırlar.
En son olarak Gilad Şalit esir takası ile direniş karşısında ağır bir hezimete uğrayan Siyonist rejimin hıncını, öfkesini halen elinde tuttuğu Filistinli tutsaklardan çıkartmaya çalıştığı görülmektedir. Bu süreçte esirlere uygulanan tecrit şartları daha da ağırlaşmıştır. Aynı şekilde havalandırma, iletişim, akrabalarıyla görüşebilme gibi en basit ve temel haklar sürekli olarak çiğnenmektedir.
Bu baskı ve dayatmalar karşısında Filistinli esirler Siyonist kuşatmayı geriletmek ve dünya kamuoyunu harekete geçirebilmek için bedenleriyle direnmeye karar vermişlerdir. Filistin’de her yıl Esir Günü olarak anılan 17 Nisan tarihinde, 1300’den fazla tutsağın katılımıyla açlık grevi direnişi başlatılmıştır. Bugün 13. Gününe giren bu eylemle birlikte çoğu İslami Harekete mensup Filistinli direnişçiler tüm dünyaya “ölürüz ama zillete boyun eğmeyiz” mesajını vermektedirler. Hiçbir şey yemeyerek ve sadece sınırlı biçimde tuzlu su alarak sürdürdükleri direnişleriyle izzet ve şerefin yemekten de, yaşamaktan da daha önemli ve değerli olduğunu haykırmaktadırlar.
Bizler de Filistin davasının Türkiyeli takipçileri olarak kardeşlerimizin şehadet bilinci ve arzusuyla sürdürdükleri bu haklı ve onurlu direnişi desteklediğimizi ilan ediyoruz. Bu mücadelenin ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın, Aziz Kudüs’ün ve tüm Filistin topraklarının Siyonistlerden temizlenene kadar sürdürüleceğine inanıyor, Rabbimizden kardeşlerimizin üzerine sabır ve sebat yağdırmasını niyaz ediyoruz.
Sadece Filistin’de değil tüm İslam coğrafyasında, yaşanan baskı ve zulümlere karşı yüreklerimizin direnen kardeşlerimizle birlikte attığını; hassaten bugün kocaman bir cezaevine dönüşen Suriye’de Müslüman kardeşlerimizin maruz kaldığı vahşi ve insanlık dışı icraatların sorumlusu olan Esed rejiminin zulmü altındaki mazlumlarla dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyoruz.
Yine bu vesileyle Bahreynli insan hakları savunucusu Abdulhadi el-Havaca’nın 8 Şubat tarihinden beri sürdürdüğü açlık grevi eylemine de dikkat çekiyoruz. Yönetim karşıtı faaliyetleri dolayısıyla tutuklanan ve müebbet hapse mahkûm edilen el-Havaca’nın eylemi bugün itibariyle 80. Gününe girmiş bulunuyor.
Zulmün asla payidar olamayacağı ve mazlumların zalimlere galebe çalacağı inancıyla, despotik sistemlere karşı insanlık onurunu ayakta tutan tüm direnişçilerin yanında olduğumuzu ve haklı mücadelelerini desteklediğimizin bir kere daha altını çiziyoruz.
Özgür-Der
HABERE YORUM KAT