1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. "Aksa tufanının ilk meyvesi Suriye Zaferi"
"Aksa tufanının ilk meyvesi Suriye Zaferi"

"Aksa tufanının ilk meyvesi Suriye Zaferi"

Uzun yıllar İHH Suriye koordinatörlüğü görevini yapmış olan; Suriye, Filistin ve Ortadoğu konusunda diplomasi ve farkındalık çalışmaları yürüten Muhammed Yorgancıoğlu "İslam Dünyasında İki Kırılma; Aksa Tufanı ve Suriye Devrimi konulu seminer verdi.

30 Ocak 2025 Perşembe 13:31A+A-

Amasya Özgür-Der ve İHH seminer salonunda gerçekleştirilen seminerde 7 Ekim Aksa Tufanının bütün dengeleri değiştirdiğini belirten Yorgancıoğlu, Suriye’de yaşanan sürecin Müslümanlar için bir dönüm noktası olduğunu; bu fırsatın değerlendirilmesinin önemine vurgu yaptığı konuşmasında şu hususlara değindi:

Şam’ın Zaferi Kudüs’ün Fethinin Yolunu Açmıştır!

1699 Karlofça Antlaşmasından sonraki süreçte Osmanlı çöküş süreci başlamıştır. Bu süreçte Gazze, Nablus ve Kudüs kaybedilmiş, ardından Şam kaybı yaşanmış. Suriye’de yaşanan Şam zaferi adeta tarihi dip noktadan alıp tekrar Müslümanlara Kudüs’ün fethinin yolunu açmıştır.  
Osmanlı çöküş süreciyle birlikte batının üstünlüğü sadece fiziki olarak işgali değil aynı zamanda zihinsel işgali besledi. Bu zihinsel işgal yaşanan her gelişmenin emperyalist güçlerin planı ile gerçekleştiği algısını oluşturdu. Bu algıda Müslümanların zafer kazanması mümkün değildir. Örneğin Afganistan zaferi ABD’nin bir oyunu olarak görüldü ve “terlikli Afganlar mı Amerika’ya diz çöktürdü!” denilerek Müslümanların açık zaferinin altında komplocu bakış açısı gelişti. 

Bu zihinsel işgal Arap baharı sürecinde de kendini gösterdi. Emperyalistler kontrollü darbe planlayarak harekete geçirdikleri süreçte islam coğrafyasındaki halk hareketleri kontrolsüz darbeye dönüştü. Müslüman halkların hareketi batının oyunu olarak görüldü ve yakalanan fırsatlar işgal edilmiş zihinlerimiz sebebiyle değerlendirilemedi. Bu sürecin sonunda islam dünyasında umutsuzluk hakim oldu.
7 ekim bütün dengeleri değiştirdi

7 Ekim Aksa Tufanı tüm dünyada dengeleri değiştirdi. Bu süreç Siyonist İsrail ve batının gerçek yüzünü ortaya koyarken aynı zamanda Müslümanların direniş hareketlerine rehberlik etti. 

Aksa Tufanının ilk meyvesini Suriye’de gördük. Suriyeli kardeşlerimiz zorlu süreçlerden geçtiler. 2019 yılında direniş özeleştiri yaparak, hatalardan ders çıkarttı ve bugün ki zaferin temellerini hem askeri, hem de düşünsel olarak attılar. Bölgedeki Rusya, İran, rejim ve PKK/YPG işgali karşısında İdlib bölgesine sıkışan mücahitler Aksa Tufanı ile savunma odaklı direnişi terk ederek taarruz odaklı direnişe geçti. Bu anlayış yapılar arasındaki anlaşmazlıkları bir tarafa bırakarak işgal güçlerine karşı birlikte hareket etme kabiliyeti verdi.

Şam Zaferi’nde Allah’ın Birçok Ayeti Tecelli Etti 

Zihinleri işgal edilmiş zihniyet Şam zaferinin ardında da bir oyun olduğunu düşünüyor. Suriye Zaferi Müslümanlara rağmen kazanılmış bir zaferdir. Bu anlayış Müslümanların zaferine bile sevinmeyi engelliyor. 

Rabbimiz bir zalimi Müslümanların eliyle cezalandırabileceği gibi zalimleri birbirine kırdırarak da cezalandırabilir. Veyahut onlara türlü sıkıntılar vererek de cezalandırabilir. Ya da gökten ordularını göndererek de cezalandırabilir. Bizler Şam zaferinde Allah’ın bu ayetlerin hepsine şahit olduk.
Rusya’nın Ukrayna’da kaybettiği güç ve enerji, ABD’deki seçim süreci ve tehdit algısındaki yaşanan değişiklik, Lübnan’da Şii milislerin yaşadığı kayıplar, Allah’ın yardımıyla Suriye’de ortamın mücahitler lehine değişmesine vesile oldu ve kısa sürede Şam’ın fethini rabbim nasip eyledi.

Şam Zaferi Müslümanlar İçin Tarihi Bir Fırsattır

Şam zaferi açık bir fetihdir. Allah’ın Müslümanlara verdiği bir nimettir. Rabbimiz Müslümanlara tarihi bir fırsat vermiştir. Yaşanan bu süreci doğru değerlendiremezsek islam ümmeti nesli için ciddi bir kayıp olacaktır. Mısır’da kazandık, Mursi darbeyle yıkıldı. Tunus’ta kazandık darbeyle devrildi. Aynı şekilde Şam zaferinde de aynı durumla karşılaşırsak islam dünyasının kendini toplaması zor olacaktır. Bu sebeple bu zafere sahip çıkmalıyız. Uzun soluklu bir mücadele anlayışına sahip olmalıyız. Bu süreci doğru değerlendirirsek İslam ümmetinin umudu yükselecek ve Kudüs’ün fethinin yolu açılacaktır.
Suriye yeni yönetimi yıkılmış harap olmuş bir ülke ve parçalanmış bir toplum ile karşı karşıya kaldı. Toprak ve toplum bütünlüğünü bozacak eylemlere izin vermeyen, basiretli bir yaklaşım sergilemeye çalışmakta. Suriye’nin bölge ülkeleri tehdit eder bir ülke olmayacağı açıklaması önemli bir detaydır. Yeni yönetimin başarılı olması, hem bölge, hem de tüm Müslümanlar açısından çok önemli bir kazanım olacaktır. Bu yüzden daha fazla destek çıkmamız gerekmektedir.

İsrail’in Baas rejimi ardından bazı askeri ve önemli noktaları saldırmış olması, yıllardır kendisi için bir tehdit oluşturmadığı hatta tampon vazifesi gördüğünün sonucudur. Bu anlamda Siyonizm başta olmak üzere yılların sorunlarını yeni rejiminin çok hızlı çözmesini beklemek adil olmaz.

Türkiye bu süreçte hem ekonomik, hem de siyaseten büyük bedel ödedi, sürece ciddi katkıları oldu, bundan sonrada sahanın gerçekleriyle uyumlu desteklemeye devam etmeli. Sivil Toplum da daha fazla inisiyatif alıp ve gayret göstermeli, sahanın ihtiyaçları tespit edilerek, yardımları hızlıca ulaştırmalılar.”

Program soru, cevap ve katkıların ardından sona erdi.

img-20250129-wa0041.jpg


 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum
  • Şenel Mutlu / 30 Ocak 2025 14:04

    Muhammed Yorgancıoğlu ve Amasyalı kardeşlerimizi selamlıyorum Allah sayleri ahseni takvim ile kabul buyursun

    Yanıtla (0) (0)