Akif Sesli Bir Şair
Ali Emre’nin yeni şiir kitabı ‘Çeyizime Bir Kefen’ okurla buluştu. Çeyrek asırdır şiir yazan Emre, Mehmet Akif-vari bir poetik anlayışla İslam milletinin nabzını tutmaya devam ediyor.
Ali Emre’nin ilk şiir kitabı 1997 tarihli Kıyamet Mevsimleri’ydi. Çeyizime Bir Kefen şairin altıncı şiir kitabı. Çeyrek asırdır şiir yazan, yayınlayan Ali Emre’nin yeni kitabını öykü yazarı Abdullah Harmancı Star gazetesinde değerlendirdi…
Mehmet Akif Ersoy, 1911 – 1933 seneleri arasında yedi adet şiir kitabı yayınlayarak bu dönemin, milletimiz adına adeta tutanağını tutmuştu. Akif’in şiirlerindeki konular ve bu şiirleri saran ateş, İslam milletinin o günlerde yaşadığı ıstıraplardan kaynaklanıyordu. Hiç şüphesiz Ersoy’un biricik derdi İslam milletinin derdiydi. Kan ağlayan İslam coğrafyasına bakıp adeta ağıt yakmıştı. Ali Emre’nin yeni yayınlanan Çeyizime Bir Kefen (Ketebe, 2019) adlı şiir kitabını okurken bunları düşündüm. Bu son kitabı üzerinden baktığımızda Akif-vari bir poetik anlayışla İslam milletinin nabzını tutmaya devam ettiğini görmekteyiz. Zira Ali Emre de Akif gibi şiire -türün kendi dinamikleri içinde kalarak- işlev yüklüyor. Şiiri insanların acılara dikkatini çekmek için bir fırsat biliyor. Eleştirmekten veya dikkat çekmekten de öte, adeta haykırıyor, feryat ediyor.
ASRA ŞAHİT OLAN GÖZ
Şiirini, sokakta yürürken gördüğü veya bir gazete haberinden öğrendiği bir üzücü duruma feryat için yazıyor. Bence kitaptaki en iyi iki şiirden biri “Kusura Bakmayın Sayın Misafirler Bu Evin Sakinleri Cennete Gitti”. Tıpkı Akif’in İstanbul sokaklarında dolaşırken gördüğü yetim çocuğun hamallık yaparken ölmek istemediğini söylediği o içler acıtan sahnenin şaire “Küfe” şiirini yazdırışı gibi, Emre de, benzer bir tanıklıktan sonra bu şiiri yazmış. Dünya egemenlerinin farklı emeller için gözlerini bile kırpmadan Ortadoğu’nun mazlum insanlarını ortadan kaldırışlarını, muhtemelen şahit olunan bir sosyal medya paylaşımından veya gazete haberinden hareket ederek gazele dönüştürmüş. Kitapta şairin en fazla odaklandığı konu, kana bulanan İslam coğrafyası ve bunun iç acıtan sonuçları… Ama Mehmet Akif gibi o da, zaman zaman İstanbul şehrinin kendi içinde yaşanan “kentsel” sorunlara da bakış yöneltiyor.
Kitap, bu son cümlede anlatmaya çalıştığım sınıfa ağır eleştirilerin getirildiği bir şiir kitabı. Kendi hazları ve çıkarları dışında hiçbir dertleri olmayan, bütün planlarını kendi konformist hayatları için ve mazlum insanların rağmına yapan, “kaymak tabaka” diye anabileceğimiz sınıf, kitapta ağır bir biçimde hicvin ve öfkenin konusu oluyor. Soğukkanlı bir eleştiri değil bu. Aksine, tansiyonu çok yüksek, öfke dolu bir eleştiri.
EPİK ANLATIMA DEVAM
Çeyizime Bir Kefen, ayrıca İslam milletinin kahramanlarını da şiirleştiriyor. Şairin son senelerde, Selahaddin Eyyubi’den Nureddin Zengi’ye, Mehmet Akif’ten Ömer Muhtar’a pek çok İslam kahramanının romanını veya öyküsünü yazdığını anımsayacak olursak, bu epik anlatımların bu defa şiirlerde sürdüğünü görmekteyiz. Son bir not olarak, Ali Emre’nin bu eserinde, uzun mısralarla, hece ölçüsüyle örülmüş ve modernleştirilmiş bir gazel formunu yoğun olarak kullandığını ve bunda ustalaştığını da belirtelim.
HABERE YORUM KAT