Akhisar'dan Suriye İntifadasına Selam
Suriye direnişinin 4. yılı sebebiyle Akhisar'da bir eylem yapıldı.
Akhisar Özgür-Der Temsilciliği, Yeni Camii önünde ikindi namazı sonrası Suriye direnişinin 4. yılı sebebiyle bir basın açıklaması yaptı.
Eylem, Hüsamettin Yılmaz'ın sunumuyla başladı. Yılmaz, Suriye halkının büyük bir fedakârlık ve adanmışlıkla zulme karşı direndiklerini, Müslümanlar olarak bizlerin de tüm dünyanın gözleri önünde devam eden vahşete maruz kalan Suriyeli mazlumlarla dayanışma içinde olacağımızı belirtti. Basın açıklamasını Akhisar Özgür-Der adına Ali Dal okudu. Suriyeli ve diğer coğrafyalardaki Müslümanlar için Mehmet Çavul tarafından yapılan duayla eylem sona erdi.
Basın Açıklaması boyunca “Suriye Halkı Yalnız Değildir, Müslüman Zulme Boyun Eğmez, Suriye’ye Özgürlük Direnişle Gelecek, Suriye’den Mısır’a Direnişe Bin Selam” sloganları atıldı.
Basın Açılamasının Tam Metni:
Direniş 4. Yılında
Zulüm ve gaddarlığı kelimelerle izah edilemeyecek, işkence ve katliamlara dair fotoğraflarına bakmaya bile dayanamadığımız derece vahşi bir rejime, Esed diktatörünün liderliğindeki Baas rejimine karşı, Suriye halkınca 15 Mart 2011’de Derea’da başlatılan direniş, bu gün 3. Yılını tamamlayıp 4. Yılına girmiş durumda.
50 yıldır süren ve tüm Suriye’yi bir açık hava hapishanesine çeviren, başını oynatanı da zindanlar ve işkence hanelerde çürüten ve katleden bir diktatörlüğün zulüm ve katliamlarına karşı, her türlü korku duvarını aşarak kıyam eden Suriye halkı, 3 yıldır en az 150 bin mensubunu bu yolda feda etti.
Evet Suriye halkı çok acılar çekti bu 3 yıllık süreçte ve hala da çekmekte. Hala varil bombalarıyla evleri yıkılmakta, hala rejimin savaş makinalarınca sivil halk, kadın ve çocuk demeden katledilmeye devam edilmekte. Buna karşılık bir şey kazandı Suriye halkı. 50 yıldır mahrum olduğu bir şeyi, kula – rejime kulluktan kurtardı memleketinin en az yarısını, hür olarak yaşayamadı ise de, hür olarak ölebildi on binlerce insan.
Suriye’de masum siviller, çocuk ve kadınlar katledildi ve kesintisiz katledilmeye devam edilmekte. Şebbiha denen canavarların işkenceleriyle, skud füzeleriyle, varil bombalarıyla, zehirli gazlarla, açlıkla. Birkaç ay önce ortaya çıkan, en az 11 bin mahkumun işkence ve açlıkla katledildiğinin açık kanıtı olan 55 bin fotoğraf, Suriye gerçeğini çok açık olarak ortaya koydu.
Gel gör ki ne zalim rejim masum insanlara acı çektirmekten vaz geçti, ne de bu rejimin başta İran rejimi ve Hizbullah olmak üzere kayıtsız şartsız destekçileri. Ne de tüm dünya bu zulme seyirci kalmaktan vazgeçti.
Evet Suriye’de bu güne kadar on binlerce insan öldü ve her gün ortalama 100 insan öldürülmeye devam ediyor. Lakin Suriye’de sadece insanlar ölmüyor, insanlık ölüyor aslında. Tüm dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşen tecavüz, işkence ve katliamlara karşı tüm dünyanın sus pus olması, tüm insanlığın ölmesinden başka neyle ifade edilebilir.
Suriye’de zulme karşı sessiz kalmak suretiyle tüm insanlık öldüğü gibi, İslam Alemi daha çok ölüyor. O İslam alemi ki, 4.Nisa Suresi 75. ayette, zulme uğrayan ve Allah’tan yardım talebinde bulunan mazlumlar, bilhassa kadın ve çocuklar için cihat etmekle, Müslüman olmasalar dahi mazlumlara yardım etmekle sorumlu kılınmış idiler. Gel gör ki Yüce Allah’ın 49.Hucurat Suresi 10. Ayette, mü’minler ancak kardeştirler hükmü gereğince kardeş kıldığı Suriyeli mazlumlara yapılanlara gözlerini yumarak, kulaklarını tıkayarak, ağzını kapatarak sessiz kalarak, aslında İmanını – İslamını öldürüyor, 1,5 Milyarlık nüfusu, 50 civarında devleti ile koskoca İslam Alemi.
İnsanlığın Suriye’ye sessiz kalması nedeniyle ölümü dünyevi bir sonuç sadece. Zaten kafirlerden bir beklentimizde olamaz ve olmamalı. Lakin İslam alemini oluşturan Müslümanlar için hem dünyevi, hem de uhrevi acı sonuçları olacak bir tepkisizlik bu. Çünkü Müslümanlar ahirette hesabını veremeyecekler bu sessizliklerinin ve Allah’a karşı başka bir suçları olmasa bile, belki sırf bu yüzden kaybedecekler imtihanı. Suriye’li kardeşlerinin 3 yıldır cehennemde yaşamasını görmezden gelen Müslümanlar, ahirette Yüce Allah’ın kendilerini hesap yerinde görmezden gelmesinden ve cehennemde sahipsiz bırakılmaktan korkmazlar mı?
Hele birde İran rejimi mensupları, Hizbullah ve sempazitanları gibi Allah adına ve cennet yolunda Suriye halkına bizzat zulmedenler, işkence ve katledenler yada bu katliamlara sahip çıkanlar var ki, onların cehennemdeki durumlarının katmerli azaplar içinde olacağı çok açıktır. Bu arada, birtakım meşrebi çıkarları için Suriye halkını sahipsiz bırakmaya bırakanlar var ki, onların durumu da İran ve sempatizanlarından çok farklı olmayacak.
MÜSLÜMAN; Yarın ahirette Rabbinin merhametinden ve cennetinden mahrum olmak istemiyor, gerçekten cehennemden korkuyorsan eğer, Suriye’de cehennem hayatı yaşayan din kardeşlerine sahip çıkmalısın mutlaka. Elinde, dilinde, paranla, yazınla, eyleminle, elinden ne geliyorsa, ne imkanın varsa mutlaka sahip çıkmalısın Suriyeli mazlum kardeşlerine ki, hesap gününde Allah sana sahip çıksın.
Mü’minlerin velisi – koruyucusu ve dostu kafirler değil, sadece Allah ve diğer mü’minlerdir. Eğer Allah’ın velayetini, dostluk ve korumasını arzu ediyorsan, sende Suriyeli mazlumlara velayet etmeli, onlara dostlukla arka çıkmalı, kol kanat germelisin. Allah’ın sana dünyada ve ahirette koruyucu rahmet kanatlarını indirmesini istiyorsan, sen de Suriyeli mazlumlar için koruyucu rahmet kanatlarını indirmelisin mutlaka.
MÜSLÜMAN! Sen şu anda Suriyeli mazlumların cehennem hayatını görmezden gelebilir, gözünü kapatabilirsin. Ama Allah hem onları, hem seni görüyor ve senin bu kayıtsızlığına, vurdumduymazlığına gazaplanıyor. Bu gazap dünyada da yansımaz belki ama, ahirette mutlaka yansıyacağından hiç kuşkun olmasın.
Akhisar Özgür-Der Temsilciliği
HABERE YORUM KAT