AK Parti ve başörtüsü yasağı
AK Parti Hükümeti'nin neredeyse 8. yılına yaklaşıyoruz.
Türkiye'de hâlâ bir başörtüsü yasağıdır sürüp gidiyor.
Pazar günü yapılan üniversite sınavlarında da başörtüsü yasağı bütünüyle uygulandı.
Hem de hiç tavizsiz.
Değil başörtüsü, peruk takan kızlar bile sınava alınmadı.
Sanırsınız ülkede sekiz yıldır CHP iktidar.
Her soruna çözüm arayan, Kürt sorununda bile açılımlara imza atan AK Parti Hükümeti'nin bu soruna çare bulamaması, bu konuda bir çözüm üretememesi ilginç değil mi?
AK Parti her soruna çözüm getirebilir ama bu başörtüsü yasağına çözüm getiremez.
Çünkü, AK Parti Hükümeti'nin bu sorunu çözmesi yüksek yargı tarafından kökten engellendi!
Dolayısıyla artık AK Parti'nin gündeminde başörtüsü sorununu çözüme kavuşturmak diye bir şey yok.
AK Parti, iktidarının ilk döneminde seçmenine verdiği sözün gereği olarak başörtüsü yasağı problemini çözmeyi denedi.
Başaramadı.
Bilindiği gibi başörtüsü yasağına lehte bir çözüm önerisinde bulunmak Türkiye'de parti kapatma sebebi sayıldı.
Hatırlayın Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma gerekçesi başörtüsü yasağına karşı bir çözüm getirme çabasıydı.
Türkiye'deki bu anlamsız yasağın sorumlusu yine yüksek yargıdır.
Yüksek yargı başörtüsü yasağına getirilecek herhangi bir çözümü "irticaya odak olmak" olarak algılıyor.
Ülkede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dindar olarak bilinir. Eşi başörtülüdür, dinin emirlerini gözardı etmeden giyinmeye çalışan bir hanımdır.
Ülkede Başbakan Tayyip Erdoğan imam hatip mezunudur. Başörtüsü konusundaki tavrı bilinir. Eşi Emine Hanım başörtülüdür.
Ülkede TBMM Başkanı aynı partidendir, dindardır, eşi başörtülüdür.
İktidar partisi Meclis çoğunluğu bu konuda taraftır.
Yasağa karşıdır.
Buna rağmen bu yasak devam ediyor.
Aslında çok garip!
Çünkü yüksek yargı bu konuda herhangi bir çözüm üretilmesinin önünü kesmiştir.
Hiçbir seçilmiş kurum bu konuda bir adım atamamaktadır.
Evet hükümet bu ahlaksız ve çirkin yasağa karşı daha fazla kayıtsız kalmamalıdır ama şu aşamada Meclis'te yapacak bir şey de maalesef yoktur.
İşte bütün bunlara rağmen nasıl oluyor da bu mantık dışı yasak sürdürülebiliyor sorusunun cevabı bu.
AK Parti de bu durumu fırsat bilerek bu sorunun çözümü için kılını kıpırdatmıyor!
Hatırlıyorum, mesleğe başladığımın ilk yıllarıydı.
Kenan Evren Cumhurbaşkanı; Turgut Özal başbakan. Yarın da üniversite sınavı vardır. Müthiş bir yasakçılık rüzgarı esmektedir ülkede.
Turgut Özal, Evren ile görüşmüş köşkten çıkmaktaydı. Ve ben ilk defa bir başbakana soru sormanın heyecanı içindeydim. Soruyu sordum ve son kelimeleri de ifade edemeyip yuttum.
Ama rahmetli Turgut Bey sorumu anladı ve cevabını da verdi: "Eğer yarınki üniversite sınavlarında başörtüsü yasağı uygulamaya kalkan görevliler olursa onların hakkında gereken yasal işlemleri yapacağız."
Bu haber o akşam TRT ana haberde birinci olmuş, ertesi gün yapılan üniversite sınavında birkaç lokal hadise dışında yasak uygulanamamıştı!
Şimdi...
Bu konuda hükümetin ciddi kararlılık içinde olması ve yasağa karşı olduklarını kesin dille belirtmeleri gerekiyor.
AK Parti milletvekillerinin yasağın uygulandığı yerlere gidip öğrencilerin yanında yer almaları ve bu konuda yasal bir düzenleme olmadığını, yasağı uygulamanın eğitim hakkının gaspı anlamına geldiğini vurgulamaları gerekiyor.
YÖK'ün her fırsatta üniversitelerde böyle bir yasağın geçerli olmadığını vurgulaması dolayısıyla yasağı uygulamaya kalkan üniversite yönetimlerini uyarması gerekiyor.
Aslında yapılacak çok şey var, yeter ki hükümet partisi bu konuda bir şeyler yapmak istesin.
Hükümet Ergenekon operasyonu gibi bir operasyonun arkasında durabiliyor, hükümeti devirmeye çalışan generallerin yargılanmalarını sağlayabiliyor ama bir başörtüsü yasağına çözüm getiremiyor.
Bunu millete anlatmak hiç de kolay olmaz!
Millet anlamaz bu "çaresiziz" sorumsuzluğunu...
BUGÜN
YAZIYA YORUM KAT