Haksöz-Haber

Ergenekon davasında son aşamaya gelinmiş görünüyor. 13. Ağır Ceza mahkemesinde görülen son duruşmada savcı iki bin küsur sayfalık mütalaasını mahkemeye sundu. Mütalaa Ergenekon medyası tarafından ülkenin nasıl büyük bir hukuksuzluk çukurunda olduğunun delili olarak sunulmakta. Başından itibaren Ergenekon’u ya gericilerin komplosu ya da fasa fiso olarak yorumlayan çevreler açısından zaten yargılananların tümü masum kişilerdi. Üstelik son dönemlerde başta İlker Başbuğ olmak üzere sanık sandalyesine üst düzey komutanların oturtulması bu çevreleri daha da üzmüş, öfkelendirmişti.

Ergenekon davası başından itibaren ilginç ittifaklara, koalisyonlara sahne olmakta. Duruşma salonuna yansıyan Kemalist ulusalcı-Türk milliyetçisi birlikteliği giderek daha da genişledi ve sol katkıları da içerdi. Uzun bir süredir temel refleks olarak AKP karşıtlığını benimsemiş görünen sol kesimlerin Ergenekon davasına yaklaşımları Türkiye’de solculuğun nasıl bir tükenmişliğe doğru sürüklendiğinin bir göstergesi oldu adeta.

Aşağıda yer verdiğimiz mütalaa tartışmalarına sol basının yaklaşımlarından örnekler solun titreyip 27 Mayısçı ruha döndüğünü ortaya koyuyor.

TKP’nin Sol gazetesi “çürütülmüş iddialar çürük mütalaa” manşetiyle çıkmış.

ÖDP’nin Birgün’ü ise manşetinde “intikam mütalaası” diye haykırıyor.

EMEP’in Evrensel’i ise konuyu manşetten görmemiş olmaklşa birlikte başyazarı ihsan Çaralan’ın yazısıyla tavrını ortaya koymuş. “Siyasi mahkemede siyasi mütalaa” başlıklı yazısında Çaralan davanın hukuki değil, siyasi olduğu tezini öne çıkartmış.

Sonuçta asker-sivil bürokrasisiyle, işadamlarıyla, medya boyutuyla Kemalist devlet aygıtının önde gelen isimlerinin yargılandığı bir davada sol adına ortaya konan bu tutum dikkat çekici değil mi? Üstelik de on yıllardır “darbe mağduru” edebiyatı yapan bu çevrelerin darbecilere karşı takındıkları bu sevgi ve saygı hali tek kelimeyle ibretlik!