1. YAZARLAR

  2. Serdar Demirel

  3. Ak Parti karşıtları el ele
Serdar Demirel

Serdar Demirel

Yazarın Tüm Yazıları >

Ak Parti karşıtları el ele

06 Haziran 2010 Pazar 00:33A+A-

İsrail-Türkiye geriliminden iktidar hayâli kuranlarla yükselen Türkiye’den rahatsız olan uluslararası güç merkezleri el ele vererek Ak Parti’yi hedef tahtasına koydular.

Herbirinin hesabı farklı, ama düşmanları ortak. Onlar için halk iradesine paralel düşen bütün iktidarlar düşman zaten.
İsrail, uluslararası hukuk sisteminin koruması altında olduğu söylenen uluslararası sularda eşkıyalık yaptı, yol kesti, sivilleri katletti. Gözünü intikam şehveti bürümüş kimi kalemler ve monşerler ise; ‘Kabadayılık taslama!’ diyorlar. Kime, İsrail’e mi? Ne gezer! Onların muhatabı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan!
HAMAS’ı PKK’yla eşitleyen bir dille ve dolayısıyla Türkiye’yi İsrail’le özdeşleştiren o meş’um akıl tutulmasıyla sırf Ak Parti’yi zayıflatmak için şeytanın avukatlığına soyundular.
İnsani yardım malzemesi taşıyan Türk gemileri, içindeki sivillerle, uluslararası sularda, adına müttefik denilen korsan ülke tarafından planlanarak vuruldu. Yani iradi olarak. Bu, resmen bir savaş nedeni. Ama kara kalemler; mağdurları, ülkelerinin dokunulmazlığını, onurlarını savunmak yerine, vuranı alkışlamaktalar...
Gemileri yola çıkaran da gemileri vuran da hükümet değildi. Hangi hükümet olursa olsun katledilen vatandaşlarını müdaafa etmek zorundadır. Lâkin, bunlar görevini yapmaya çalışan hükümeti suçlamaktalar. Tek gâyeleri; yeter ki hükümet yıpransın!
Özgürlük filosunda Hıristiyan vardı, Musevî vardı, ateist vardı... Onları ne gördüler, ne de gösterdiler. Sadece Müslümanları gördüler, gösterdiler. Önce İHH ve El Kaide ilişkisi kurmaya çalıştılar. Olmayınca HAMAS sempatizanı demeye başladılar. İnsani yardıma koşan sivillere militan yaftasını asdılar. Bu zemin üzerinden hareketle de İHH ve HAMAS’ın ideolojik akrabalığına dikkat çekerek İsrail’in katliamını terörizmle mücadelenin zaruri sonucu olduğunu iddia ettiler.
Hâlbuki fotoğraf çok açık. Yerli Ak Parti düşmanları küresel Ak Parti düşmanlarıyla buluşarak milli iradeyi boğmaya çalışıyor.
Bu krize en çok onlar sevindi. En çok PKK sevindi. En çok Ergenekoncular sevindi. Ülkenin onuru, bağımsızlığı, dokunulmazlığı, sivillerin masunluğu onların umrunda değil. Sevinçlerini saklama gereği bile hissetmediler.
Gazze açıkhava hapishânesinde açlığa, ilaçsızlığa mahkûm edilmiş 1.5 milyon kadın, çocuk, yaşlı onları ilgilendirmiyor, bunu da biliyoruz. Ya Türkiye’nin istikrarı, güvenliği, onuru..
Krize en çok onlar sevindiler, çünkü, İsrail’in, Amerika’nın ve dünyadaki Yahudi lobilerinin desteğini arkalarına alarak sandıkta bileğini bükemedikleri Ak Parti karşısında büyük bir cephe kurabilecekler, öyle inanıyorlar. Bu yüzden de milli irade düşmanları buluşmakta gecikmedi.
Ak Parti’yi yalnızlaştırmak, uluslararası bağlantılarını kesmek âcil planları. Muhalif sağcı ve solcu partilerin koalisyonunda bir iktidar hesabı yapmaktalar.
Türkiye’nin Brezilya’yı da yanına alarak İran’ı razı ettiği nükleer anlaşmadan rahatsız olan ülkelerin rahatsızlığından iktidar devşirme hevesi, inanın, en tehlikeli düşmandan daha tehlikelidir.
Ülkenin Ortadoğu’da sözü dinlenilen bir oyun kurucu olmasından rahatsız olan güç merkezlerinin desteğinin peşinde olmaları, başka neyi anlatır ki!
Geçmişte olduğu gibi “etrafımız düşmanlarla çevrili” retoriğinin eşliğinde it dalaşı, sınır ihtilafları yaşayalım istiyorlar. Onların ülkeyi yönetmesinin yolu, ülkeyi içe kapatmaya ve küçük tutmaya ayarlı. Varsın ülke küçük olsun, önemli olan onların iktidar ihtirasları!..
İktidara giden yol İsrail’in kalbinden geçiyor, öyle şartlanmışlar. Bu yüzden de halkın kalbine giden yolu pek önemsemiyorlar. Öyle olsaydı, halkın kalbindeki mazlum Filistin halkının yerini bilir, takdir ederlerdi. En az siyonizm karşıtı Yahudiler kadar insaflı olurlardı, ama değiller.
Dünya sisteminin İsrail sözkonusu olunca âdil olmadığını defaatle tecrübe eden insanlar alışa geldik ve sonuç vermeyen yöntemlerin dışında bir yöntem kullandılar. Bedelini ağır ödediler, ancak, kimin nerede durduğunu da fâş ettiler. Zulmün en büyük panzehiri zulmü görünür kılmaktır, onlar bunu başardılar.

VAKİT

YAZIYA YORUM KAT