AK Parti kapatılmadı, şimdi ne olacak?
Herkes kapatmaya kilitlenmiş, kapatılırsa ne olacak onu konuşuyordu..
Peki ya kapatılmazsa!..
Ve sonunda kapatılmadı..
Mahkeme Başkanının kararı açıklamadan önce yaptığı açıklama manidardı. Bazı konularda Anayasa değişikliği gerekiyorsa, bunu dava önümüze gelmeden yapın dedi.. Bana oyların dağılımı da ilginç geldi..
Sonuçta hazine yardımının kesilmesi ile bir kriz ucuz atlatılmış oldu.
Şimdi endişem, yargı yolu ile gayelerine ulaşamayan çevrelerin, iktidara karşı ve toplumun gündemini kilitlemeye yönelik başka yollara başvurmaları ihtimali. Dilerim yanılıyorumdur..
Bu durumda her şey kaldığı yerden devam edecek.
Kapatma olmayacak beklentisi borsayı ilk günden coşturdu.. Laikçi, Ergenekoncu takımı hayal kırıklığına uğrar bu durumda. Yargıtay Başsavcısı refüze olur ve belki yeni bir iddianame hazırlamaya koyulur.. Suikast timleri ve darbe söylentileri yeniden servis yapılır..
Peki AK Parti ne yapar, ne yapmalı. Şimdi sırada YAŞ var.. Hele bu hafta da bir geçsin, ardından hükümetin ne yapacaksa yapması gerek.. Şimdi top Erdoğan'ın ayağında..
Herhalde önce siyasi partiler ve seçim yasasını çıkarmalı ve parti kapatmayı zorlaştıran bir Anayasa değişikliği paketi hazırlamalı hemen.. YÖK, Anayasa Mahkemesi ve daha çok Yüksek Yargı ve TSK ile ilgili düzenlemeler.
Ardından kapsamlı bir Anayasa değişikliği için çalışmalar kalan yerde devam etmeli.. Yıl sonunda da yerel seçimlerle birlikte referanduma gidilmeli..
Bu Anayasa değişikliği konusu temel bir konu. Geciktirmeye de gelmiyor.. Bu konu her gündeme geldiğinde ortam gerilecek.. Onun için bir an önce bu iş bitirilmeli..
Parça parça da değil. Bir bütün olarak.. Cesaretle, kararlılıkla..
Ergenekon davası sürerken bu konu konjonktür açısından daha uygun düşer..
Ve tabii, petrol kaçakçılığı ve derin yapının tasfiyesi için kayıtdışı silahların toplanması. Yani kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyasetle mücadele!
Ekonomide acil konular dışında fazla bir şey yapmamak gerek. Dış politikada da. Yeni Anayasa tartışmaları bitene kadar başka tartışmalı konulara girmemek gerek..
Aslında fazla müdahale edilmese ekonomi kendiliğinden yolunu bulur.. Siz siyasi istikrarı sağlayın, adaleti sağlayın, rüşveti önleyin, alt yapıyı hazırlayın her şey yoluna girer..
Kapatma davası gündemden düşsün, hemen Türkiye'ye para girişinde yeniden patlamalar yaşanacaktır..
AK Parti'nin bu arada üzerinde duracağı ikinci konu, belediye başkanlığı ve meclis üyelikleri için parti içindeki rekabetin dengelenmesi..
Ha bütün bu olanlar, yaşananlar parti yöneticilerine ders olsun!
Bu konuda tek seçicilik de risk, işin siyaset bezirganlarına bırakmak da..
Biri parasına, biri şöhretine, biri partideki konumuna gücüne dayanarak istediği adamı listeye sokacaksa, alırsınız başınıza belayı.. Rüşvet-torpil derken için için erirsiniz. Sizi, Anayasa Mahkemesi kapatamasa bile, millet kapatır..
Adaylık için piyasaya çıkanların kimileri, bellerinde kaşıkla dolaşıyor.. Cepleri para dolu, partinin her işine koşacaklar daha. Çünkü kaz gelecek yerden tavuk esirgenmeyeceğini biliyorlar.
Şuna da dikkat etmek gerek; imam ne yaparsa, cemaat ne yapmaz ki!
Milletvekilleri, İl Başkanları, Belediye Başkanları, sizin atadığınız bürokratlar kendi aralarında bir çıkar çarkı kurmuşlar ve Ankaradakiler buna ses çıkarmıyorlarsa, işiniz zor demektir..
Hani derler ya, “Laf ile verirler millete binlerce nizamat, bin seyyie bulunur hanelerinde.”
Gözlerinde mertek olanların, başkalarının gözünde çöp aramaları mümkün mü?
Para, kadın, koltuk, silah/güç ihtirası olanlar siyasetten ve memuriyetten uzak dursunlar..
Zulm ile abad olunmaz.
Kamu malı, yetim malıdır.. Yetim malına hukuksuz olarak el atan iflah olmaz.
Derler ya, “Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste”.
Bir hırsız bir bağdan bir sepet üzüm çalarmış, ama rüşvet alan kişi, bir sandık üzüm parasına bir bağı satarmış.
Onlar hırsızdan da aşağılık adamlardır..
Siyasete girecek olan, bilgili, cesur ve dürüst olsun.. Tek başına dürüstlük yetmez.. Bilgi de.. Biliyor ve dürüst değilse daha iyi götürür malı.. Dürüst olsa ne yazar, bilmiyorsa, başkaları götürür, vurguncuların oyuncağı haline gelir.. İşleri yüzüne gözüne bulaştırır, cahilliği yüzünden hırsızdan daha çok zarar verir.. Cesur değilse de korkuturlar. Kural şu: İşi ehline verin! Aynı zamanda ahlaklısına.. “Onlar bilir ve yalan söylemezler. Söz verdiklerinde sözlerinde dururlar.” İşte onları bulun.. Kesinlikle onlar o aç kediler gibi ayaklarınız çevresine üşüşenler arasında değildir.. Onların sizi değil, sizin gidip onları bulmanız gerekir..
Piyasada en çok itibar gören politikacı cinsi, yiyeni - yediren ve iş yapanı. İş yapmadan yiyen, yerken yedirmeyeni harcıyorlar.. Hemen dikkat çekiyor..
Yerken yediriyorsa, seviliyor..
Yukarıdakilere de, aşağıdakilere de, çevredekilere de yedireceksin. Hemşehri derneği, cami, cemevi, vakıf, parti teşkilatı, önde gelen, sözü dinlenen adamlar..
Yani münafık olacaksın biraz! (Haşa)
AK Parti, bunlara geçit vermeyeceği yönünde kararlılık gösterirse bunları başından savabilir. Yoksa bir açık kapı görürlerse hepsi oradan doluşur içeriye..
Bir musibet, bin nasihatten iyidir derler ya, bu olanlardan gereken dersi almak ve gereğini yapmak için vakit geçirmeden kolları sıvamak gerekiyor.. Şimdi, mahkeme sonuçları üzerine tartışmak değil, bir şeyler yapma zamanıdır.
AK Parti'nin zor imtihanı şimdi yeni başlıyor.. Övünme ve dövünmeyle geçirecek vaktimiz yok.. Selâm ve dua ile.
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT