Ahraru’ş-Şam: Kimse ABD’ye Güvenmiyor
“Fırat Kalkanı” isimli harekâtın Suriye’yi bölünmekten kurtardığını dile getiren Ahraru’ş-Şam’ın genel komutanı Ebu Yahya, buna karşın ABD’nin müdahalesinden sonra PYD’ye yönelik operasyonların durduğuna dikkat çekti.
Suriye’de Mart 2011’de başlayan direnişin sahadaki en etkin örgütleri arasında yer alan ve ülke genelinde 20 bini aşkın savaşçısı bulunan Ahraru’ş-Şam’ın genel komutanı Ebu Yahya Muhanned Mısri, uluslararası barış görüşmeleri, Esed’li-Esed’siz geçiş tartışmaları, direniş örgütleri arasındaki ihtilaflar ve Halep’in son durumu hakkında açıklamalarda bulundu.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)-Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ortaklığıyla yapılan “Fırat Kalkanı” isimli harekâtın Suriye’nin bölünme planlarını bozduğunu da dile getiren Ebu Yahya, ABD’nin operasyona dâhil olmasının gruplar arasında fitne oluşturacağı ihtimalinin yüksek olduğunu da belirtti.
“Fırat Kalkanı’nı Destekliyoruz”
“Fırat Kalkanı Operasyonu’nun gerçekleştiği Kuzey Halep bölgesi Suriye’nin en zor bölgelerinden biri. ‘PKK devleti projesi’ o bölgede uygulanmak isteniyor. O bölgede IŞİD oldukça atkif. Rejim güçleri ve ABD destekli gruplar da orada.” diyen Ebu Yahya, “Biz operasyonu stratejik bir atak olarak gördük. Ayrıca zamanla operasyon yeteneği kaybolan arkadaşların bu yetenekleri de canlanmış oldu. Biz de operasyona güç olarak o bölgenin insanı olup da Ahraru’ş-Şam içinde mücadele eden arkadaşlarımızı gönderdik.” ifadelerini kullandı.
“ABD Geldi, PYD Bölgesine İlerleme Durdu”
“ABD, Fırat Kalkanı’na katılmadan, harekâtta rol alan muhalifler hem PYD hem de IŞİD hedeflerine doğru ilerliyordu. Ancak ABD’lilerin gelmesinin ardından PYD bölgesine yönelik ilerleme durdu ve sâdece IŞİD hedeflerine doğru gidildi.” diyen Ebu Yahya, aynı zamanda ABD’nin Türkiye ile sahadaki diğer gruplar arasına fitne ekmeye çalıştığına da değindi.
“Parçalanmayı Kabul Etmeyeceğiz”
“ABD’nin orada olması zamanla bu operasyonu durduracak bir seviyeye de getirebilir çünkü kimse onlara güvenmiyor ve onlarla beraber olmak istemiyor.” diyen Ebu Yahya, “Ancak her ihtimalde bu operasyon Suriye’nin bölünme planlarını bozdu. Çünkü Kobani (Ayn el-Arab) ve Tel Abyad’ı alan PYD oradan Afrin’e kadar yürüyecekti. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması Ahraru’ş-Şam olarak bizim de kırmızı çizgimizdir. Parçalanmayı kesinlikle kabul etmeyeceğiz.” açıklaması yaptı.
“Halep Halkı Dimdik Ayakta”
Halep’te sivil yerleşim bölgelerini acımasızca bombalayan Rusya ile ABD arasındaki gerilimi “tiyatro” olarak nitelendiren Ebu Yahya, “Suriye’de asıl bedeli varil bombaları altında yaşayan, günde onlarca şehie veren sivil halkımız ödüyor. Halep devrimin mihenk taşıdır. Büyük devletler, Halep’i devrimden koparmak istiyorlar. Halep kuşatması aslında devrimi bitirme projesidir. Halep dünyanın en eski şehirlerinden biri ve şu ân çok kötü bir durumda. Yarım milyon insan su ve gıda sıkıntısı çekiyor. Hastaneler dahi bombalanıyor ve tıbbî imkânlar bitti. Tüm bunlar yaşanırken dünyada bir suskunluk var. Halep’te yaşanan kıyımın benzeri tarihte görülmedi. Ahrar ve diğer gruplar olarak bu kuşatmayı mutlaka kıracağız. Rejim Halep’i alıp zaferini ilan etmek istiyor ama bunu başaramayacak. Halep halkı dimdik ayakta. Canlarını feda etmek için hazırlar.” şeklinde konuştu.
“Rejimin Tüm Unsurlarıyla Birlikte Yıkılmasını İstiyoruz”
Esed’li-Esed’siz geçiş tartışmalarına da değinen Ebu Yahya, “Bizim derdimiz sâdece Beşşar Esed’in şahsıyla ilgili değil. Rejimin tüm unsurlarıyla birlikte yıkılmasını talep ediyoruz. Beşşar küçük bir unsur. Biz bu nizamı kabul etmiyoruz. İlk günkü taleplerimiz geçerlidir ve bu talepler gerçekleşinceye kadar durmayacağız.” dedi.
“Kararların İçeriden Alınmasını İstiyoruz”
“Artık herkes Suriye’de gruplar arasında bir birlik olmasının zaruri olduğunun farkında.” diyen Ebu Yahya, uluslararası toplantılarda direnişçiler adına konuşanlara tepki gösterdi:
“Şu âna kadar siyâsî ve askerî kararlardan dolayı sıkıntılar yaşandı. Artık Suriye direnişiyle ilgili alınacak siyâsî kararların yurt dışı merkezli olarak alınmasını kabul etmeyeceğiz. Kararların içeriden alınmasını istiyoruz. Çünkü devrimin askerî kanadı ile siyâsî kanadı arasında bir bağ yok. Dışarıdaki siyâsî kanat bir karar aldığında içeriyle istişare edilmiyor ve bu direnişi zayıflatıyor. İçeride de gruplar arasında karar mekanizmasının tek çatı altından yönetildiği bir birlik kurulması ve mücadeleye öyle devam edilmesi gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalar da devam ediyor.”
“Hama Operasyonu Halep Direnişini Zayıflattı”
Halep ağır bir kuşatma altındayken direnişçilerin Hama’ya operasyon düzenlemesi hakkında da konuşan komutan, “Aslında gruplarda Hama operasyonuna katılma gibi bir düşünce yoktu. Bu operasyonu Cundu’l-Aksa grubu başlattı. Rejim bazı yerleri onlara bırakınca herkes kazandıklarını zannetti. Ancak sonrasında Halep’teki direnişe katılan Hamalı muhalifler kendi şehirlerinde bir operasyon varken Halep’te kalmak istemediler ve Halep’teki Hamalılar güçlerini buraya kaydırmak için yollar denemeye başladı. Cundu’l-Aksa’nın başlattığı bu operasyonun Halep direnişini zayıflatmak için kurgulandığını da anladık.” dedi.
Geçmişte Ahraru’ş-Şam ile çatışan ve birçok bölgede direnişçilerin direncinin kırılmasına yol açan Cundu’l-Aksa’yı “gizli IŞİD hücreleri” olarak tanımlayan Ebu Yahya, gruplar arasında alınan ortak bir kararla Cundu’l-Aksa’yı sahadan sildiklerini ve bu grubun üyelerinden bir kısmının Şam’ın Fethi Cephesi’ne geçmeyi kabul ettiğini bildirdi.
“Tek Bir Vücût Hâline Geldik”
2014 yılında, İdlib’de toplantı hâlindeki Ahraru’ş-Şam komuta kademesine hava saldırısı yapılmış ve bu saldırıda örgütün neredeyse üst düzey tüm komutanları hayatını kaybetmişti. Bu ağır darbeye rağmen örgüt kısa sürede toparlandı. Ebu Yahya bunun sırrını şu şekilde açıkladı:
“Saldırının ardından çok büyük bir kaynaşma oldu. Kardeşler olarak âdeta tek bir vücût hâline geldik. Ahraru’ş-Şam’da çok önemli ekipler var. Yarın benzer bir saldırı daha olursa hiç aksamadan hareketi devam ettirecekler.”
Kaynak: Cihat Arpacık / Yeni Şafak
HABERE YORUM KAT