Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

AYM üyesi Engin Yıldırım’ın yaptığı “ışıklar açık” açıklamasıyla hız kazanan tartışmalar eski isimleri de gün yüzüne çıkarttı. Muhalefete hakim olan genel dil, “ne gerek vardı böyle bir açıklamaya” tarzında olurken hükümet ise siyasi avantaj elde etmek için bu durumu kullanıyor. Bunda şaşılacak bir durum yok. Zira Engin Yıldırım’ın yaptığı açıklama gayet kullanışlı ve “zihinlerin arkasındaki dünya” hakkında oldukça önemli bilgiler veriyor.

Kendisi de bir hukukçu olan Ahmet Necdet Sezer tartışma üzerine yaptığı açıklamayla “ışıkların açık olmasının gayet doğal bir şey” olduğuna dikkat çekmiş. Zira paylaşımın yapıldığı gün Ankara’nın başkent ilan ediliş tarihi olduğu için bütün kamu kurumlarının ışıklarının açık olduğunu aktarmış. Engin Yıldırım sayesinde bu gereksiz bilgiyi de öğrenmiş olduk. Malum Sezer, cumhurbaşkanlığı zamanında da –birkaç hadise dışında- pek, sorun çözücü bir insan olarak memleketin hafızasında yer almamıştı. Sayın Sezer mesele Ankara’nın başkent olması, kamu kurumlarının ışıklarını açık tutarak israfı derinleştirmesi falan değil. Siyasi olarak ifadenin denk geldiği tarihsel bir tecrübe var. Bunu Engin Yıldırım’da biliyor geri kalan herkes de. Bizce siz de biliyorsunuz ama olayı olağan bir şey haline getirmeye çalışmak işinize geliyor…

İktidar açısından ise mevzunun can yakıcı kısmı “darbe” ihtimalinin durmadan canlı tutulmasının sonuçlarını doğru okumaktan geçiyor. Doğrudur, Türkiye’de ciddi bir Kemalist darbe geleneği var. Bu durum küçümsenemez ancak topluma belirli aralıklarla ve yoğun bombardımanlarla darbe riskini hatırlatmanın zamanla duyarsızlaşma durumunu ortaya çıkartabileceği de unutulmamalıdır.