İngiltere Başbakanı Tony Blair'in eski sözcüsü Alastair Campbell ve eski Muhafazakar bakanlardan Rory Stewart'ın sunduğu ‘The Rest is Politics’ programına konuştu.

Ahmed Şara'nın konuşmasından öne çıkanlar:

"Hiçbir gücün insanları topraklarından süremeyeceğine inanıyorum. Birçok ülke bunu yapmaya çalıştı ve hepsi de başarısız oldu, özellikle de Gazze'de son bir buçuk yıldır devam eden savaş sırasında.

İnsanlar acı, ölüm ve yıkıma katlandılar ancak topraklarını terk etmeyi reddettiler. 80 yılı aşkın süredir devam eden bu çatışmada, onları yerlerinden etmeye yönelik tüm girişimler başarısız oldu. Ayrılanlar da kararlarından pişman oldular.

Filistin'de her neslin öğrendiği ders, topraklarını ellerinde tutmanın önemidir. Benim görüşüme göre Trump'ın Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik bir çabaya öncülük etmesi ne aklen ne ahlaken ne de siyasi açıdan doğru olacaktır.

Neden şimdi Meksikalıları Amerika'dan kovuyor? Orada da aynı şeyi yapıyor. Bunun eninde sonunda başarısız olacak ciddi bir suç olduğuna inanıyorum.

Ailem aslen şu anda İsrail tarafından işgal edilmiş olan Golan'dan geliyor. O dönemde bölgemiz genel olarak zor bir dönemden geçiyordu. İşgal altındaki Filistin'de İntifada'nın yaşandığı ve özellikle 2000, 2001 ve 2002 yıllarında çok sayıda Filistinlinin öldürüldüğü zamanlardı."

Ahmet Şara: Halkın ailemin kim olduğunu bilmeye hakkı var

“Bugün bulunduğum konumda, ailemin kamusal alanda doğal bir şekilde varlık göstermesi normaldir. Bunun siyasi çalışmalara katılmaları anlamına gelmediğini vurgulamak isterim. Ancak halkın, ailemin kim olduğunu, çocuklarımın kimler olduğunu ve Suriye'de cumhurbaşkanlığı görevini nasıl yürüttüğümü bilmeye hakkı var. Bugünkü durum, İdlib'in yönetiminden tamamen farklı ve bu da üstlenmem gereken sorumlulukların bir parçası.

Medyada farklı iddialar yer alsa da tek bir eşim, üç çocuğum var ve zorlu koşullar altında birlikte yaşadık. Ancak onları olası tehlikelerden korumak için her zaman en üst düzeyde önlem aldım. Şam'a girmeden önce, devam eden savaş ve güvenlik riskleri nedeniyle bilgilerini gizli tutmaya özen gösterdim. Çünkü içinde bulunduğumuz koşullar, son derece dikkatli olmayı gerektiriyordu.”