1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Ah Nilgül abla ah!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Ah Nilgül abla ah!

09 Mart 2011 Çarşamba 00:08A+A-

Nilgül abla, Emekli Orgeneral ÇetinDoğan’ın kıymetli refikaları.. Dün bir açıklama yapmışlar, 8Mart Kadınlar Günü’nü vesile ederek.

“Balyoz davasında tutuklanan subay eşleri adına” diyorlar ki: “Eşlerimizin ‘konuşma özgürlüğü’ ellerinden alındığı için, onların haklarını, hukuklarını herkese duyurmak için buradayız. Duruşmaların, televizyondan canlı olarak yayınlanması gerekir.”

Ah Nilgül abla ah.

Sizin “konuşma özgürlüğü” dediğiniz şey, salt olarak konuşma özgürlüğü değil.

Biz bire bir yaşadık da biliyoruz bunu.

Yaşamayanlar, bilmiyorlar işte.

Sizi dinliyorlar, sanıyorlar ki, gerçekten konuşma özgürlüğü istiyorsunuz.

Hayır Nilgül abla.

Sizin istediğiniz, ‘konuşma özgürlüğü’ değil.

Sizin istediğiniz, “darbe yapma özgürlüğü”..

Bir zamanlar olduğu gibi..

Niye mi bu kadar eminim!.

Anlatayım, Nilgül abla...

Cuma isimli, haftalık bir dergi vardı bu Türkiye’de,Nilgül abla.. “Vardı” diyorum, çünkü kapandı. Kapanmak zorunda kaldı. Çünkü kıymetli eşiniz Çetin amca, Tuncer Kılınç ve Hurşit Tolon amca ile birlikte, bir dava açtı Cuma Dergisi’ne..

Avukatları vasıtasıyla mahkemeye verdikleri dilekçede dediler ki, “Müvekkillerimizin görevleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleneği gereği yaptıkları ülke için en büyük tehdit oluşturan irtica tehlikesini dile getirmeleri, disiplinsizlik olarak gösterilmektedir. İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinde, ‘Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak’ müvekkillerimizin görevidir. Görevini yapan müvekkillerimize disiplinsiz denilmesi sebebi ile, 60 bin TL’nin tahsiline..”

İşte böyle demişti, bugün CHPmilletvekili olan, avukatınız ŞahinMengü beyefendi, Nilgül abla..

Demişti ve o zamanki yargıdan, istediği kararı da almıştı..

Düşünebiliyor musunuz, sizin eşinizin, Cumhuriyet gazetesinde, 4 Ağustos 2003 günü açıklaması yayınlanıyor.

Başlıkta, “Başbakan uyarıldı” deniyor..

Başbakan’ı kim mi uyarıyor?

Cumhurbaşkanı falan değil.

1. Ordu Komutanı Çetin Doğan uyarıyor!

Hangi yetki ile uyarıyorsa.

Alt başlıkta devam ediliyor habere: “Hesap sorulacaktır” diyerek.

Düşünebiliyor musunuz?

1. Ordu Komutanı, Başbakan’dan hesap soracakmış!

Genelkurmay Başkanı’nın bağlı olduğu Başbakan’dan, bir ordu komutanı hesap soracak!

Hayret ki ne hayret!

Devam ediyor spot: “Başbakan Erdoğan’a, ilk eleştiri 1. Ordu Komutanı Orgeneral Doğan’dan geldi. Erdoğan’ı, TSK’nın etkinliğini ortadan kaldırmayı, TSK’yı rencide etmeyi ve yönetim biçiminde köklü değişiklikler yapmayı planlamakla suçlayan Doğan, ‘Günü geldiğinde bu yaptıklarınızın ayırdına varacak ve bunun hesabını soracak güç mutlaka çıkacaktır’. Gerekirse, ordu-millet işbirliği ile sonuç alınacaktır.”

Yaaa.. İşte böyle Nilgül abla..

Böyle diyordu, kıymetli eşiniz beyefendi..

Başbakan’dan hesap sormaktan bahsediyordu.

Hayır, bir seçmen olarak; tabii ki hesap sorabilir: Sandıkta oy vermeyerek..

Ama o ne diyordu?

Yapılacakları nasıl tanımlıyordu?

“Ordu millet işbirliği ile..” diyerek.

Yani, bunun adının ne olduğunu, ilkokul öğrencisine sorsanız, o da size cevap verir Nilgül abla..

Demek istiyordu ki, Çetin bey amcamız; “Yakında, millet orduyu davet edecek.Ordu da darbeyi yapıp, sizden hesap soracak!”

İşte böyle Nilgül abla..

Bu konuşmalardan sonra, Cuma Dergisi de, Çetin bey amcamız için, “Disiplinsiz paşa” deyivermişti.

Bugün ‘yargılanması’ndan, “Genelkurmay’dan habersiz harp oyunları düzenlemesi”nden anlaşılıyor ki, disiplinsizmiş gerçekten, Çetin bey amcamız.

Ama, o davayı kazandı Çetin bey amca..

Sorumlu müdürün evini haczettirdi Çetin bey amca. Evet, yanlış okumadınız, bir gazetecinin, evini haczettirdi..

Başbakan’ı tehdit ettiği için, “disiplinsiz” dendi diye, tazminat kararı alıp, evini haczettirdi.

Şimdi ben Nilgül ablaya diyorum ki, “Önce değerli eşiniz Çetin bey amcamızın, Cuma dergisine açtığı dava”dan başlasak, duruşmaları canlı olarak yayınlamaya.

Görsek, neler olmuş bu ülkede..

Ondan sonra, Çetin bey amcamızın yargılamasını izleriz.

Canlı canlı..

O zaman bir anlamı olur, Çetin bey amcamızın, “konuşma özgürlüğü” mü kısıtlandı!

Yoksa “darbe yapma özgürlüğü” mü?

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT