Ağar racon kesiyor ama iddialara cevap veremiyor
Mehmet Ağar hakkındaki “zorla marinaya el koyma ve mafya iddiaları” hakkında Sözcü gazetesi ile bir röportaj gerçekleştirdi. Röportajda hakkındaki iddialara yanıtlar veren Ağar “Dokunulmazlığım yok hakkımda istedikleri soruşturmayı açsınlar” diye konuştu.
HAKSÖZ HABER
Ağar’ın söyledikleri siyasetin dili ile örtüşünce ortaya “ben yapmadım her şeyi birileri tezgahlıyor” söylemi çıktı. Türkiye’de son on yıldır yaşanan olaylar dikkatle incelendiğinde olayların faillerinin kendilerine karşı bir kumpas kurulduğunu iddia ettikleri görülecektir.
Neredeyse toplumun tüm kesimlerinden insanlar kendilerine kumpas kuranların ya FETÖ’cü olduğunu ya da PKK’lı olduğunu iddia etmekte. Bu söylemin karşılığında da sanki ortada suç, sorun, yanlış kalmamış gibi bir tavır takınılması gerektiği beklentisi oluşturulmakta. Gerçek ise ortaya çıkmak istediği zaman önünde kimsenin engel olamayacağını biliyoruz!
Ağar, “Devlet hizmetinden ayrılalı 25 yıl, siyaseti bırakalı da 15 yıl oldu. Dokunulmazlığım yok. Devlet benimle ilgili istediği araştırmayı istediği zaman yapar. Bunun için herhangi bir engel yok. İnsan yaptığından korkar, yapmadığından değil. Benim çok şükür korkacak hiçbir şeyim yok.” derken hakkındaki iddialara net açıklamalar getirmediği gibi ali kıran baş kesen gibi “Buyrun araştırın!” dedi.
Kendilerinin mafyavari bir güce sahip olduklarını ima eden Ağar,
“Ben alnı açık gezerim. Böyle olduğumu devlet de, millet de bilir. Benden, ehli namus olan, ehli vatan olan kimse şikayetçi olmaz. Ama son dönemlerde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve PKK siteleri marina ve benimle ilgili yalan haberler üretiyor. Bunlar karşılık bulmuyordu. Şimdi farklı taktikler uygulanıyor. Beni gündeme getirmelerinin asıl nedeni de bizi buradan uzaklaştırmak. Bizi buradan uzaklaştırınca yapılacak olan da belli: Buraya mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır.” ifadelerini kullandı.
Tüm sorumluluğu ve ortaya atılan iddiaları FETÖ’cüler yapıyor söylemine sığınan Ağar reddederken şöyle söylüyor:
“Burası, dünyanın, Akdeniz'in en önemli marinasıdır. Bu marina döviz makinesidir. Buraya gelen yatlarda prensler, devlet başkanları, dünyanın bilinen iş insanları var. Dünyanın sayılı milyarderleri gelip Türkiye'de bir ay kalıyorlar. İngiltere'nin ünlü yat dergisi, en iyi mega yat marinası olarak burayı seçti. Buraya gemi değil, yatlar geliyor. Prensler, dünyanın sayılı zenginleri mi uyuşturucu taşıyor? Roman Abramoviç mi, Katar prensi mi, Suudi yetkililer mi kaçakçılık yapacak, uyuşturucu sokacak. Kimin geldiği belli. Devletin polisi, sahil güvenliği var. Bunları yayanlar da FETÖ ve PKK siteleridir.”
Ağar gazetecileri de suçladığı röportajında siyasetçi ve gazetecileri düşmanlıkta bulunmakla itham etti.
“Bunu görmeyecek kadar gözleri körleşmiş kişiler var. Bu söylentilerin üzerine atlayan siyasetçiler gazetecilerin yaptığı Türkiye'nin aleyhine düşmanlık yapmaktan başka nedir? Bu düşmanlığı yapan, dedikodunun üzerine atlayanlara yazıklar olsun. Beni tanıyan bazı gazeteci ve siyasetçilerin tutumuna üzüldüm. Yazıklar olsun onlara.”
Rica üzerine şirket yönetimi!
Mehmet Ağar'a, Azerbaycan kökenli Türk vatandaşı Mübariz Gurbanoğlu'na ait Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı'na tehditle el koyduğu iddiasını sorulduğunda:
“Madem tehditle el koydumsa, bu kişinin tehdit davası açması gerekirdi. Madem tehdit, zorlama varmış niye dava açılmamış. Bu marinanın biz bir tarafında yokuz. Rica üzerine profesyonel yönetici olarak buradayım. Devletin bütün kayıtlarında buradaki konumum bellidir. Utanç verici, saçma sapan iddia ve isnatlarla suçlama konusu yapmak utanç vericidir. Yıllarca terörle mücadele etmiş, bütün terör örgütlerinin hedefinde olan, her adımı devlet tarafından bilinen, 24 saat korunan kişiyim. Bu kadar kör gözle bakan insanlarda mantık diye de bir şey yok.”
Gurbanoğlu, kendisini Fethullah Gülen'e Mehmet Ağar'ın götürdüğünü iddia etmişti. Ağar bu sorulara bakın nasıl cevap veriyor: “Mübariz Gurbanoğlu, Fethullah Gülen'e bir kez değil, devamlı gidiyordu. En az 10 sefer gittiğini ben biliyorum. Benim uçağım yok. Fethullah Gülen'le bağlantım yok. Onun Fethullah Gülen'e yakınlığı biliniyordu.”
Kendisinin Gülen ile görüşmeye gitmediğini, zorla el koymadığını, oğlunun hiçbir şey yapmadığını; (kendisi henüz bu sorulara cevap verecek kadar önemsemiyor olsa gerek çünkü röportajı yapan gazetecilerin marina ile ilgili sorularını daha çok önemsediğini belirtmiş!) rica ile marina yönettiği hesaba katıldığında: Ağar’ın hakkında soruşturma başlatıldığı takdirde okuyucuların zihninde Ağar’ın Türkiye’de işlemiş olduğu tüm cürümlerin ‘ortaya çıkmamasına dair bir güveni’ olduğu intibaı oluşmuştur herhalde!
Her adımı devlet tarafından bilinen, her gittiği yerde korunan bir adam kendisi!
…
Mubariz Mansimov Gurbanoğlu, Yalıkavak'taki marinayı 2011'de 42 milyon dolara satın aldı. İşletmeci kuruluş, Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırımları Ticaret ve Anonim Şirketi’ydi. Yönetim kurulu başkanı olarak da Gurbanoğlu işletmenin hem sahibi hem yöneticisi konumundaydı.
42 milyon'dan daha fazla değeri olduğu düşünülen Palmali Marina Ağar tarafından rica ile yönetilmekte
...
Palmali'nin CEO'su Alaattin Aykaç da yönetim kurulundaydı. Tolga Ağar, 2015 yılında şirketin yönetim kurulu başkanı yapıldı. Ağar, 2018'de AK Parti'den milletvekili seçilirken, marinadaki görevini babası Mehmet Ağar’a bıraktı. Ağar da geçen yıl, tahliye edilen Alaattin Çakıcı, emekli albay Korkut Eken, emekli korgeneral Engin Alan ile marinada fotoğraf çektirmişti. Fotoğraf için Susurluk, derin devlet benzetmeleri yapılmıştı.
HABERE YORUM KAT