Afganistan’a 30 bin coni takviyesi
7 yıldır Afganistan işgal altında. 11 Eylül saldırıları bahane edilerek savaş yorgunu bu ülke, bu sefer Amerika’nın liderliğinde uluslararası bir koalisyon tarafından işgal edildi.
İşgal gerekçesini hatırlayacaksınız. 11 Eylül saldırılarından sorumlu tutulan El Kaide’nin bu ülkenin topraklarını kullanarak saldırıları gerçekleştirmiş olması ve Taliban hükümetinin çağdışı yönetim anlayışı.. Bu gerekçelere daha sonra Afganistan’ın yeniden inşası argümanı da eklenecekti. Sanki çok umurlarındaydı..
Taliban dünyanın süper askerî gücüne karşı uzun süre savaşı sürdüremeyeceğini bildiğinden, kısa sürede şehirleri en az kayıpla terk ederek gerilla savaşı sürecini başlatmıştı. Bunu başarıyla yaptığını düşmanları da kabul eder. Zaten direnişin geldiği nokta da başka delile hâcet bırakmamaktadır.
"Taliban bitti", denildi önceleri. Sonra, "Kökünü kazıyacağız" dediler. Şimdi de, "Gerilla savaşı veren bir güç, tamamen yok edilemez, ancak, tehdit olmaktan çıkartılabilir", demeye başladılar. Bu ağız değişikliğinin nedenini işgalci güçlerin başarısızlığından başka ne açıklayabilir ki? Maddi delili de, 2008 yılının işgalci askerlerin en fazla kayıp verdiği yıl olması...
Geçen hafta sonu dünyanın flaş gündemi, Afganistan’a 30 bin asker göndereceğini açıklamasıydı Amerika’nın. Neler oluyor bu cephede? Neden bu kadar asker gönderiliyor? 30 bin asker sonraki aşamada daha büyük askerî çıkarmaların önünü açacak, bunu kestirmek zor değil. Peki kime karşı? Taliban faktörü bunu açıklamaya yeter mi?
Boğazına kadar yolsuzluklara bulaşmış Karzai hükümeti bile, Taliban’a karşı savaşta ekstra yabancı askerlere ihtiyaçlarının olmadığını söylüyor. “Afgan askerlerini ve emniyet kuvvetlerini güçlendirseler, Afganlılar Afganlılarla daha rahat ve başarılı mücadele eder. Neden kolayı değil de zoru tercih ediyor Amerika?”, diye itiraz ediyorlar ama dinleyen yok ki. İşgal edilirken de Afganlıların görüşleri alınmamıştı, şimdi de alınmayacak..
Afganistan’ın yüzde 80’e yakını Taliban güçlerinin kontrolünde. Her geçen gün hâkimiyet alanlarını genişletiyorlar. Halk işgalden bıkmış durumda. Merkezî hükümetin adı var, etkisi yok. Kabil dışına bile çıkamıyorlar. Vaadedilen müreffeh seviyesinin artması kağıt üzerinde mürekkepten mücerret kalmış. Bir de zaman zaman Amerika’nın akıllı bombalarının yanlışlıkla (!) çoluk-çocuk demeden sivilleri katletmesi, nefretin boyutlarını iyice kabartmış.
Bunları elbette Amerika da görüyor. Peki, güç takviyesiyle neyi hedefliyorlar?
Birden fazla hedef güttüklerini Amerika’nın o bölgeye ve küresel planlarına baktığınızda kestirmek zor değil.
Önce, takviye kuvvetlerle Afganistan içinde güçlü bir pozisyon elde etmeyi planlıyorlar. Ellerini güçlendirdikten sonra da Taliban’la masaya oturmayı deneyecekler. Zaman zaman kapalı kapılar ardında görüşmelerin yapıldığı biliniyor zaten. Suudi Arabistan ve Pakistan bu görüşmelerde tarihî ilişkilerine binâen arabuluculuk yapmakta.
Yine gizli yapılacak görüşmelerde istediklerini elde ederlerse eğer, aleniyete dökecekler işi. Aksi olursa yine aynı terör ithamlarıyla savaşa devam denilecek.
Amerika’nın önceleri Afganistan ve Irak Büyükelçisi ve hâlihazırda da BM temsilciliği görevini yapan Afgan asıllı Zalmay Halilzad’ın Taliban’la görüşmeleri teşvik ettiği biliniyor.
Halilzad’ın Irak’taki Sünni Arap kabileleri siyasi yapı içerisine çekerek direnişi zayıflatmayı başarması taktiği, Afganistan’da Taliban'la denenmek isteniyor.
İşgalci asker sayısının artırılması Taliban güçlerini bir taraftan zora sokacak ama bir taraftan da gücünü artıracaktır.
Toplumsal genetik yapısı sömürgeciliği red üzerine oluşmuş Afganlılar, sokaklarda Afganlı askerleri değil Amerikalı conileri gördükçe Taliban’a desteklerini artıracaklardır.
Obama’nın seçilmeden önce sık sık diline doladığı bir husustu Afganistan’ı Amerikan dış politikasının mihverine yerleştirmek. Yetmedi, egemen bir ülke olan Pakistan'da gerekli gördükleri zamanda ve mekânda izinsiz askerî eylemler yapacaklarını da ilan etmişti.
Elbette uluslararası hukuka aykırı saldırıların manivelası yine "terörle savaş" olacak.
İnsan sormadan edemiyor. "7 yıl sonra mı Amerika'nın aklına terörle savaş tekrardan geliyor?" Asker sayısını artırmanın tek illetinin bu olmadığını söyledik baştan.
Her şeyden önce Pakistan kıskaç altına alınacak. Nükleer silahlara sahip tek Müslüman ülkenin bu gücü kontrol edilmek isteniyor. Nükleer silahlara sahip Hindistan ödüllendirilirken Pakistan'ın neden hedef tahtasına yerleştirildiğini müslüman kimliğinde aramak gerek.
Amerika ve şürekasının ilan etmediği başka bir sebep de; bölgede nüfuz yarışına girdiği Rusya, Çin ve İran'dır.
Afganistan topraklarında uluslararası güç mücadelesinden bîtab düşmüş Afgan halkının payına da yeni trajediler düşecektir.
Son olarak, Sovyetler Birliği'ni Afganistan'da çökertmişlerdi.
Şimdi Afganistan bumerangı Amerika'yı vurmasın sakın?!
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT