HAKSÖZ HABER

Eğit-donat taktiğiyle yıllardır ABD tarafından var edilmeye çalışılan “Afgan ordusu” Taliban karşısında büyük bir hezimet aldı. Sayısının 300 bin olarak zikredildiği ordu 75-80 bin kişilik insan gücüne sahip Taliban karşısında tabiri caizse buharlaştı.

Bu hadise ABD tarafını oldukça şaşırtmışa benziyor. ABD Başkanı Joe Biden, “Afgan ordusu neredeyse hiç savaşmadı” diyerek sitemini dile getirirken bugün yaptığı açıklamalarda ABD Genelkurmay Başkanı Milley “Afgan ordusunun 11 günde çökeceğine dair hiçbir ibare görmedik” sözleriyle şaşkınlığını dile getirdi.

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley

Öncelikle Taliban karşısında geçmişte de Afgan ordusunun ciddi bir varlık gösteremediğini belirtmek gerekiyor. Taliban, Afgan ordusu ile değil ABD ile savaşıyordu. Afgan ordusu ABD’nin bölgede kolluk gücü olarak düşündüğü ancak ağır silahlarla donattığı bir yapılanma olarak yıllarca eğitilip donatıldı. Netice olarak ise ortaya hızlı bir şekilde kaçabilen bir ordu çıktı. Gerçi ABD’nin de kaçma işini zamana yaydığını söylemek mümkün!

ABD tarafından 20 milyar dolar harcanan bir “ordunun” böylesine büyük bir hezimet alması aslında coğrafyamızda emperyalistler ve onların işbirlikçileri tarafından ikame edilmeye çalışılan şeylerin köksüzlüğünü gözler önüne seriyor.

ABD askerleri tarafından eğitilen "Afgan ordusu"

İşin bir diğer boyutu ise ordunun etkisiz görüntüsü sebebiyle kimi yazarların komplo teorilerini zorlamasıydı. Afgan ordusunun hızla dağılması Taliban’ın ABD tarafından Afganistan’ın başına getirildiğine delil olarak sunuldu. 20 yıldan fazla birbiriyle savaşan Taliban ve ABD’nin birden bire dost olduklarını ileri süren bu saçma iddiaya cevap bile vermeye gerek yok!

Afgan ordusu denilen yapıyı aslında özel operasyonları ABD tarafından iyi eğitilmiş kuvvetler tarafından gerçekleştiren militer grup olarak özetlemek mümkün. Bu kuvvetlerin sayısı oldukça sınırlı ve ABD’nin çekilmesinden sonra hızlıca Afganistan’dan kaçtıklarını söylemek mümkün.

İşin komik tarafı ise Özbekistan tarafına doğru hareketlilik gerçekleştiren özel kuvvetler, 1989’da ülkeyi işgale gelen ama mağlup olarak Dostluk Köprüsü’nden geçerek ülke dışına kaçan SSCB ordusu misali aynı köprüden kaçtılar!

Geriye kalan ve ordu olarak tanımlanan kısmi ise işsizlikten sıkıldığı için cebine üç beş kuruş girmesi kaygısıyla orduya giren Afgan gençleri oluşturuyordu. Bir ordu ciddiyetinden uzak bu büyük kalabalık hızlıca çözülme yaşadı ve ülke örgütlü bir şekilde dava bilinciyle hareket eden Taliban’ın hükmü altına girdi. Hulasası teknik olarak Taliban karşısında mukavemet gösterecek bir Afgan ordusunda bahsetmek zaten mümkün değildi!