Adeviye’deki Katliam Batman’da Protesto Edildi
Mısır’daki katliam bugün Türkiye’nin birçok şehrinde olduğu gibi Batman’da da binlerce kişinin katılımıyla protesto edildi.
Mısır’daki katliam bugün Türkiye’nin birçok şehrinde olduğu gibi Batman’da da binlerce kişinin katılımıyla protesto edildi.
Saat 17.30’da Atatürk parkında Düşünce ve inanç özgürlüğü platformu tarafından düzenlenen kitlesel basın açıklaması, ardından kılınan gıyabi cenaze namazı ve yapılan dualara, beklenenin üzerinde çok kalabalık bir topluluk katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Özgür-Der Yön. Kur. Üyesi Şefik Sevim; Mısır’da oynana oyunun aslında tüm orta doğuda oynanmak istendiğini, tağuti güçlerin Ortadoğu’da İslami yönetimleri istemediklerini ve yerli işbirlikçileri aracılığıyla kaos oluşturarak Müslüman halklara aralıksız zulüm niyetlerini artık gizlenemediklerini söyledi.
Daha sonra söz alan Eğitim Birsen Batman Şube Başkanı Şafi Özperk; Batılı devletlerin darbe karşısında gösterdikleri ikiyüzlükleri ve demokrasi putlarını nasıl tekrar yediklerini vurguladı.
Daha sonra sırayla Mazlumder ve Anadolu Gençlik Derneği Şube Başkanları da katliamları kınayan kısa bir konuşma yaptılar.
Ardından basın açıklamasını Özgür-Der Batman Şube Başkanı Mehmet Şat okudu.
Basın açıklamasının ardından saf tutan kalabalık topluluk Molla Musa imamlığında gıyabi cenaze namazını kıldı. Ardından yine Molla Musa’nın Arapça ve Türkçe olarak okuduğu dualarla program sona erdi.
Basın Açıklamasının Tam Metni:
Mısır’da geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde %52 oranında oy alarak Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi’ye karşı yapılan darbeye karşı haftalardır Milyonlarca Mısırlı sivil direnişte bulunuyor ve ne yazık ki milyonların darbeye karşı çıkışları batı yanlısı medya tarafından 3-5 çapulcunun eylemi kadar ilgi görmüyor. Daha çok Adeviye meydanında toplanan darbe karşıtı göstericilere karşı dün akşam Mısır Silahlı güçleri tarafından büyük bir katliam yapılmış açılan ateş sonucu 200 den fazla insan katledilmiş ve 4500 yaralı olduğu söylenmektedir. Batı ve Batı Medyası kendinden bekleneni yaparak Müslümanların uğradığı bu katliama karşı kör ve sağır kalmıştır.
Son iki yıldan bu yana Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan ayaklanmaların gittikçe İslamileşmesi ve özgür bir ortamda yapılan seçimlerde İslamcı partilerin itibar kazanması hegemonik güçlerin rahatsızlığını zaten gittikçe artırıyordu. Suriyede aylardır Bütün dünyanın gözleri önünde Esed ve onun şii destekçileri tarafından yapılan katliamlara batının sessiz kalmasının tek gerekçesi, İslamcıların iktidara gelebilme ihtimalleri ve İslami değerler olduğu bir kez daha yakından müşahede edilmiş oldu.
Birbirine paralel olarak gelişen Türkiye ve Mısır’daki gelişmeler gösteriyor ki egemen güçlerin en büyük yalanı demokrasidir. Onlar açısından demokrasi halkın sadece onlar gibi düşünen birilerini seçtiği bir tercih biçimidir. Daha bir yıl önce yüzde 52 oy alarak seçilen bir cumhurbaşkanına ülke içerisinden ve dışarıdan her yönüyle baskı uygulanmış, Sosyal siyasal ve ekonomik şartlar bakımından kıskaca alınıp daha sonra bir darbe ile görevden uzaklaşt-ırılmış ve bu darbe batılı devletler tarafından takdir edilmiştir.
Son Taksim olaylarında da ve Mısırdaki darbede de görüldü ki, hegemonik güçler demokrasi masalını yeniden yazmak ya da yepyeni bir demokrasi tanımı yapmak zorundadırlar. Batı ve batıcıcılar, Halkın iradesinin yansıması olarak kabul edilen seçimleri yeterli görmüyor ve demokrasi bir “uzlaşma” rejimidir diyerek kim seçilirse seçilsin bizimle uzlaşsın demek istiyorlar. Zira onlar hiçbir zaman adaletten ve Müslümanların iktidar olmasından hoşlanmazlar. Zulümle ve Baskı ile ayakta dururlar. Kan ve gözyaşı ile ayakta dururlar. Onlar kendi elleri ile yaptıkları putları acıkınca yiyen atalarının dinine bağlıdırlar.
Mısırdaki darbecilerin görünen şefi Sisinin darbeyi İsrail ve Amerika ile birlikte planlayıp yaptığını artık bugün herkes bilmektedir. Batı ve onların ortadoğudaki uşakları darbeye her türlü maddi ve manevi desteği esirgememektedirler. Sisi de geldiği günden beri Başta İsrail olmak üzere efendilerini memnun etmenin telaşı içindedir. Yaptığı ilk icraat ise Mazlum Filistin halkının tek çıkış kapısı olan Refah sınır kapısını kapatıp Tünelleri bombalamak olmuştur.
Genelde İslam coğrafyasının birçok yerinde özelde Türkiye’de, Suriye’de ve son olarak Mısır’da yaşanan kaos ortamı, gerilimler ve çatışmalar münferit birer olay olarak değerlendirilemez. Tüm bu olaylar küresel emperyal güçlerin İslam coğrafyasında Müslümanlara karşı, İslami hassasiyeti olan hükümetlere karşı yürüttükleri büyük oyunun birer parçalarıdır. Yani Türkiye'deki hesaplaşma, Suriye'deki hesaplaşma, Mısır'daki hesaplaşma aynı hesaplaşmadır. Onun için bizler Mısırda olan darbeyi Türkiye’ye, Suriye’ye, Libya’ya Tunus’a yani Ortadoğudaki İslam coğrafyasına karşı yapılmış olarak görüyoruz. Adeviyede Direnen Milyonlarca Kardeşimiz sadece Mısır için değil Filistin için de, Suriye için de direniyorlar, Adeviyede Direnen Milyonlarca Kardeşimiz sadece Mısır için değil Türkiye için de Ortadoğu için de direniyorlar ve Adeviyede Şehit olan, yaralanan Kardeşlerimiz sadece Mısır için değil İslam coğrafyası için şehit oluyorlar. Bu bilinçle biz de diyoruz ki, Direnen İhvanın yanındayız ve dualarımız onlarla beraber. Darbeyi destekleyip darbeye İslami meşruiyet kazandırmaya çalışan El-Ezher Şeyhini de bu katliamdaki payından dolayı Allah’a havale ediyoruz.
Mısır halkı bu işi burada bırakmayacaktır. Müslüman Kardeşler yapılan bu hile ve tuzaklara karşı direnecektir. Mısır’ın onurlu insanları darbe sevdalısı bu zihniyeti ülkelerinden def edecektir. Muhammed Mursi Müslümanların ve tüm kişiliğine sahip çıkan insanların onurudur ve onuru olmaya devam edecektir.
İslami hareketleri engellemeye çalışan güçler, Allah’ın izni ve Müslümanlar eliyle hak ettiği cezayı inşaallah bulacaklardır.
Batmanlı Müslümanlar olarak bizler de Mısır’da gerçekleşen askeri darbeyi ve yüzlerce müslümanın şehadeti ile sonuçlanan katliama karşı, Mısır halkının özelde de İhvan’ın yanında olduğumuzun altını çizmek istiyoruz.
Mısır’da gerçekleşen darbe ve vesayet özlemlerinin Tunus, Yemen, Suriye, Libya ve Türkiye’yi de sarmasına izin vermemeli, bu doğrultuda duyarlı tüm kesimlerin özellikle bugünlerde aktif bir şekilde tavır alması, Mısır’ın meşru yönetimi ve Müslüman Kardeşler ile dayanışması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanların sorumluluğu Tevhidi ilkelerle adaleti tesis etmek ve özgürlüğün kapılarını açıncaya kadar mücadele etmektir.
DÜŞÜNCE VE İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU
HABERE YORUM KAT