Adaylıkta erken davranan mı kazanıyor?
Hasan Basri Yalçın, muhalefetin büyükşehirlerdeki belediye başkanlarının adaylık açıklamalarını erkenden yapmalarının sebebini sorguluyor...
Hasan Basri Yalçın / Sabah
Muhalefette yeni çekişme
Muhalefette sular durulmuyor. Şimdi de belediye adaylıkları için çekişme başladı. Önce İmamoğlu, ardından Yavaş, şimdi de Tunç Soyer adaylık açıklaması yaptı. "Ne var bunda?" diyebilirsiniz. Halihazırda belediye başkanı oldukları için yeni seçimde de aday olmaları gayet doğaldır. İşte ben de tam bunu söylemeye çalışıyorum. Neden durduk yere adaylık açıklaması yapıyorlar sırayla? Bir endişeleri mi var ki gündem belirlemeye çalışıyorlar? Tam da kongre sürecinde, partinin kendi yapılanmasını sürdürdüğü bir dönem de yangından mal mı kaçırıyorlar? Ne gerek var böylesi adaylık beyanlarına?
Abdestinden şüphesi olmayan bu tür işlere girmez. Ben üçünün de telaşlı olduğunu görüyorum. Bunu bir de siyasi kulis bilgileriyle birleştirecek olursanız ortada çekişmeli bir durum olduğunu düşünmek gayet mantıklı. Zira Tunç Soyer'in aday gösterilmeyeceğine dair dedikodular almış başını gidiyor. İzmir'de CHP rahat kazanacağını düşündüğü için Soyer'i devre dışı bırakmak Genel Merkez için hiç de zor bir durum değil.
Burada asıl çekişmeli durum İstanbul adaylığı olsa gerek. İşin siyasi kulis kısmına bakmadan bile burada bir hesaplaşma olacağını söyleyebiliriz. İmamoğlu şimdiye kadar Kılıçdaroğlu'na birkaç kez meydan okudu birkaç kez de arkasından dolanmaya çalıştı. Gerçi hepsinde de başarısız oldu ama benim gördüğüm kadarıyla Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu önümüzdeki dönem için de bir sorun olarak görüyor. Ve bir hesaplaşma kaçınılmaz gibi.
Gerçi bu zamana kadar İmamoğlu'nun İstanbul'a aday olması gerektiğini söyledi Kılıçdaroğlu. Ancak bu kimseyi yanıltmasın. Bunlar o zamanlar için söylenmesi gereken sözlerdi. Önce İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığını engellemek için söylendi. Sonra da CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını önlemek için söylendi.
Kılıçdaroğlu şimdi CHP Genel Başkanlığı için tek aday olarak görünüyor. Partiyi demir yumruğu altında topladıktan sonra ilk gündeminin bu adaylıklar meselesi olacağını düşünüyorum. Bunların başında da İmamoğlu geliyor. Kılıçdaroğlu bir beş yıl daha İmamoğlu'nun rahatsız edici hallerine katlanamaz. Aralarında çok ciddi bir güven sorunu var. Ve Kılıçdaroğlu bu sorunu çözmesi gerektiğine inanıyor.
Buna cesaret edemez diyenlere ise sadece gülüp geçiyorum. İmamoğlu'nu elemenin o kadar çok yolu var ki. İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığında olduğu gibi İmamoğlu'nu da belediye başkanlığına aday yapar ve seçilmemesi için elinden geleni yapar. Hatta belki aday yapmayacak formülü bile bulabilir. Hele şu kongre süreci bir bitsin. Yarın öbür gün İstanbul'daki ilçe belediye başkanlarından biri İmamoğlu ile bir tartışmaya girebilir. Sosyal medyada İmamoğlu'na yönelik verdiği bir fotoğraftan dolayı linç kampanyası başlayabilir. CHP'ye yakın birkaç gazeteci aslında yeni bir adayla çıkmanın daha mantıklı olduğunu yazabilir. Taş düşebilir. Ayı çıkabilir. Dikkatle izleyelim.
İşin ilginci Mansur Yavaş bile tedirgin ki, açıklama yapmak zorunda hissediyor kendini. Hâlbuki üç aydır hiç yoktu ortalarda. Gördüm ki, polemiklere konu olmaya başlamış. Hatta CHP'nin içinden aday isimleri bile sızdırılmış.
Bir iki ay sonra Kılıçdaroğlu "yeni CHP" diye bir sloganla çıkarsa, partiyi "gençleştiriyoruz, güzelleştiriyoruz" bir kampanya başlatırsa kimse şaşırmasın. At fava bekle.
HABERE YORUM KAT