Adana'da Suriye Halkıyla Dayanışma Eylemi
Adanalı Müslümanlar “Baas Diktasına Hayır, Suriye’de Katliama Son” dedi.
Özgür-Der Adana temsilciği 18 Şubat Cumartesi günü saat 11:30’da Suriye’deki katliamları kınamak ve oradaki Müslümanlara destek olmak için basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması okunmadan önce Hakan Yalınız, Ortadoğu İntifadası üzerinden Suriye’de ki direnişi değerlendirdi.
Yalınız, konuşmasında Ortadoğu intifadası öncesinde orada ki zalim diktatörlerin düşmesinin beklenen bir durum olmadığını hatta Obama’nın 2009 yılında İslam Dünyası’na Sesleniş konuşmasında Hüsnü Mübarek’e övgülerde bulunduğunu fakat gelinen noktada Allah’ın hesabının tecelli ettiğini söyledi. Sırada zalim Baas diktasının olduğunu, İslami direnişin Allah’ın izniyle bu zulmünde sonunu getireceğini belirtti. Emperyalist güç odaklarının Ortadoğu halkları üzerindeki zulmün bekçisi olduğunu, intifadanın gücü karşısında bu güç odaklarının hesaplarının bozulduğu vurgusunu yaptı. Suriye’deki direnişin cami merkezli bir direniş olduğunu, camilerin katliamların merkezi haline geldiğini söyledi. Suriye’deki direnişçilerin yanında ve zalim Esad’ın karşısında olduğumuzu belirterek konuşmasını bitirdi.
Hakan Yalınız’ın konuşmasının ardından Mahşuk Özdemir basın açıklamasını okudu.
Özdemir, açıklamada öncelikle Baas diktasının katliamlarına ve baskılarına rağmen direnişinden taviz vermeyen Suriyeli Müslümanların cami merkezli mücadelelerinin destekçisi olduklarını belirtti.
Açıklamanın devamında ise İslam coğrafyasına çöreklenen diktatörlük rejimlerini, Müslümanları ateş hendeklerine atıp yanmalarını izleyen “ashab-ı uhdud”a benzetti. Bazı kesimlerin birtakım olgulara dayanarak Suriye’deki intifadayı karalamalarının haksızlığını dile getirdi. Baas’ın iktidardan çekilmesi gerektiğini, Rusya, Çin, ABD, Siyonistler ve diğer emperyalistlerin müdahalesini ise kınadıklarını ve lanetlediklerini söyledi.
Son olarak Müslümanları bu zulme karşı durmaya ve Suriye’li Müslümanlara mücadelelerinde omuz vermeye davet etti.
Açıklamanın sonunda ise Suriye’deki kardeşlerimiz için dualar vardı.
Basın açıklaması sırasında, “Zalimler İçin Yaşasın Cehennem!”, “Adana’dan Humusa Direnişe Bin Selam!”, “Lebbeyk, Lebbeyk, Lebbeyke ya Allah!”, “Hama’ya Humus’a Direnişe Bin Selam!”, “Katil ABD/Katil Rusya Ortadoğu’dan Defol!” ve “Uyan, Diren, Özgürleş!” sloganları atıldı, tekbir getirildi.
Basın açıklamasının tam metni:
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BAAS DİKTASINA HAYIR! SURİYE’DE KATLİAMA SON!
Esad’ın diktatöryal rejimi 11 ayda 600’ü çocuk 8bin’den fazla Müslümanı katletti. Ortadoğu halklarının özgürlük ve adalet çağrılarına, Suriye'den ses veren direnişçiler; zalim rejime karşı Cuma namazlarında saf tutarak, kefenlerini giyip her türlü bedele hazır olduklarını haykırarak başkaldırmaktadırlar. İntifada ruhunu diri tutan bu direniş gücünü, Hama'da yaptıkları gibi katliamlarla sindirmeye çalışan Suriye diktasının bu vahşi saldırıları karşısında, Müslüman Suriye halkının yanında olduğumuzu hatırlatmak, Suriye’de yaşananlara dikkatleri çekmek, Esad rejiminin katliamlarına "Dur" demek ve Suriye halkının direnişine destek vermek amacıyla buraya toplanmış bulunmaktayız.
İslam coğrafyasına çöreklenen diktatörlük rejimlerinin, ilk olarak Tunus’ta kıvılcımı ateşlenen ve sonrasında MISIR, BAHREYN, LİBYA,YEMEN ve SURİYE’de etkisini gösteren intifadalar sonucunda çatırdadıklarına ve çöktüklerine şahit olmaktayız. Emperyalistlerin tüm dayatmalarına rağmen tüm Ortadoğu halkları fıtri bir yönelimle korku duvarlarını aşarak özgürlüklerini talep etmeye başladılar.
Ortadoğu’da ki bu mücadelenin kendi ülkelerine de sıçrama korkusu yaşayan Baas diktatörlüğü ilk günden itibaren Suriye İntifadasını kalleşçe saldırılarla, tanklarla, bombalarla bastırmaya çalıştı ve bu katliamlarına her geçen gün yenilerini ekledi. 2011 yılının Mart ayından bu yana yani 11 ayda 600’ü çocuk 8bin’den fazla Müslüman katledildi. Çağımızın lanetli ashab-ı uhdudları olan bu zalimler kazdıkları ateş dolu hendeklere genç, yaşlı, kadın, çocuk demeden Müslümanları atmakta ve bu hendeklerin başlarında onları izlemektedirler. Fakat atalarının başına gelen akibet pusuda onları beklemektedir.
Bu kadar aleni ve pervasızca işlenen zulüm ve katliamlara rağmen; ABD işgalini, NATO müdahalesini bahane ederek bu direnişi karalamaya çalışan bazı kesimlere ve mezhep taassubundan kurtulamamış kimi gruplara şunu sormak istiyoruz: Humus’ta yüzlerce kişiyi kimler katletti? Kundaktaki bebekleri, küçücük çocukları, işkencelerden geçirerek katledenler kimler? Aylardır Suriye topraklarını kanla sulayanlar acaba hangi emperyalist odaklardır? Esad’ın katliamlarını lanetlemek neden bu kadar zor gelmektedir? Zulme karşı sessiz kalmaktansa ölümü göze alarak direnmeyi tercih eden Suriye halkının direnişine kör sağır kesilen bu yaklaşımın mensupları bilmelidirler ki bu tutumları onları anti-emperyalist kılmaz aksine Esad’ın işlediği zulümlerin savunucusu konumuna düşürür. Zulme ve diktatörlüğe karşı destansı bir mücadele ortaya koyan, binlerce şehit veren Suriye halkının haklı direnişini karalamak, bu onurlu mücadeleyi komplocu yaklaşımlarla tahfif etmeye çalışmak, en hafif ifadeyle Suriyeli Müslümanlara ihanet etmek anlamına gelir. Oysa adaletle ve insafla bakan herkes çok iyi bilmektedir ki; özgürlük ve adalet için kıyam eden Suriye halkı, izzet ve şerefinin Esad cuntası tarafından daha fazla çiğnenmesine tahammül edemeyeceğini kanı ve canı pahasına bütün dünyaya haykırmaktadır.
Suriye’yi emperyalist güçlerin manipülasyonlarına açık hale getiren esas unsurun Baas cuntasının katliamcı tavrı olduğu gerçeğini göz önünde tutarak, bütün emperyalist planların boşa çıkartılması için Baas rejiminin derhal iktidardan çekilmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.
Ayrıca Rusya ve Çin’in Baas diktatörlüğüne sahip çıkmasını da şiddetle kınıyoruz ve de lanetliyoruz. Aynı şekilde Siyonistlerin, Amerika’nın ya da diğer emperyalistlerin de Ortadoğu’ya müdahalesini şiddetle reddediyoruz, kınıyoruz ve lanetliyoruz…
Buradan şunun net bir şekilde bilinmesini istiyoruz; bizler Suriyeli kardeşlerimizin maruz kaldığı bu vahşi saldırılar ve sistematik zulüm karşısında büyük bir acı ve öfke duymakla birlikte kardeşlerimizin hiçbir şekilde teslimiyeti ve acziyeti tercih etmeyerek yükselttikleri direnişten dolayı da büyük bir onur duymaktayız. Şii ya da Sünni olmalarına bakmaksızın, Müslüman halkların iradelerinin oligarşik yönetimler eliyle gasp edilmesini reddediyoruz. Tunus’tan başlayıp Mısır’a, Libya’ya, Bahreyn’e, Yemen’e, tüm Ortadoğu’ya yayılan İntifada dalgasıyla onur duyuyoruz ve bu direnişi bayraklaştıranları selamlıyoruz. Tüm Müslümanları da adaletli olmaya, tutarlı olmaya, kendimiz için talep ettiğimiz her şeyi kardeşlerimiz için de istemeye çağırıyoruz! Baskıcı, zalim iktidarların zulümlerine karşı tüm Ümmeti ve insanlığı duyarlılığa, Müslüman ve mustazaf halklarla dayanışmaya, bu onurlu direnişin yanında saf tutmaya ve Suriye intifadasını omuzlamaya davet ediyoruz. Biliyoruz ki, Suriyeli kardeşlerimizin yanında yer almak, onların özgürlük ve adalet haykırışlarına ses olmak, maruz kaldıkları bu vahşete tepki vermek Müslüman olmamızın, insan olmamızın gereğidir.
Suriye’de şehit olan kardeşlerimizin kanlarının bereketiyle Suriye direnişinin güçlenmesi için Rabbimize yakarıyoruz. Rabbimizden şunu diliyoruz ki; izzeti ve onuru tercih eden ve zulme karşı kıyam eden Suriyeli kardeşlerimizin kanları Esad’ı ve Baas rejimini boğsun ve Suriye halkının bu destansı direnişi zaferle taçlansın. Hep birlikte insanlığımıza sahip çıkalım ve hep birlikte haykıralım… Yaşasın zulme karşı direnişimiz, Yaşasın islami diriliş, Yaşasın islami hareket… Zulme ve zillete boyun eğmeyenlere bin selam olsun!
ÖZGÜR-DER ADANA
HABERE YORUM KAT