Adana'da ABD ve Çin Protesto Edildi
İslami direniş gruplarını hedef alan ABD'nin Suriye'deki saldırıları ve Doğu Türkstan'da yaşanan zulümler Adana'da bir iftar programında protesto edildi.
HAKSÖZ-HABER
Adana Ümmet ve Kardeşlik Platformunun hazırladığı program, iftar saatinde oruçların açılması ile başladı. Suriye yararına verilen yemekten sonra cemaatle akşam namazı kılındı. Namazdan sonra Kur’an-ı kerim okundu. Programın sunuculuğunu Osman Bozkuş yaptı. Grup Medeniyet okuduğu ezgilerle programda sahne aldı.
Değerlendirme yapmak üzere Özgür-Der Adana Temsilcisi Hakan Yalınız konuşmasına; ‘İçinde bulunduğumuz ramazan ayının ve tuttuğumuz orucun vesilesiyle iç ve dış muhasebe yaparak yaşantımızı gözden geçirmeliyiz’ diyerek başladı. Tuttuğumuz oruçlarımız bizleri yokluktan varlık alemine geçişimizin idraki ile tüm amellerimizin Rabbimiz tarafından kayıt altına alındığı bilincini kuşandığımız günler olmalı. Modernizmin kirli değer yargılarının zihinlerimizi etki altına alınmasına en çok “hayır” deme talimi yaptığımız ve kontrolü gerçek yetki sahibi olan Rabbimizin ilahi buyruklarının ele geçirdiği bir toparlanma dönemimiz olmalıdır. Geleceğe bilgi, inanç ve eylem olarak hazırlanmak için oruçlu ve günceli takip eden Müslümanlar olarak her türlü ifsadın egemenliğinden kurtulup gerçek mülkün sahibi Rabbimize kullar olabilmeliyiz. Ramazan adaleti, alışverişi ve kendimize ait değer yargılarımızı vahyin şahitliği önceliğinde amelleştirdiğimiz bir ibadetimiz olmalıdır. Orucumuz bizler için bir öz muhasebe imkanıdır: Ne haldesiniz? Gidişatınız nereye? Sorumluluklarınızı yerine getirebiliyor musunuz? Sorularıyla hayatımıza müdahale fırsatı veren bir ibadetimizdir.
Srebrenitsa Katlimından Suriye’ye…
Yalınız, Sırp yönetimi, Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra 1992’de düzenlediği referandumla bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek’te yaşayan azınlık Bosnalı Sırpların sözüm ona haklarını korumak için saldırmasından söz etti. Sözüm ona İran’ın Suriye’ye verdiği destek gibi. 3,5 yıl süren Bosna Savaşı’nda Ruslar Sırpları desteklemişti. Sergei Lavrov o zamanlar Rusya’nın BM Büyükelçisiydi ve Suriye söz konusu olduğunda duymaya alışık olduğumuz yorumların aynısını o zamanlar Bosna için yapmaktaydı. 11 temmuz 1995’te Sırp kasabı Ratko Miladiç liderliğindeki askerlerinin, Srebrenitsa’da beş gün gibi kısa bir sürede 8 binin üzerinde Müslüman Boşnak’ı öldürdüğüne değindi. Bugün suriye’de zulüm hala devam ediyor ve tüm dünya izlemeye devam devam ediyor. Dün Bosna’da konuşan liderlerin yaşananlardan ders çıkarmamız gerekiyor derken Suriye’de yaşanan katliamların devam etmesine mani olacak sözler sarf etmemesini üzülerek izledik.
Türkiye Kendini Kandırmasın! ABD’nin Suçuna Ortak Olmasın!
Geçtiğimiz günlerde ABD jetlerinin Suriye’de muhaliflere yönelik saldırılarının yoğunlaştığına şahitlik ediyoruz. 8 Temmuz Çarşamba günü İdlib’te Nusra Cephesi karargah ve mensuplarına yönelik bombalamalarda çok sayıda mücahitle birlikte içlerinde çocukların da bulunduğu pek çok sivilin katledildiği görüldü. Bu saldırılar muhalifler karşısında gerileyen Esed rejimine nefes aldırırken, aynı zamanda ABD’nin kendisine karşıt İslami Güçlerin Suriye’de güçlenmesini engellemeye yönelik stratejisini yansıtıyor.
Bu zulümlerin ortasında Türkiye ile ABD’nin İncirlik konusunda uzlaşma noktasına varıldığı dillendiriliyor. Bu iddialar doğruysa Türkiye’nin hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdır. Türkiye, ABD’nin Esed rejimi diye bir sorununun olmadığını artık anlamalı ve olmayacak duaya amin demekten vazgeçmelidir! Yapılması gereken şey, Katil Baas rejiminin takviyesine aracılık etmek değil, Suriye halkının İslami direnişine darbeler indiren ABD’yi engellemektir!
HABERE YORUM KAT