Adalet- Zulüm Sarkacında Türkiye ve İslami Tutum
Uludağ Üniversitesi İnsani Değerler Topluluğu; alternatif eğitim seminerleri kapsamında bu dönemin ilk salon programını Cemile Bayraktar'ın katılımıyla "Adalet-Zulüm Sarkacında Türkiye ve İslami Tutum" konusu üzerine gerçekleştirdi.
Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen programda topluluk yönetim kurulu üyelerinden Meryem Bulut selamlama ve açılış konuşmasını yaparak sözü Cemile Bayraktar'a devretti.
Sözlerine "İster kabul edelim ister etmeyelim, daha önce hiçbir şekilde Türkiye'den bahsedilmez iken şuan uluslararası medyada sürekli Türkiye ve Müslümanlar hakkında konuşuluyor.” diyerek başlayan Bayraktar; günümüzde dünyaya açılmış bir Türkiye modeli olduğunu ifade ederek bu noktada sadece Türkiye'deki Müslümanlardan değil, küresel ölçekte tüm dünyadaki Müslümanlardan bahsetmemiz gerektiğini belirtti.
Türkiye özeline gelindiğinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu aşamasında geçmişle olan bağlarının kopartıldığını belirten Bayraktar, bunlardan bir tanesinin dil diğerinin de din olduğunu ifade etti.
Süreç içerisinde Müslümanlar ne yaptı?
Bayraktar T.C.'nin kuruluşundan günümüze kadar geçen süreçte belirli noktalarda Liberallerin ve Müslümanların bir araya gelerek 'ülkedeki zulmün ve eşitsizliğin ortadan kalkması istiyoruz' sözlerini sivil toplum hareketleri ve siyaset aracılığıyla dile getirdiklerini ifade etti. Konuşmacı bu noktada; sürdürülen birlikteliğin bir yönüyle seküler hayat biçiminin yaygınlaşması, liberal Müslüman, feminist Müslüman gibi eklektik ve bulanık kimliklerin de ortaya çıkması gibi sonuçlar doğurduğunu ve Müslümanlarda birtakım kayıplara neden olduğunu vurguladı. Bir Müslüman olarak 28 Şubat sürecinde davanın tüm kesimler tarafından sahiplenilmemesinden, milliyetçilik adı altında Doğu illerinde gerçekleştirilen haksızlıklara, baskılara ve zulme gerekli tepkinin verilmemesinden üzüntü ve utanç duyduğunu ifade eden Bayraktar; Müslümanların adaleti gözetmek ve haklarını savunmak noktasında azami dikkat ve hassasiyet göstermesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de yaşanılan bu süreçlerde Müslümanların düşüncelerini, tepkilerini, direnişlerini ifade ederken ellerine taş almadıklarını, yaşadıkları baskı ve zulümlerin faturasını üçüncü bir şahısa çıkarmadıklarını ifade eden Bayraktar; mutlak iyi ya da mutlak kötü devlet anlayışının ötesinde eleştirilerin var olmasının doğal olduğunu ancak bunun eylemler, bildiriler veya sandığa gitmek gibi yöntemlerle dile getirmek gerektiğini belirtti.
Türkiye'de yaşanan gelişmelere bakıldığında hem yaşam şartlarında hem Müslümanların haklarının iade edilmesi noktasında önemli yollar kat edildiğini ifade eden Bayraktar; ümmet coğrafyasına baktığımızda da bu gelişmelerin olumlu etkilerini görmekte olduğumuzu ifade etti. Her ne kadar olumsuz örnekler, hatalar, eksiklikler var olsa da Ümmet coğrafyasında onurlu direnişlerin, zalimlere ve zulümlere karşı net tavrın serdedildiğini belirten Bayraktar sözlerini;
" Özgürlük noktasında Kürt, Alevi, Türk, Müslüman vb. kimliklerin haklarının garanti altına alınması gerekmektedir. İktidara gelenler üzerine düşeni yapsınlar diyerek diğer Müslümanların elini eteğini çekmesi doğru değildir. Sivil, aklı başında, sloganik olmayan bir tutumla; gerektiğinde eleştirilerini net bir tavırla sunabilen topluluklar olabilmeliyiz. Uyuyamayız, bizim böyle bir lüksümüz yok. Bunu sadece kendimiz için değil, toplumdaki diğer insanlar için de yapmak zorundayız. Bir süreçten geçtik, şimdi daha iyiyiz ve Allah'ın izniyle daha da iyi olacağız." diyerek tamamladı.
Soru-cevap kısmıyla interaktif bir şekilde devam eden program, Meryem Bulut'un topluluk bünyesinde ilerleyen süreçte yapılması planlanan programlar hakkına bilgi vermesi ile son buldu.
Haber: Halime Örs / Fotoğraf: Ali Ekber Keserci
HABERE YORUM KAT