Acı ve acil bir durum...
İsrail ile Gazze'yi kontrol eden Hamas arasında 19 Haziran 2008 günü varılan Hamas'ın Tahadiye diye nitelediği 6 aylık ateşkes anlaşması ne yazık ki geçen cuma günü bozuldu.
Dolan 6 ayın sonunda İsrail'in yenilenip yenilenmeyeceği konusunda suskun kaldığı; ama Hamas'ın 'İsrail ateşkes şartlarına uymadı' diyerek yenilemeyeceğini açıkladığı anlaşmaya, malum Mısır'ın aylarca taraflar arasında yaptığı müzakereler sonucu varılmıştı. Ancak anlaşma sözlü ve zımni nitelikteydi; anlaşma tarafların karşılıklı olarak imzaladıkları bir metne bağlı değildi. Bu yüzden de her zaman tartışmaya, suçlamaya açık bir anlaşmaydı. Ayrıca tarafların anlaşma şartlarını yerine getirip getirmediklerini denetleyecek herhangi bir üst makam ya da yetkili kurum da yoktu.
Bu şartlar altında varılan anlaşmanın da eninde sonunda karşılıklı suçlamalarla bozulabileceği baştan az-çok belliydi. Nitekim öyle de oldu. Bu çerçevede Hamas, İsrail'in anlaşmada yer alan ambargonun kaldırılması şartlarına uymadığını söyleyerek anlaşmayı bozarken İsrail ise, söz verildiği gibi Gazze'den açılan roket ateşinin hiçbir zaman tam anlamıyla kesilmediğini söylüyor ve kendisine göre bunu bozulma sebebi olarak görüyor.
Esasen anlaşma süresi içinde tarafların anlaşmayı tam olarak yerine getirmedikleri ortaya çıkan bazı bilgilerden de kolaylıkla söylenebilir. Bu çerçevede Hamas'ın, gerçekten Gazze'den açılan roket ve havan ateşini engellemek için çok çaba sarf ettiği, hatta kendisine bağlı olmayan grupları bile karşısına alma pahasına bunların ateşini de büyük ölçüde durdurduğu söylenebilir. Bu konuda İsrail ve BM kaynakları da bunu doğruluyorlar. Nitekim, bu kaynaklar anlaşma öncesi mayıs ayındaki ateşin 300 civarında olduğunu, bunun ağustos ayında 10-30 arasına, eylül ayında da 5-10 arasına düştüğünü kabul ediyorlar. Bu da şüphesiz bu konuda Hamas'ın çabasını açıkça ortaya koyuyor.
Diğer yandan, ambargonun tamamen kaldırılması konusunda ise İsrail'in Hamas'ın istediği miktarlara ulaşmadığı da yine bu bilgilerden anlaşılıyor. Başka bir deyişle, ambargo konulmadan önceki günlük 500-600 kamyonluk sevkiyatın anlaşma süresi boyunca 70-90 arasında kaldığı bildiriliyor. Ayrıca, bu sevkiyatlardaki mal çeşidinin de sınırlı olduğu, elzem sayılan birçok mal ya da malzemenin bu sevkiyatlar içinde yer almadığı da anlaşılıyor. İsrail ise bu duruma 'Ben ambargoyu tamamen kaldıracağım diye bir söz vermedim' şeklinde cevap veriyor.
Özetle söylemek gerekirse, İsrail'in yaklaşık 18 aydır uyguladığı, son 6 ay içinde kısmen gevşettiği ambargo sonucu bugün Gazze gerçekten çok zor ekonomik şartlar altında bulunuyor. BM Yardım Ajansı'nın geçen hafta yayımladığı rapora göre, Gazze'nin yaklaşık 1,5 milyon olan halkının yüzde 51,8'i bugün açlık sınırının altında yaşıyor. Aynı ajans geçen hafta 750 bin kadar ihtiyaç sahibine dağıttığı gıda yardımlarını durdurmak zorunda kaldığını, ayrıca en zor durumda bulunan yaklaşık 94 bin kişiye yaptığı nakit yardımını da askıya aldığını açıklamış bulunuyor. Bu çerçevede bir ajans yetkilisi 'Gazze'de artık çöplüklerden gıda arayan insanların ortaya çıktığını' söylüyor.
Gıdada durum böyleyken altyapıda da çok ciddi problemler yaşanıyor. Su, kanalizasyon, arıtma tesisleri büyük ölçüde çalışmıyor ve bunlar da şüphesiz halk sağlığını tehdit ediyor.
Bu problemlere nasıl çare bulunacak, bunlar nasıl çözülecek, doğrusu bilinmiyor. BM, Dünya Bankası, Kuartet ambargo dolayısıyla İsrail'i uyarıp duruyorlar; ama İsrail bunlara aldırış etmiyor ve ateşkes bozulduğu için bundan sonra da ambargoyu tam anlamıyla uygulamaya devam edecek. Bu bakımdan BM'nin, Kuartet'in ve başkalarının bu acı durumu çözecek bir yol bulmaları, İsrail'i ve de şüphesiz Hamas'ı ikna etmeleri, probleme kalıcı bir çözüm bulmaları acil hale gelmiş bulunuyor.
Bütün eksik ve gediğine rağmen taraflara 6 aydır nispi bir sükûnet sağlayan, Gazze'nin tamamen çökmesini engelleyen ateşkes anlaşmasının bozulması sonrası durum böyle. Acı ve acil bir durum bu şüphesiz...
ZAMAN
YAZIYA YORUM KAT