1. YAZARLAR

  2. HAŞİM AY

  3. “Abdulhamit’i indiren” İttihatçılar pardon Ülkücüler Erdoğan’ı da indirecekmiş!
HAŞİM AY

HAŞİM AY

Yazarın Tüm Yazıları >

“Abdulhamit’i indiren” İttihatçılar pardon Ülkücüler Erdoğan’ı da indirecekmiş!

20 Ocak 2021 Çarşamba 21:14A+A-

Selçuk Özdağ'a saldıran çetenin başındaki ismin “Erdoğan’ı biz indireceğiz!” sözü meseleyi Özdağ’a saldırı meselesi olmaktan çıkarmıştır. Ülkücü Abdurrahman Gülseren portresi aslında bir anlamda MHP’nin gerçek yüzünü temsil etmektedir.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğurluoğlu’na saldıran çetenin içerisindeki Abdurrahman Gülseren ismi etrafında iki gündür az sayıda medya organında dönen bir tartışma var.

Gülseren’in Ülkücü kimliğinin açığa çıkması MHP’yi gerdi. Bu durum karşısında son derece gerildiği anlaşılan parti teşkilatı adeti olduğu üzere bu sıkışmışlığı şimdilik olayı sıradanlaştırarak münferitleştirme ve kendisine yönelik taarruzları tehdit, tahfif ve tahkir taktiğiyle savma eğilimi gösteriyor.

Şüphesiz iktidarın ve yakını medyanın saldırı hadisesi ve bu olayda ismi geçen Abdurrahman Gülseren’in peşine düşmemesi de MHP’yi müthiş rahatlatmış olmalı. Ha keza İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da aynen MHP yetkilileri gibi olayı basite indirgeyici ve münferit bir vakaymış gibi göstermeye mebni yorumlarının da MHP’yi son derece rahatlattığı anlaşılıyor.

Mızrak Çuvala Sığmıyor!

Hâlbuki ne bu saldırı olayı öyle lanse edildiği gibi sıradan münferit bir vaka ve ne de Abdurrahman Gülseren MHP’den ayrı bağımsız ele alınacak bir isim değil. MHP yetkilileri ve İçişleri Bakanı Soylu ısrarla saldırganları MHP’den ayrıştırmaya ve saldırıyı plansız bir tepkinin tezahürü gibi göstermeye çalışsa da Abdurrahman Gülseren ismi ve bu icraatı aslında MHP’nin maskesini düşürecek niteliktedir.

MHP 15 Temmuz sonrası oluşan şartlardan istifade ederek iktidar partisiyle sorunlarını paranteze almış, oportünist kaygılarla müttefiklik maskesi takınmış bir hareket. Ve bunu da “vatan-millet sevdası” olarak nitelendiriyor, “devletin bekası” için mecburen girilmiş bir yol olduğunu ileri sürüyor. Doğrusu iktidar da bu “fedakarlığın” karşılığını son derece cömertçe verdi/veriyor. MHP bu durumdan çok memnun ki “Erdoğan’ı yedirmeyiz” yaklaşımını 15 Temmuz’u müteakip partinin resmi politikası olarak lanse etmeye son derece özen gösterdi/gösteriyor, mevcut statüsünün bekasını iktidarın bekasında görüyor. Ama gel gör ki mızrak çuvala sığmıyor. Tek bir örnek takınılmış o sahte maskeyi alaşağı etmeye yetiyor. Abdurrahman Gülseren’in çok değil, daha geçtiğimiz Ekim ayında sarf ettiği anlaşılan “Abdulhamit’i biz indirdik, 3. Abdulhamit olan Erdoğan’ı da biz indireceğiz!” sözü şap diye gündeme oturuyor.  

“Besle Kargayı Oysun Gözünü” misali

Evet, Selçuk Özdağ'a saldıran Ülkücü Abdurrahman Gülseren’in yakın bir zamanda sarf ettiği ortaya çıkan“Erdoğan günümüzün 3. Abdülhamit’i. 2. Abdülhamit’i biz indirdik, üçüncüsünü de biz indireceğiz inşallah!” sözü tam olarak “besle kargayı oysun gözünü” deyimini çağrıştırıyor. Dikkatinizi çekerim; bu söz, öyle üzerinden yıllar geçmiş, ittifaktan önceki dönemlerde sarf edilmiş bir söz değil. Çok değil, 3 ay kadar önce, 14 Ekim 2020 tarihli İttihat Terakki’yi ve Enver Paşa’yı yücelten, Kemalizm’i ve de İslamcılığı temel tehdit olarak lanse eden ve Ülkücülüğün İttihatçılık ile meczedildiği bir programda dillendirilmiş bir söylem.

Bu söz ve söylemin Abdurrahman Gülseren ile sınırlı olduğunu, teşkilatı bağlamadığını kim söyleyebilir? MHP/Ülkücü zihniyet zaten kendini İttihat Terakki’ye refere etmiyor mu? Enver Paşa’yı partinin sembolik başbuğu olarak gören sadece Abdurrahman Gülseren mi? Hiç değil. Nitekim Gülseren’in kimlik ve teşkilattaki konumuyla alakalı ortaya çıkan bilgiler de bunun kendisiyle sınırlı olmadığının göstergesi.

Dolayısıyla mesele salt aralarında Abdurrahman Gülseren’in de olduğu Ülkücü bir çetenin bir siyasetçi ve gazeteciyi darp etmesinden çıkıp MHP’nin özünde AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bakış açısı meselesi olmuştur. Mızrak artık çuvala sığmaz olmuştur. MHP’nin sakladığı asıl yüzü burada en yalın haliyle bir kez daha ortaya çıkmıştır ki herkesten önce AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bununla yüzleşmek, kendisine hiçbir faydası olmayan sözüm ona ittifakı gözden geçirmek ve beslediği karga gözünü oymadan tedbirini almak durumundadır.

Selçuk Özdağ’a saldıran, “Erdoğan’ı biz indireceğiz!” diyen Abdurrahman Gülseren MHP’nin nesi olur?

Anlaşılan Abdurrahman Gülseren ismi MHP’yi ve Ülkü Ocaklarını fena halde zora sokacak bir yük olacak. Bugün iktidarın ve hakim medyanın ittifakın hayrına alttan alıcı, görmezlikten gelici tutumu bunu belki bir süre erteleyebilir ama eninde sonunda bu top dönüp dolaşıp MHP’nin ve de AK Parti’nin önüne düşecektir.

Abdurrahman Gülseren, birilerinin lanse ettiği gibi MHP ve kendisine bağlı Ülkü Ocakları teşkilatında öyle etkisiz bir isim değil. Tam tersine Ankara özelinde teşkilatın tam göbeğinde olan, son derece stratejik pozisyonlarda rol almış bir şahıs.

Selçuk Özdağ saldırısı ve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik tehdit videosuyla gündeme gelen Abdurrahman Gülseren, tam bir Enver Paşa ve İttihat-Terakki hayranı. 

Öğrencisi olduğu DTCF’de teşkilatın ilgili biriminin de başında olduğu belirtilen Gülseren’in arkadaşlarıyla birlikte 2018 yılında aynı üniversitedeki iki ismi darp ettiği belirtiliyor. Söz konusu saldırıya maruz kalan kişilerin şikayetçi olmalarına rağmen aralarında Gülseren’in de bulunduğu grup hakkında dava açılamadığı kaydediliyor.

Abdurrahman Gülseren’in adının karıştığı bir diğer olay da 10 Ekim Ankara Garı saldırısı. Hatırlanacağı üzere 10 Ekim 2015 günü Ankara Tren Garı önünde eş zamanlı gerçekleştirilen vahşi saldırı sonucunda 103 kişi yaşamını yitirmişti. Abdurrahman Gülseren’in Türkiye’de gerçekleşmiş en kanlı intihar saldırısı olarak kabul edilen bu katliamın 2019’daki yıldönümünde Twitter’da açılan bir hashtagı etiketleyerek “…kınıyorum; daha iyisi olabilirdi:)” diye son derece kışkırtıcı ve katliamı destekleyici bir paylaşımda bulunduğu görülüyor. Gülseren hakkında bu nedenle “IŞİD propagandası yapmaktan” dava açıldığı ve bunun halen sürdüğü belirtiliyor. 

12530.jpg

Gülseren'in mahlas olarak "Eşref Sencer" ismini Twitter hesabında tercih etmesi de İttihat Terakki hayranlığının boyutunu göstermesi açısından manidar. Gerçi bu paylaşımından ötürü mahkemelik olması üzerine hem hesabı ve hem de twiti kaldırmış ancak "Eşref Sencer"lik misyonuna Terakki Mecmua dergisinde devam ettiği ve de Selçuk Özdağ saldırısıyla pratize ettiği anlaşılıyor. Çerkez kökenli Kuşçubaşı Eşref (Eşref Sencer Kuşçubaşı 1873-1964) ,Teşkilat-ı Mahsusa'nın ajanı ve tetikçilerinden biri olarak biliniyor.

Abdurrahman Gülseren’in Ankara’daki teşkilatta üstlendiği en önemli rollerden birinin de medya-eğitim-kültür politikaları alanında olduğu anlaşılıyor. Abdurrahman Gülseren, teşkilatla bağlantılı Ankara merkezli İttihat Terakki ve Enver Paşa’nın misyonunu yaymayı kendisine temel gaye olarak belirleyen Terakki Mecmua dergisinin imtiyaz sahibi ve baş yazarı. Yakın Türkiye siyasi tarihi alanında inceleme ve yorum yazılarına yer verilen Terakki Mecmua dergisinin hemen her sayısında İttihat Terakki ve onunla bağlantılı kişi ve oluşumlar gündem edilmekte. Kemalizm ve İslamcılığın hem İttihat Terakki döneminde hem de bugünün Türkiyesinde temel tehdit unsuru olarak gösterildiği dergide, ağırlıklı olarak İT’in eğitim, siyaset, teşkilatlanma ve Türk dünyası politikalarının güncellenmesinin önemine dikkat çekiliyor. Sosyal medyayı da bu bağlamda son derece aktif olarak kullandığı gözlemlenen derginin eğitim ve propaganda amacıyla birçok program da gerçekleştirdiği anlaşılıyor. Zaten Abdurrahman Gülseren’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “onu da biz indireceğiz” diye tehdit ettiği video da pandemi sürecinde İnstagram üzerinden gerçekleştirilmiş bir online programdan[1].

12 Ekim 2020 günü İnstagram üzerinden “Terakki Mecmua Sohbetleri 3 (İttihatçılık ve Güncel Konular üzerine)” başlığıyla gerçekleştirilen bu online programda Abdurrahman Gülseren Cumhurbaşkanı Erdoğan ile alakalı “Erdoğan günümüzün 3. Abdülhamit’i. 2. Abdülhamit’i biz indirdik, üçüncüsünü de biz indireceğiz inşallah!” ifadelerini kullanıyor. Sunucunun muhtemelen MHP’nin AK Parti ile ittifakı tehlikeye sokacağı endişesiyle yüzünün buruşması üzerine kırdığı potu fark eden Gülseren’in bocaladığı ve “Bu işin esprisi tabii” diyerek durumu toparlayayım derken sonunda “Erdoğan Abdülhamit'i rehber alan bir adam, biz de Erdoğan'a karşı İttihatçıları rehber alan bir adamız” diyerek programın final vuruşunu yaptığı görülüyor.[2]

Abdurrahman Gülseren’in İttihat Terakki hayranlığı Ülkücü zihniyetin tipik tezahürlerinden. Tarih-toplum ve sistem değerlendirmesinde İttihat Terakki ve Enver Paşa’yı merkeze alarak karşılaştırmalara gidiyor ve bugünle kıyaslar yaparak çıkarsamalarda bulunuyor. Nitekim Erdoğan ile ilgili sarf ettiği sözler de Abdulhamid değerlendirmesinin üzerine geliyor.

Öte yandan Abdurrahman Gülseren'in İttihat Terakki özentisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan sözlerinin yanı sıra yazdığı bir şiirde de görülüyor. Gülseren’in imtiyaz sahibi ve başyazarı olduğu Terakki Mecmua dergisinde yayımlanan “Başbuğ Enver Paşa” şiiri MHP’ye yakın Bengütürk TV’de yayımlanan bir programda sunucu tarafından okunmuştur.[3] 

DTCF merkezli gençlik teşkilatındaki etkinliği, Ülkücülerin İttihat Mecmua dergisindeki pozisyonu ve ek olarak Bengütürk TV’de karşılık bulacak kadar geniş bir üne sahip oluşu  Gülseren'in  MHP/Ülkü Ocakları ile alakası olmadığı tezini de, Selçuk Özdağ'a yönelik saldırısının "plansız tepki" olduğu iddiasını da boşa çıkarıyor. Teşkilatta bu derece etkin konumda olan bir şahsın örgüt iç disiplini ve denetiminden bu derece bağımsız fevri bir eylemde bulunacağını söylemek ne derece mantıklı olur? Kaldı ki bu konumu dikkate alındığında söz konusu şahsın ifade tutanağına yansıyan "İş arıyorduk, yolumuz oraya düştü" mealindeki ifadesini de tartışılır hale getiriyor. Teşkilatta üstüne aldığı yükün ağırlığına bakılırsa Gülseren'in çok da "boş" biri olmadığı anlaşılıyor. Nitekim Ülkü Ocakları Orta Öğretim Birim Başkanlığına getirilmesi de bunu daha da pekiştiriyor.

Son olarak Ankara Ülkü Ocakları’nın Abdurrahman Gülseren’e Aralık 2020’de Orta Öğretim Birim Başkanlığı görevi verdiğinin ortaya çıktığını belirtelim. Teşkilatın Twitter hesabı @ankocakoob bu görevlendirmeyi bizatihi “Ankara Ülkü Ocakları Orta Öğretim Birim Başkanlığına, İl Başkanımız Sayın Abdullah Yüksel Beyefendinin takdirleri ile Abdurrahman Gülseren atanmıştır.” twitiyle duyurdu ancak muhtemelen Gülseren’in gözaltına alınmasından sonra ortaya çıkan bu tablonun ağırlığı altında ezilerek twiti kaldırdı. Nitekim teşkilatın kurumsal hesabı hala aktif ama bahsedilen twit silinmiş görünüyor. Aynı hesaptan yayımlanan bir twit dizisinde Ülkücülüğe dizilen övgüler ve onun "kutsiyeti"ne leke bulaştırmaya yeltenmekle suçlananlara yönelik sıralanan hakaret ve tehditler de aslında teşkilatın bu durumdan ötürü son derece öfke dolu olduğunun tezahürü.

Sonuç olarak;

Bu silinmiş twit örneğinde de görüldüğü üzere Ankara Ülkü Ocakları bu yükün altında ezilmiş anlaşılan. Genel anlamda MHP/Ülkü Ocakları camiası bu yükün altından kalkabilecek mi sorusu bu bağlamda önemli. Şimdilik hükümetin ve hakim medyanın alttan alıcı, görmezlikten gelici tutumundan da aldığı destekle alışık olunduğu üzere meseleyi sulandırmayı başardığı görünüyor ancak uzun vadede Abdurrahman Gülseren portresinin bir şekilde MHP’yi zora sokacak biçimde gündeme geleceğini öngörmek mümkün. Bununla birlikte gerek muhalif görülen kişi-oluşumlara saldırganlık gerekse de Sultan Abdulhamid ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaklaşım bağlamında Abdurrahman Gülseren portresinin aslında İttihatçılıktan beslenen Ülkücü/MHP zihniyetinin özünü yansıttığını sanırım hatırlatmaya gerek yok.

İttihatçılık demek ise komitacılık demektir, çetecilik demektir. Ama diğer birçokları gibi Abdurrahman Gülseren’in de düştüğü bir yanılgı var. O da şu ki; Kemalizm İttihatçılıktan ayrı bir şey değildir. İttihatçılığın biri Kemalist, biri de Enverist iki ayrı ana damarı bulunmaktadır. Ama kendilerine muhalif gördükleri gazetecileri vurmak, matbaaları basmak her iki çizgisiyle de totalde İttihatçıların en iyi bildiği işlerdir.

Bu bağlamda zaten Ankara özelinde MHP/Ülkü Ocakları’nın gençlik, teşkilatlanma, medya ve eğitim alanlarında aktif olduğu anlaşılan Abdurrahman Gülseren’in iyi derecede tipik bir İttihatçı olduğu ve Selçuk Özdağ ile Orhan Uğurluoğlu’na yönelik saldırısında İttihatçıların komitacılık, çetecilik sünnetine sonuna kadar bağlı olduğunu ispatlamıştır. Ama eyleminin sorumluluğunu üstlenme noktasında ne onun ne de MHP/Ülkü Ocakları’nın İttihat Terakki ve Enver Paşa kadar yürekli olmadıkları da ortada. Hem saldırıyorlar hem de cesaret edip de gerçek niyetlerini ortaya koyamıyorlar. “İş arıyorduk. Oradan geçerken rastladık ve birkaç soru soralım dedik." diyorlar ama soru değil, Özdağ'ı düpedüz tahrik etmeye mebni sıkıştırdıkları ifade tutanaklarına yansıyor. “Elimizde taş sopa yoktu” diyorlar ama tam tersi ortaya çıkıyor... Dolayısıyla o övüp yücelttikleri, mirasını bugüne taşımayı misyon edindikleri İttihat Terakki ve Enver Paşa tutkusu bir yana ne kadar ödlek olduklarını, 2-3 yıllık bir cezayla yargılanmayı göze alamayacak kadar davalarına sadakat gösteremediklerini ortaya koyuyorlar.

YAZIYA YORUM KAT

18 Yorum
  • nazmi uçkan / 14 Şubat 2021 19:46

    ülkücüler ikiye ayrılır.birinci grubu oluşturanların sloganı ''ne mutlu türküm diyene''dir.bu grup etnik köken olarak gayri türktür.ittihadçiler ve devamı olan chp mensubu türklerin kahir ekseriyeti bunlardandır.bu grup atalarının diniyle islamı yarı yarıya EŞİTLEMİŞLERDİR..mesela atalarının dininde kutsal olan içkiyi terketmemişlerdir (sadece cuma ve ramazanlarda içki içmezler).kısaca heteredoksturlar.sonradan dahil oldukları islamı ve müslümanları içlerine sindiremedikleri için gerici yobaz diye aşağılarken atalarının dinine mensup BATLILARA hayrandırlar.zannedilenin aksine osmanlı yönetimindede önemli makamlara sahiptiler.bu grubun ıslahı mümkün değildir.bunların palazlanmasında iktidar korkusu nedeniyle halis müslüman türkler yerine mevki ve makamları bu gayritürk heteredoks müslümanlara veren abdülhamitin dedeleri sorumludur.bu gruba heteredoks alevi türklerde dahildir...............ikinci gruba girenler ise iman konusunda halis müslüman türkler olup amel konusunda zaafları olanlardır.ıslahları mümkündür.şu an türkiyenin güvenliği bunlara emanet edilmiştir.ikinci grubun kaybı müslümanlar için telafisi güç sonuçlara yol açacağı kesindir.ALİMÜL ĞAYBİ VEŞŞEHADEH.

    Yanıtla (0) (0)
  • islam ummeti / 10 Şubat 2021 23:40

    Allah belalarini versin .sen ırkçılık yaparsan bende ırkçılık yaparım . ben yaparsam sende yaparsın

    Yanıtla (0) (0)
  • Misadffri / 28 Ocak 2021 13:29

    Şimdi bu şahıs başka cenahtan olsa (CHP-İyi Parti...) Erdoğan'a darbe ima etti diye feveran koparırdı BİZİM Medya... Ama durum o kadar acı ki... EL MAHKUM ne gelir elden... gık çıkmıyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • pkert / 24 Ocak 2021 19:12

    mhp tabanı dönüştürüldü.. chp ye

    Yanıtla (0) (0)
  • Muhsin Bey / 24 Ocak 2021 19:00

    Tayyip bey yalnız adam filan değil. Bilakis kendi medyasıyla ak partiden ve çevresinden birçok kişiyi bizzat kendi iradesiyle uzaklaştırdı. Bir örnek olarak aydın ünal'ın ve nicelerinin serencamına bakabilirsiniz.
    Hakeza o kadar iyi iktisatçı varken damadını ekonominin başına getiren de, vekilleri seçen de, damadının tez danışmanını ve dava adamı yiğit bulut beyefendiyi varlık fonu üyesi yapan da bizzat kendisi.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mertırmaklı / 23 Ocak 2021 11:41

    Bir an, ‘çocuktur, o kadar üzerinde durmaya değmez’ denilebilir belki ama, çocuktan al haberi diye de bir atasözümüz var. Unutulmaya!

    Yanıtla (0) (0)
  • Haşim Ay / 22 Ocak 2021 23:03

    Zekai Bey kardeşim, hatırlatmanız için teşekkür ederim. Doğrusu Türkeş'in bu konuşmasını biliyordum. Eskilerin neyi nasıl gördüğü ve nasıl yorumladığı tabi ki önemli ama sonrakiler için de aynı şey geçerli değil mi? Şimdi Sayın Türkeş'in bir zamanlar meseleye böyle bakmasını baz alarak yazıya gerekçe oluşturan hadiseyi ve "Erdoğan'ı da biz indireceğiz!" söylemini yok mu saymalı? Tekil bir örnek bu, tüm teşkilata mal edilmemeli denilebilir ama o vakit de "Teşkilatı bağlamıyorsa neden bu zata bu derece görev tevdi edildi? Nasıl olur da Ortaokul gençlerinin bilincini bu perspektifle inşa etmesine göz yumuldu? Teşkilat Türkeş'in bu yaklaşımını bu derece önemsiyorsa 'Abdulhamit'i biz indirdik, Erdoğan'ı da biz indireceğiz!' diyebilen bir adam hakkında neden işlem yapmadı?" gibi sorular alıp başını gitmez mi? Kaldı ki Türkeş'in buradaki "komitacılık ile devlet adamlığı"nı birbirinden ayıran vurgusu hareketin pratiğinde bir karşılık bulmamış. Bahse konu hareket tarihi boyunca İttihatçılıktan devraldığı komitacılık geleneğini sürdüregelmiş

    Yanıtla (0) (0)
  • Zekai binici / 22 Ocak 2021 12:31

    Haşim kardeşim;
    YouTube dan şu videoyu dinlemeni tavsiye ederim.
    " Osmanlıyı yıkan İttihat ve Terakki
    Hakkında neler söylemiş Alparslan Türkeş "
    Diye yazın, çok kısa bir konuşmayı dinleyin
    Lütfen.

    Yanıtla (0) (0)
  • Zazahan / 22 Ocak 2021 01:25

    fetö için ne istedilerse verdik demişti RTE, evet ilk zamanlar gerçekten kemalist cunta karşısında hem zayıf hem de savunmasızdın bu nedenle fetöye ne verdiysen sineye çekmek zorunda kaldık ama yarın öbürgün mhp için de yok aldatıldık yok ne istedilerse verdik demeni asla kabul edemeyiz çünkü mhp ye hiçbir ihtiyacın yokken zorla gittin kendini onlara muhtaç ettirdin. sen dik durduğunda biz halk olarak hep senin yanında olduk ama sen dik durmayı bıraktın ve çok yanlış bir yola girerek mhp ile ittifak kurdun halbuki ne gerek vardı buna. biz halk olarak neredeyse yüzde 50 hep senin yanında durmadık mı? bugün benim gibi seni çok seven biri senin partine artık oy vermiyor ve bu gidişle artık senin şahsına da oy vermeyeceğim. ne partindeki yetkililer güvenilir ne de ittifak yaptığın mhp! bu halk seni hiçbir zaman yalnız bırakmadı sayın erdoğan ama son yıllarda maalesef sen bu halkı çok yalnızlaştırdın partindeki kurtlara karşı.. seni çok çok sevenler, yıllarca sana oy verenler, 15 temmuzda senin emrinle sokağa çıkanlar bugün kpss den 90 bile alsa partindeki haramzade torpilciler yüzünden 70 puan alan çöp tenekeleri karşısında kamuya atanamıyor. kim kimi yalnız bıraktı kim kime vefasızlık etti sayın erdoğan, milletin öz hakkı gasp ediliyor senden tık yok. Neden bizim bu sesimize kulaklarını kapattın kaç yıldır, artık niçin oy verelim sana daha çok mazlumların hakkı partindeki kodamanlarca yiyilsin diye mi ya da mhp nin daha da cüretkarlaşması için mi???!! bak anlaşılan tüm bunların sen de farkındasın ki bu sefer de yüzde sıfır virgül oyu olan SP nin kapısına gittin. Yahu bu halk sana yeter artar bile ama sen ille de sırtını dönmüşsün, umudu saçma sapan partilere, şahıslara bağlamışsın. ha birileri diyecek erdoğan partide yalnız kimse kimseyi kandırmasın yalnız ise kendisi bu partiyi bu hale sokmuştur. kimse zorla onun partisinde bakan vekil başkan falan yaptırılmadı herhalde..

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatma / 21 Ocak 2021 14:52

    Görünen o ki Ankara da müthiş bir kavga var.Dün akşam içişleri bakanının attığı tivit de bunun en bariz göstergesi.Adalet bakanını hedefe koymuşlar.Tayyip Erdoğan'ın etrafındaki bir avuç insanı da saf dışı edip iyice köşeye sıkıştırmak istiyorlar adeta.Son şiddet olaylarına bu pencereden bakınca herşey daha da net görünüyor.Adamlar da itiraf etmiş zaten ama bu işin altında sadece mhp nin parmağı olduğunu düşünmek saflık olur.Çok organize işler gibi bu olanlar.Allah Cumhurbaşkanımıza doğruyu görecek feraset ve badireleri de hakkıyla atlatacak güç versin,doğruluktan ayırmasın İnşaallah

    Yanıtla (0) (0)
  • Muhsin / 21 Ocak 2021 14:20

    Artık iktidarın aklını başına alıp bu kamburdan kurtulması lazım.

    Yanıtla (0) (0)
  • seko69 / 21 Ocak 2021 13:57

    bir hikaye vardır; .... sendeki evlat acısı bendeki kuyruk acısı olduğu sürece dost olamayız.
    AKP'nin kuyruk acısı, MHP'nin evlat acısı var. nasıl mı? Erdoğan ile Bahçelinin geçmişte birbirlerine ve partilerine yaptıkları sözler.
    Bir lidere "ZÜRRİYYETSİZ" dersen bunun acısı adama öyle bir oturur ki, tarihten silemezsin.
    Bahçeli'nin Erdoğana söylediği, senden c.başkanı olmaz. akp=pkk, Senden hesap sormazsam namerdim. söylemleri gibi onlarca söz, hakaret vb..
    bu aşamada üstte bunlar olurken, taban bunları unuttu mu? HAYIR:
    Bu iki mhplinin söylemi aslında tabanın düşünce yapısı.
    Taban da aynen böyle düşünüyor. Yani imkan ellerine geçtiğinde ittifak, dostluğun hatta BEKA SORUNUN aslında hikaye olduğunu, asıl amaç pastadan pay kapmak olduğunu biliyorlar.
    Onun için akpliler, mhplileri bir yudum suda boğmak istiyor, mhpliler de akplileri..

    bu iki zibidi ise bunu dile getirdiler. yani öyle yazılanlar gibi bir ihanet falan yok. iki parti sempatizanlarının düşünceleri bunlar.

    şunu da gördük ki, ülke, milliyetçilik, vatanseverlik, bayrak, millet vb. hikaye.. gücü ele geçirmek için her yol mübah anlayışı...

    Yanıtla (0) (0)
  • Serdar / 21 Ocak 2021 11:49

    Son olaylar ışığında şunu anladım:Erdoğan, yalnız adam.etrafina bir bakın ideolojik olarak aidiyet duygusu içinde olan bir adam söyleyebilir misiniz?Savruldukca hatalar yaptı dava kalmadi.Açıkları baska kadrolardan medet umarak kapatmaya çalıştı.Bunun sonu yok.Boyle reform blöflerini bırakıp kendi içinde reform yapmaları şart. Yoksa 2023 hayal olur.

    Yanıtla (0) (0)
  • NECİP ve KİBAR bir uyarı / 21 Ocak 2021 09:22

    değerli dostlar;
    bildiğiniz gibi son zamanlarda yaşanan kimi meş'um saldırılar dikkat çekici olduğu malumumuz.
    burdan alarak saldırıların izini sürmek ,illiyet bağı aramak kriminale etmek daha çok adli bir ihtiyaçtır.
    siyasi sürecin bir bileşeni olarak mhp'yi ititfaktan koparma stratejisini merkeze alarak farklı argümantasyon üreten çevrelerin varlığı aşikar.
    yaşanan gelişmeleri değerlendirirken maksadın meşru ve maslahata uygun olma zorunluluğunu ıskalamadan uyarı ve ikaz hakkı saklıdır.
    yaşanmış bir hadiseyi direk mhp ile ilişkili olarak dilllendirmek ve bu iddia için bir şahsın aktivitelerini irdeleyerek sonuç çıkarmak HAKSÖZ'ü merkeze alarak yaptığınız yayıncılık ilkenize uyuyor mu?
    bu cümleden alarak mhp ile cedelleşmek mi? ıslah amaçlı uyarı mı ?
    baki selamlar

    Yanıtla (0) (0)
  • atabey / 21 Ocak 2021 05:04

    elemanın yaşı itibarini ile konuşma metinleri bakınca bu bebe daha işin başında birilerinin eli ile dolaştırılıyor. bu iş ittihat terakki ile başladı ise kuvayyi milli ye ordan da istiklal harbine ordanda yeni cumhuriyete kadar giden tanıdık bir yol çizilmiş.mesele erdogan yada abdulhamit değil tarih çok açık net bir şekilde ortada iken eski argumanları kullanıp farklı bir yöne işaret etmektir bunların yaptığı.hedefte olan devlet bahçelidir.suan ki mhp kemik kadrosudur.bahçeliden sonra mhp yi silmek pasifize etmek için zemin basamaklarından biri sadece.iyi parti pentagon ayağı idi,başarılı oldular diğer aşama taklitçiler yani sızmalar veya dönmeler asıl tehlikeli olanlar bunlar, mhp için.tabi birde akp kadroları içinde var ki onlar zaten belli.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih / 21 Ocak 2021 04:04

    Evet bu İttihatçı artığı vandalların bizzat Ülkü Ocakları içinde bir yeri var ve Ülkü Ocakları, MHP bu vasatı üretiyor doğru. Ama yine de şahsın boyuna ve konumuna göre aşırı uzun, o güruh tetikçileri için reklam olarak kabul edecekleri boyutta gereğinden uzun bir değerlendirme olmuş.

    Yanıtla (0) (0)
  • isa polat / 21 Ocak 2021 01:31

    Erdogan indirilir indirilmez mesele bu degilde.. ey IT (Ittihat ve terakki cemiyeti) ciler.. Dünkü babalarizin arkasinda yedi düvel kafirler vardi.. hani ögrettiniz ya bize yedi düvelle savastik diye 1915 de osnli din icin 7 düvelle carpisti osmanli.. ingilizler bunlar istanbulu isgal ettiler ve bir kursun atmadan cekip giitiler niye . Babaniz nelerini verdide bunlar gittiler..Milyonlarca km kare topraklari Kurtardik (!) öylemi..arkanizdakilerle beraber gelin bir Erdogan yok bu memlekette binlercesi var.. Allaha ve dinine karsi savasanlarin kazandigi görülmemistir biz dün vardik Bugün variz yarinda olacagiz kiyamete kadar.. Biz sistem icin degil sadece sadece Allahin dini icin dün öldük yine ölürüz beyler aklinizi basiniza alin bu meydan sadece Erdoganin degil.. Daha bizi tanimiyorsunuz.. bunu böyle bilin

    Yanıtla (0) (0)
  • Mehmet / 21 Ocak 2021 00:30

    Erdogan bu badireyi de atlatirsa diyebilecegi cumleyi simdiden tahmin edebiliyorum. "ALDATILDIK" Simdiden gecmis olsun.

    Yanıtla (0) (0)