ABD’nin hezimete uğraması güzel ama Çin merkezli bir dünya da ürkütücü
ABD’ye atfedilen ‘yenilmezlik’, ‘oyun kuruculuk’ imajının Afganistan’da bir kez daha çöktüğünü belirten Kemal Öztürk, Çin-Rusya eksenli Avrasyacılığın yükselişine de dikkati çekerek bunun ürkütücü olduğunu söyledi.
HAKSÖZ-HABER
Habertürk yazarı Kemal Öztürk bugünkü köşe yazısında Afganistan’daki gelişmeler bağlamında Batı merkezli küresel sistemin acziyetini yorumladı.
ABD’nin ‘oyun kuruculuk’ imajı bir kez daha çöktü
Afganistan’daki hezimetin ABD için ciddi bir imaj sarsıntısı anlamına geldiğini belirten Kemal Öztürk şunları kaydetti:
“Afganistan’ın yeniden Taliban’ın eline geçmesiyle yaşadıklarımız bir kez daha gösterdi ki, ABD dünya siyasetinde büyük oyun kurucu aktör değildir.
Buna ek olarak, Avrupa’nın uzun süreden beri devam eden içe kapanmacı ve silik dünya siyaseti bu krizde yine ortaya çıktı.
ABD, Afganistan’da yenildi tamam ama geri çekilmeyi bile beceremeyecek kadar kötü bir durumda olduğunu kimse tahmin etmiyordu sanırım.
ABD siyaseten Afganistan’dan çıkmayı, orada oluşacak boşluğu ve yakın Asya’daki dengeleri nasıl etkileyeceğini iyi hesap edemediği gibi, askeri olarak geri çekilmeyi de beceremedi.
Tüm silahları Taliban’ın eline geçti, adamları içeride kaldı. Bu yüzden 5 bin askerini geri gönderdi Kabil’e.”
Çin merkezli bir dünya da ürkütücü
Almanya, Fransa ve ABD özelinde Batı’nın Ukrayna, Libya, Suriye, Yemen, Filistin vd. bölgelerde işleri nasıl batırdığını belirten Kemal Öztürk, ‘yenilmezlik’ imajının sarsılması bağlamında bunların olumlu gelişmeler olduğunu ancak ayak sesleri duyulan Çin merkezli bir dünyanın da son derece ürkütücü olduğunu vurguladı.
Kemal Öztürk’ün Habertürk’te yayımlanan “Batı'nın Oyun Kurucu Gücü Tükendi” başlıklı yazısının (25 Ağustos 2021) konuyla alakalı kısmı şöyle:
“Siyaset üretemeyen, varlık gösteremeyen ve olayın akışına göre günlük reaksiyonlar gösteren ülke konumuna düştüler.
Gerçi müdahil olduklarında durumu daha kötüleştiriyorlar.
Almanya ve Fransa’nın Ukrayna’da, Fransa’nın Libya’da, ABD’nin Suriye, Yemen, Filistin’de işleri daha da perişan ettiğini gördük.
Bu durumda Rusya ve Çin’in dünya sahnesinde daha etkin olduğunu görüyoruz her geçen gün. Daha dinamik, devlet aklı daha aktif ve daha iştahlılar.
Rusya’nın ekonomik gücü ve iç dinamikleri onun daha ne kadar uzak bölgelerde etkin olmasına müsaade edecek bilinmez.
Ancak Çin sessiz ve derinden nüfuz alanını her geçen gün daha çok arttırıyor.
ABD ve Avrupa’nın boşalttığı her alana bir cıva gibi akıp dolduruyor o bölgeleri. Ekonomisi güçlü, askeri kabiliyeti yüksek, ne istediğini biliyor ve devlet aklını son derece güçlü kullanıyor.
Doğrusu Çin merkezli bir dünya düzeni beni ürkütüyor. Komünizmle kapitalizmin tuhaf karışımı olan ve kutsal değeri belirsiz bir ülkenin ne yapacağını kestirmek pek mümkün değil.”
HABERE YORUM KAT