
ABD'nin derin devlet nizamı değişiyor mu?
Abdullah Muradoğlu, Trump'ın "Derin devlet" olarak nitelediği federal bürokrasiyi kökten değiştirme adına kurduğu DOGE'nin başına Elon Musk’ı getirmesi üzerine, Demokratların Trump'ı bırakıp Elon Musk'ı hedef aldıklarını aktarıyor.
Abdullah Muradoğlu/Yeni Şafak
Elon Musk neden hedefte?
Biden Yönetimi’nin İsrail’in Filistin soykırımına inatçı desteği Demokratlar’a bıçak sırtında yürüyen seçimleri kaybettirdi. Trump’ın federal bürokrasiyi tepeden tırnağa değiştirme plânı hedefine ulaşırsa, Demokratlar şimdiye kadar tıkır tıkır işleyen yerleşik bürokratik iktidarlarını da kaybedecekler. Bürokratik iktidar, Beyaz Saray’da bir Demokrat olmasa bile, kilit kurum ve kuruluşlarının çoğun “liberaller” tarafından yönlendirilen “idari devlet” anlamına geliyor.
İdari devlet, İki Partili mutabakat ile yürüyen “Amerikan Müesses Nizamı”nın ana sütunu. Trump 2016 yılından bu yana İdari Devlet’i “Washington Bataklığı” veya “Derin Devlet” olarak etiketliyor. Trump “Washington bataklığı” derken merkezci Cumhuriyetçiler ve Demokratlar’dan oluşan iki partili yozlaşmış siyasal elitleri kastediyordu. Trump 2016 seçimlerini kazanması halinde “Washington bataklığı”nı kurutacağını vaat etmişti.
Ne ki “bataklık” ilk döneminde Trump’ı içine çekti. Bu yüzden Trump birçok vaadini yerine getiremedi. Trump ilk başkanlık döneminin sonlarında İdari Devlet’i liberallerden arındırmak için bir plân hazırlamıştı. 2020 seçimlerini kaybettiği için plânı uygulamaya geçirememişti.
ABD’nin başkenti Washington D.C’de ‘gerçek iktidar(idari devlet)’ hiç değişmiyordu. İdari Devlet’in kökleriyse 1933’te ABD başkanı seçilen Demokrat Parti’li Franklin D. Roosevelt’in “Yeni Düzen(New Deal’” reformlarına kadar gidiyor. “Küçük Hükümet Muhafazâkârları”nın ve Trumpçı Cumhuriyetçiler’in hedef aldığı birçok kurum da bu dönemde hayata geçirilmişti.
Washington yürütme ve yargı organlarındakiler de dahil olmak üzere federal hükümet çalışanlarına ev sahipliği yapıyor. Son 20 yıldaki başkanlık seçimlerine bakarak bile Washington’daki idari devletin ideolojik yüzü görülebilir. 2000’den bu yana Demokrat Başkan adayları Washington DC’de ortalama yüzde 90 oy aldılar. Son 20 yılda Cumhuriyetçi Başkan adaylarının Washington D.C’de aldıkları oy ise yüzde 10’u bile bulmadı Trump 2016 seçimlerinde D.C’de yüz 4.1, 2020’de yüzde 5.4, 2024’teyse kabaca yüzde 6.5 oy alabildi.
Sayıları 400’ü bulan federal kurumlarda sözleşmeliler hariç, 3.5 milyonu aşan sivil ve asker tam zamanlı görev yapıyor. Bu kurumların bütçesiyse yılda 1 trilyon doları geçiyor. Günlük yaşamın tüm alanlarını kapsayan yasal sorumlulukları bulunan bu kurum ve kuruluşlar ABD Kongresi tarafından finanse ediliyor ve denetleniyorlar. “İdari devlet”in büyüklüğünü eleştirenler bu olguyu “federal kurumlar üzerinde liberal tekel olarak” olarak tanımlıyorlar..
ABD Başkanlarının siyasi atamaların sayısıysa 4 bin civarında. Federal işlerin çok büyük bir yüzdesi rutin çalışanlar tarafından gerçekleştiriliyor. Cumhuriyetçiler’e göre Federal çalışanlar orantısız şekilde “liberal”dir ve bu nedenle muhafazâkâr bir başkanın politikalarına itiraz etme ihtimalleri yüksektir. Seçim kaybetseler bile Demokratlar’ın hükümet partisi olarak nitelenmelerinin sebebi, budur. Cumhuriyetçiler Trump’ın ilk döneminde bürokrasinin Trump’ın politikalarını sekteye uğrattığı, işleri yavaşlattığı, bilgi sızdırdığı, veri paylaşımında işbirlikçi davranmadığına dair eleştirilerde bulunuyorlardı. Trumpçılar’ın bir diğer yakınma sebebiyse federal personelin görevden alınmalarını zorlaştıran yasal mevzuatlardı.
2024 seçimlerini kazanan Trump istişari nitelikte “Hükümet Verimliliği Bakanlığı(DOGE)” ihdas etti ve başına da Elon Musk ve Vivek Ramaswamy’yi getirdi. Trump Savunma ve Dış İşleri başta gelmek üzere icrai bakanlıklara idari devleti tasfiye plânına sadık kalacaklarına güvendiği isimleri getirdi. Elon Musk ise idari devlete karşı açılan savaşın başkomutanı gibi hareket ediyor. Bu yüzden Demokratlar Trump’tan daha çok Musk’ı hedef almaya başladılar.
Trump seçimden önce yaptığı bir konuşmada, “Hristiyanlar, dışarı çıkın ve oy verin, sadece bu seferlik. Artık bunu yapmak zorunda kalmayacaksınız. Dört yıl daha, sonra düzelecek ve iyi olacak. Artık oy vermek zorunda kalmayacaksınız” demişti. Bu sözler Cumhuriyetçilerin temelli olarak bürokrasiye yerleşeceklerini ima ediyordu. Trump’ın “idari devlet”i yeniden yapılandırmayı başarması durumunda “derin devlet”ten şikâyet sırası Demokrat’lara gelecek
Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki “kültür savaşları”nda da önemli rol oynayan Federal Bürokrasi’de büyük yer değiştirmenin Amerikan siyasetini derinden etkileyeceği düşünülüyor. Diğer yandan bu “büyük yer değiştirme” Demokratlar’ın popülist bir çizgiye evrilmesine yol açabilir. “Müesses Nizam Liberalleri”nin en korktuğu diğer bir senaryo da bu.
HABERE YORUM KAT